Yetmiş ikinci saat

318 izlenme 12 yorum 25 Mart 2024 Pazartesi - 00:32
Kalkın uyuyanlar
Ya da uyuyun sonsuza kadar

Yetmiş iki saat yani üç gece üç gündüz
Önce geceden söz edeceğim zira geceler benim ekmeğim, başım-gözüm
Sözüm
Ocakta pişen aşım

...
Yorum Yaz
munise-senem-ucar
29 Kasım 2024 Cuma - 23:11

29 Kasım 2024 Cuma - 23:11
tarihinde güncellendi...

Cevap Yaz
Kuyu ile fısıldaşmalar


Bunca zaman rüyaların gelişine aldandım
İnandım sevda sözlerine
Bir çiçek dahi verilmemişken elime
Aşk ile Dilbeste ettim ruhumu
Ahestelik benim kanımda var

Zamanların dahi albenisi kalmadı
Kaldırım taşında ziyafet veriyor gümüş gece
İhya oluyorum böylece
Benim için gül de gök de yok artık

munise-senem-ucar
26 Kasım 2024 Salı - 20:10
Cevap Yaz




Yüzlerce söyleyiş arasından başını doğrulttu liyakat çemberi. Ve sanki hüzünlü kelimeler ile arkadaşlığım başladı. Gözlerim etrafımdaki mutlu kalpleri aradı. Mutlu kalpler, hayattan zevk alan başı sıkıştığında şikâyet etmeyen kalplerdi.
munise-senem-ucar
26 Kasım 2024 Salı - 19:49

26 Kasım 2024 Salı - 19:51
tarihinde güncellendi...

Cevap Yaz


Biz yağmurları sevdik
Allah'ın üzerimize şefkatle bıraktığı damlaları sevdik
Yaşamayı sevdik

Biz hayat üzerinde söz sahibi olmayan fakat yürüdükçe ağzından çiçeksi kelimeler kaçıran sevmeyi sevmiş; susmayı adap edinmiş fani canlarız.

Koştuğumuz zamanlarda yorulduklarımız bir yana koşunca ellerimize değenler, yüzümüzden akanlar, gönlümüz içine girenler vardı. Koştuk. Allah bizimleydi. Allah gözlerimizin içindeydi. Hikaye bitmedi. Hikaye devridaim etti.

Bir insan seliydi önümden geçen. Edep ve lisan-ı hâl ile yürüdüğüm yolda karşıma engeller çıkmadı mı? Ayağıma dikenler batmadı mı? Elbette yaşadım bunları. Vazgeçmedim... Ne yağmuru sevmekten ne de insan seslerini davet etmekten yoruldum.

Korktuğum bir şey vardı o da Allah'ın merhametinden lütfundan mahrum bırakılmak.

Yetinmeyi öğrenmeliydim. Nesli tükenen iyiler ve iyilikler arasında güzellik uğruna suskunlara ses olmalıydım. Ağaçlara nefes, kalplerin huzuru için yarınlara umut olmalıydım...

Fakat nasıl?

İnsanım ben. Hem çok güçlüyüm hem acizim. İnsanım ben. bir yanım suya havaya toprağa güneşe buluta muhtaç; Diğer yanım insana bahşedilen "Kemalat" ile hercümerç.

munise-senem-ucar
26 Kasım 2024 Salı - 12:23
Cevap Yaz
Beyaz elbiseli kadın kendisinde bariz bir değişikliğin farkına varmış. Saçları kısaltılmış bir defa. Sonra yolu Gözyaşı Gecesine çıkmış aniden. Beyaz elbiseli kadın bahçeleri çok ama çok seviyormuş. Yine bir gün bahçede kırmızı çiçeklerle vakit geçirirken Gözyaşı Gecesi seslenmiş kadına.

Sevgili Kardelen

Hoş geldin. Sen de artık bir kuş oldun. Zira kuş olmasaydın benim altın rengi kafesime giremezdin. Ben Gözyaşı Gecesi bitmek bilmeyen zamanlar ile arkadaş... Dağınık halde bırakılmış düşlerin toplayıcısıyım.

