Düş mahkûmu gerçekler ve veryansın
eden acılar.
İzotopu ruhun, aşkla kemale eren
huzurun indinde saklı
Metanet ve asalet ve dirayet
Kapkaç duygular ne ki ne?
İklimlerden kış zuhur eder ki asası
mevsimin
Yalnızlığın şaşkın mizacında saklı
keramet.
Bir hüzün furyasıdır ki sözcüklerin
de b/ağlanmışken
Basireti…
Bir külfet ki yaşamak:
İdrakin izinde
Aşkla hamt etmek şükür etmek
Ve sabır dilemek
Devasa bir ölçüt madem yürek
Sevecen ve sağaltıcı renkler gerek
İhbarı Yüce Rabbe
İltifatı bilinmeze
Dönük yüzünde ömrün
Yanan kavrulan benliklerin kördüğümü
İcazet etmek ansızın
Hicabın eşiğinde
Körüklenmiş duyguların meali
Ön sözü yaşamın
Erdemdir insana en yakışan unvan
Şahlanan gün
Şevki kırılan insan
Şans eseri yaşayan da değil
Kâmili sözcüklerin
Yaralı yüreklerin
Devindiği bir iklim saklı ve de
Zemheride açan kardelen gibi nicesi
Neşesi kaçmış ruhların b/ağlanmış
basireti
Kükreyen yerküre ve gök kubbe
Asılı kaldığı kadar insanlığın
zarafeti
Mikado çöpleri gibi dağıldık ve
dağıttık
Renklerden beyazı sevdik lakin
karayla avunduk
Ve savunduk da güzellikleri
Kefil olduğumuz kadar tutulan nutka
Savrulduk yerden göğe
Nihayetinde yerin dibine göç edene
Bakıp da bunca hüzne
Ağladık ölümüne
Sevdik ölümüne
Ve sayacı kırık mutluluğun
Nutuk atan bir dürtü ise ölüm
Mizacına yenik düştük dünün
Ne fevri ne sıradan
Ne de bir feveran duyduk sağdan
soldan
Fiile döktüğümüz kadar sabrı ve şükrü
ve yardımlaşmayı
Asılı kaldığımız iklimin ipinde
Aslında ipin ucu çoktan kaçmıştı
Ve irkildik ansızın
Gecede saklı ölümcül taarruz
Bir yıkım değildi sadece
Bir bitim
Belki de yeni bir başlangıç arz
edecek Tanrı
Talep bulacaktır da niyazımızda saklı
Tutulası umudun ve inancın
vardiyasına
Sadık ve tanık
Ve işte Rabbe ulaşmanın duası saklı
yürekte
Ar bildik arz ettik
Arşı alaya çıkan yürek birlikteliğine
biat
Elbet Rabbin izniyle çıkacağız da
feraha