Sûfiyem;
Kaderi
tecelli kılardı tercihlerimiz
Çanakkale’nin
gözlerinde yansırdı
Seyit
Onbaşının bakışları
Titrek
kandillerde
İzini
düşüren gölgelerimiz vururdu duvarlara
On
Beşlileri cephelere uğurlardı analar
İki
yüz elli bin şehidin kanları sulardı toprağı
Kırgın
mısraların peşinde
Üstü
başı pespaye şiirlerin
Anlamında
ihtimaller zorlandıkça
Özlemezdim
sabahları diyorum
Her
defasında beni sana getirmese…
Sonra,
bir Nisan yağmurunda,
Parçalardık
şemsiyeleri gözyaşlarıyla….
Sûfiyem;
Ellerimiz
özleminin nazarında dua
Suçsuz
bebekler susturuluyor Srebrenitsa’da
Vuslatını
dilenmekte parmaklarım
Doludizgin
esaretine koşuşumu çok görme
Nicedir
senin gökyüzünde teşneleşen bulutlar
Benim
toprağımı ıslatıyor
Türkmen
dağlarında yanarken canım
Sevdana
düşmüşlüğüm toprağa dikilen tohum
Varsın
mükemmel olmasın sözcüklerim
Kadere
tecelli eden yollarda
Toprağı
öper gibi yoğruluruz zamanla…
Ama Bosna’nın
sokaklarında yakıyorlar cesetleri
Sekiz
bin üç yüz kişi gömülüyor canlı canlı uyan…
Sûfiyem;
Bir
parçam daha kalıyor gerilerde
Hocalı’da
ağlıyor kadınlar
Derisi
yüzülürken genç kızların
İç
çekip iç çekip hıncımla ağlıyorum
İsyanla
yoğrulur kelimelerim
Dilimdeki
suskunluk hasretime müzahir
Bu
suskunluk ebede öykünme
Sözcüklerim
doludizgin feveran
Görebilsen
bakışlarım da âlem var
Bakışlarımda
ahir…
Bil beni
Sincan da aç kalan bebelerin nefesiyim
Koşulsuz
ölen insanların kanı…
Sûfiyem;
Hicranına
özür beklemez sevda
Rızasız
düşmezken yaprak toprağa
Allah-u
Ekber dağlarında kayar yıldızlar
Leyl
bir aldanıştır yanılsamalar
Vazgeçme
yönümüzü çevirdiğimiz aşk bizi bulacaktır
Vuslata
zuhur eden sözcükler affına tutuşurken
Unutma
nefesleri dondu karlarda Mehmetlerin
Bu
yüzden harap yüreklerde bakidir yangın
Feryatta
oradadır, sevdada
Felaketin
kılıcında titrer mazlum yürekler,
Adı
bile okunmayan coğrafyalarda sessizce ölür mazlumlar…
Yüzünü
saklama ak yüreklerden
Bir
segâh makamında
Göreceksin
Üzerine
nur düşecek adının…
Sûfiyem;
Yüreği
ateş olana sorulmaz murat
Yazgısı
nedametin lütfudur
İstikbali
sonsuzlukta vahamet
Temmuzun
ortasında yazıldı yeniden
Meydanları titreten hürriyet
Yüreği
yanık ezgilerin dilinde
Ömer
Halisdemir olup geçer gözlerimden
Yüreğinin
makamı
Perişan
muştulara dem tutarken
Aşk
diyarlarında ölgündür sözcüklerim
Aşk
İçi
nar bir bedende ölümüne
Sadece sana suskun…
Âdem
Efiloğlu
Seslendirme: Adem Efiloğlu