Beyaz elbiseli kadın şaşırmış. Zira ilk defa birisi ona ismiyle seslenmiş. Bu hoş karşılamaya cevap olarak Gözyaşı Gecesine eteğindeki kırmızı çiçekleri derleyip hediye etmiş ve sonra şöyle demiş

Sevgili Gözyaşı ve Sevgili Gece

Hoş buldum. İsmin neden Gözyaşı Gecesi diye sorsam bana kızar mısın? Bu beyaz elbiseyi bana gökyüzü perileri hazırladı. Kalbim ve içindeki dünya ise Tanrıdan armağan. Zaman çok acımasız. Saçlarım eskisi gibi uzun ve gür değil. Yaşlanıyorum. Gençlik heyecanı geride kaldı. Bu yüzden bana dokunma! Düşlerimi de al ve öylece vedalaşalım

Böylece Gözyaşı Gecesi bütün varlığını suya indirip oradan uzaklaşır. Geriye kocaman bir boşlukta çukurlaşan sessiz veda sözcükleri asılı kalır.




munise-senem-ucar
3 Nisan 2024 Çarşamba - 22:17
Cevap Yaz
ŞAİR, ŞİİR VE STATÜ


Çekip gitti şiir.!
Sarsılarak.


Çiçekleri celladına emanet etti ve gitti.
Çiçekleri rüyaya sarıp masalı es geçemiyor şair,
Aksine bir çiçek, beş hüzün ve yedi şiirle doğuruyor geceyi.
Yine de
Birkaç buluttan öteye geçemedi kalem ile yazılan
Bulutsuz var oldu gök-mavi.

Şair sürüyle yalnız yürüyenlerden
Şair statüye inanır.
Şair gitmek istiyor fakat kalmak
Onun en çılgın arzusu.
Şair; -kirlenmek güzeldir.- saçmalığı yüzünden saf dışı kalmak istemiyor.
Solunda tülden bir hülya ile gitti o.
Kendi yoluna...




Munise Senem UÇAR

maksud(e)
28 Mart 2024 Perşembe - 23:10
Cevap Yaz
Hayatın hepi topu yetmişiki saat. Gökten düşen elmalara kadar sirayet etmiş bu hakikat bitirdiğimiz dünlerin beklediğimiz yarınlara 'bugün' olabilmesi için çırpınıyoruz her nefeste.
Aslında bize bahşedilen yetmişiki saati tüketmek için yaşıyoruz bitmesini istemeye istemeye.
Bitsin de gidelim diye beklenen bir proramın sadece seyircisi olmak da var işin sonunda,
"Bir daha!" alkışına kaptırıp nefsimizi, vaz geçilemez baş rol oyuncusu zannetmek de var kendimizi şu hayat oyununda.
Yeter ki üç gün üç gece dersek uzayacak gibi duran bir düğün coşkusu, yanlışlara bulaştırmasın zevk ve sefamızı.
Vuslata ermek için everken üç gün kalsın yaşama neşemizi besleyen umutlara.
munise-senem-ucar
27 Mart 2024 Çarşamba - 10:10
Cevap Yaz
Dua / Nur Damlaları



Yâ Nûra’n-nûr
Yâ Münevvira’n-nûr
Yâ Müsavvira’n-nûr
Yâ Hâlika’n-nûr


Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.




Allah’ım Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum.
Ey nurların nuru,
Ey nurları nurlandıran,
Ey nurlara suret ve şekil veren,
...

Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok ki bize imdat etsin. Eman ver bize, Eman diliyoruz. Bizi cehennemden kurtar.



Kayıplara karıştı vaveyla tamiri yaptığım telmihler
Toprağa verilmiş hüzünlerim var benim



Yağmurun dudaklarında
Birleşen yollara

Al Güllerin içinden gülümseyen ak güllere
Sıvazlanmış ağrılara
Haziranda görücüye çıkan soğuk gölgeye

Müsveddeler sağ kolumda gökler ile cilveleşirken
Bin ağıt yetişir yağmur göğüne çeşmelerden
Kederle dökülmeye başlar ağzımın içi
Sağır koğuşlara kilitlenir aklım

Duvarda
Put kesildi ağlayış
İsterdim ki tapılmış batıl inançlardan değil yakılmış ağıtlardandır onlar demeyi
Sicim yağmurları için
Onlar Nur’un nur damlalarıdır demeyi çok isterdim

Kuşlar uçtu pencereden
Bilmeden
Sararmış ağaçlara
Lağımdan kaçar gibi kaçtım
Hayatın sokaklarında
Çürümüş kaldırımlarında uykuya yatmış serçe kuşlar
Bakmadım
Baktıkça
Belaya çarpar diye gözlerim
Ben de oradaydım
Fidanlar boy vermedi
Delilik çıkartmasıyla ötekileştirildi aklım
En çok o günlere hâl oldum
En çok o zaman yaşadım
Celp ettim susmaya

Sürgün yollarda gülleri ağzımdan taşırıp sana geldim Allah'ım
Suskun geldim
Açıldı zindanlar ve zamanlar
Vedalar uzadı
Suskun geldim
Ayın çemberinde boğuldu hoyratça
Gül kıvrımları
Ben ne yaşadım bilmiyorum

Kalbim çarpar diyemem
Kalbim kanatlanamaz
Çiçekler gibi açılsın geceler
Suyun sancısında geceler
Öz suyunda kavuşur insan bu dünyada anne sütüne

Yüreğimi dağladı metruk zamanlar
Eli boş çevirme kapından
Başaklar eğilirken güllerle meşk ettim diye çekme rahmet elini üstümden
Beni de kabul buyur
Cemal sıfatlarınla muamele et bahtsız kuluna Allah’ım



Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
...
Güzel pencereleri ve Allah’ın izzet ve ikramını isterim
Sırların sırrını mutlak süratte hiçbir cihette bilemem
Belki şu zamanlar en tiryak korkuların saplandığı zamanlardır

Eyy ölüm
Çok görme karanlığı
Günlerin ahı kimin boynuna
Aklımı kaçırarak yaftalamışa benziyor karanlık
Hırsız sofraların bitmez ziyafetlerin günahı kimin boynuna
Yalnız kendi ulur gecelerde aç kurtlar

Bir gün de benden sorsunlar gecenin tahtını
Dem bu dem
İçimin koyları büyüdükçe büyüdü
Ölmüştür ölüm
Sesimi çiğnemeye yürekli misin ?
Eyy ölüm
Yalnızlık ekseninde şah ve mat oldu güruhum

Kayıplara karıştı vaveyla tamiri yaptığım telmihler
Toprağa verilmiş hüzünlerim var benim

Eyy ölüm
Geç vakitte gelme
Koşar adım zamanlara ayarlanmış sayılı günler
Tespih tutmuş gönlüm Kalem ve Nur göğüne
Başlangıç hikâyelerinin saplantılarında divanları hizaya koyup
Şiiri koyultup oturdum gecenin tahtına

Kalbim tarumar
Dem bu dem
Eyy ölüm
Senden başka
Ne kimseye gittim ne de kimseyi sordum Allah’a
Eyy ölüm
Savun kendini
Elim taşın altında
Cevapların hepsi sende
Eyy ölüm
Aşkı çağır
Sakız ağaçlı tepeler gibi yeşert yüreğimi


Kalbimi sökseler ya
Ahir zamanlar
Yine ben düştüm siyah güllerin çemberine
Yine ben düştüm
Son mektubuna çileli misafirperver kentlerin
Kahırlı giydim pembe otları
Beyhude varışların telaşlarında geçiyor zaman
Ömrümüz çiçeklense bari

Uçmak hayali başköşede kalleşçe katledilen emellerden
Biter er ya da geç
Sultanlığın sağır nağmeleri

Ben
Göklerden ziyade yaralı kuşların kalbiyle arkadaş oldum
Onlarla hasbıhal ettim
Onlarla cilveleştim

Boş beşikleri beleyemem
Öylesine içemem ölümsüzlüğü
Öylece geçmem zamanın kirli eleğinden
Sunulan şarabın vefasız yüzünü bir daha göremem

Burası dünya
Tutamam renklerin rengini
Tarih tekerrür eder
Tecelli eder talihsiz bahtım
Şiir duraklarında paramparçayım

Zaruret eliyle giydirildi tenim
Başka tenlere
Ellerim bomboş
Yüzümün yankısında koşuyor zarif rüzgârlar
Yırtık sesler korosu inmeye iniyor da
...
Gecenin gezegeninde dolunay
Şifa bulmaya sana geldim Ya Rab

Kuluna
Müjdeler ver
Ya Rab

Bir gün
Şu kavuşmaz yollardan sevinç gözyaşlarıyla dönmeyi bekledim
Şiirler süsledim sana
Hüzünler besteledim suların yatağında
Huzursuz gecelerin koynunda
Şifa bulmaya sana geldim
Ya Rab

Müjdeler ver
Ya Rab




Munise Senem Uçar




https://www.youtube.com/watch?v=0zoJHIvWKGs
munise-senem-ucar
27 Mart 2024 Çarşamba - 04:04
Cevap Yaz
Motive Sancılara… Motiflerde Mutluluk

Sevmeyi unutma.
Güneşini göğünde tut.
Kuşlara git.

Kadim olan anda yaşananlar değil o an hissettiklerin.
Gidebileceğin en uzak yere git.
Varabildiğin en yakın yere vardığında
Orada mutlu insanlar ve inananlar için hazırlanmış yeşil vadiyi göreceksin. Orada telaş yok. Kaygılar yok. Stres yok. Üzüntü yok. Orada huzur var. Sadelik var. Orada insan bütün zerresi ile kalbine aklına ve ruhuna emanet çünkü.

Keşke diyeceksin...
Keşke daha öncesinde sevseymişim şu kendimi.




-Hayatta tek istediğim mutlu olmak

Ne kadar çok telaffuz ettik bu cümleyi. Herkesin kurduğu hayaller artık gerçek oluyor. Nasıl mı? Varoluşa inanarak… Bizi sınırlara zorlayan çizgileri ortadan kaldırdığımızda ne kadar güzelleşecek hayat bir görseniz. Biz özgür varlıklarız. Daha da özgür olacağız.

Geçmişine kapılma yoluna bak!
Bir tek yol değil, yollar var hayat akademisinde.
Hayatın gizemi her daim karşında… Biraz akıl oyunları biraz da özveri istiyor hayat.
Hayat bir serüven… Önce kendini sevmekle başla. Sonra zaten seveceksin hayatı.
Dizginleri elinde tutma. Serbest bırak dizginleri. Coşkulu kalbinin yapabilecekleri tahmininin çok daha ötesinde… Sadece azıcık müsaade et kalbine.

Mutluluğu Sev
Mutluluğu Seç
Mutluluğa koş
Mutluluğu haykır
Mutluluk için dua et ve mutlu olacağına inan.


Ufukta, öbür yarında mutluluk kuşları senin varoluş sancını ezberleyerek ve sana bütün gücüyle eşlik ederek kanat çırpıyor görmüyor musun? Sen tablodaki kırmızının en koyu tonusun. Mutluluk için geç kalmadın. Mutluluğu beklerken sana verilen zamanı bedenini kalbini israf etmedin. Bunu en iyi sen biliyorsun. Mutluluğa çok az kala kalbin orada. Mutluluk bir çekmece uzağında.

Alsız Pulsuz


Mazeretim var
Ayrılamıyorum camın önünden
Kapıdaki vur kaç sesleri bana eşlik ediyor

Düşe kalka yazıyorum
Hayatın provası şimdi
Bir küçük çekmece
İçi dolu zerzevat
Oysa kalbim başka şeyler söylüyor.

Küfede bir kucak dolusu çiçeğin olsun. Mutluluğu seçtiğinde sen... Yüreğinde aşkı ve güzelliği milat kabul et. Haykırarak bütün yollara yakın ol ve içinin çatlak duvarlarından uzaklaş. Sen, sana sebep ol bir küçük mutluluk için.



Munise Senem UÇAR
munise-senem-ucar
26 Mart 2024 Salı - 16:59
Cevap Yaz
"" Doğru olduğunu gerçekten bildiğim şey, içimin ağladığıdır. Burada yaşıyorum ve varlığımın derinliklerinde açlık ve susuzluk var. "" Halil Cibran
munise-senem-ucar
25 Mart 2024 Pazartesi - 15:37

25 Mart 2024 Pazartesi - 15:38
tarihinde güncellendi...

Cevap Yaz

Meryem'in şahsına ama yalnızlığa ithaf

.
Yalnızlık ihtimaline
Ağlamış gözler

Ben yalnız bir kadınım Meryem
Bana göre değil küsüp gitmek
Yaraya tuz bastım
Beyaz düşlere ne oldu
Uykum kanlar içinde
Gülüşlerimin yerini dolduramıyorum
Bekleyebilirim
Bir saat ya da birkaç gün değil
Bir ömür boyunca bekleyebilirim

Bugün
Dünün hatırasını yatırdım küçük odaya
Yanaklarından öptüm
Üstünü örttüm kalbimin içi alevlenmeden
Çöpleri döktüm
Evi temizledim
Öğle alarmını sessize aldım
Masaya bir tabak yemek koydum
Hayat hikayemi kendi ellerimle yazdım
Ben hayatta kalanlardanım Meryem
Bir şeyler yolunda değil
Bir şeyler yanlış konumda
Bir bulutla kalbim fethedilirdi oysa
Yol nereye gider
Tekrar bakar mıyım göğe aynı yerden
Bilinmez
Ben bugün doydum Meryem
Yarın da doyacağım muhtemelen
Ve bu hep böyle sürmeyecek
Bitecek Meryem
Bitecek


Munise Senem UÇAR


https://youtu.be/aT0XswFmPRY?feature=shared
munise-senem-ucar
27 Mart 2024 Çarşamba - 00:00
Hoş geldiniz.. Hoş seda getirdiniz efendim.
nurcan-aslansoy
26 Mart 2024 Salı - 11:46
Umut
Öyle lanet bir şey ki, kaybettiğini sandığın yerde
Yeniden kaldırıyor insanı ayağa...


Emeğinize, yüreğinize sağlık.
munise-senem-ucar
25 Mart 2024 Pazartesi - 08:25

25 Mart 2024 Pazartesi - 08:25
tarihinde güncellendi...

Cevap Yaz
Sabah oldu.
Güne nasıl başladığımı hatırlıyorum
Geceden kalma

Uyandım
...
Sahi
Ömrünüzün son yetmiş iki saatinde siz olsaydınız uyur muydunuz?

Tanrıdan başka
Kim bilebilir kalpteki zenginliği ya da ruhun için sakladığın kitabı ve bütün zamanlarda ışıldayan gerdanını


Duyuyor musun nefis melodiyi?



Munise Senem UÇAR


https://youtu.be/LW6feFT2-80
munise-senem-ucar
25 Mart 2024 Pazartesi - 00:40
Cevap Yaz
Gecekondu

Gelin kuşu gitti
Fakat aşkın elâ gözlerine gitti
Fakat tekti bütün oldu
Ben idi biz oldu

Gitti o
Aşka aşkla
Ve başka gözlerde tatmadı zül
Ve güzün töresinde oyalamış buldu nefesini

Bir gün bütün sırların surunda
Boşluk kentinin alnının çatına tokat gibi çarptı varlığının alfabesini.


Ayak seslerinden tanı onu
Gitti o

Sevdaya uçmak denir
O uçmaz ise ölecek

Uçmaya çalışan bir gelin kuşu o, ölümüne uçar pervasızca.


Kimsenin can evine girmeden
Hiç kimselerin hüznünü tasvir etmez o
Edemez
Güzel kalbinin çizgilerinin izinde o

Bak bi.’
Dön de bak
Tanrı göğü neden yaratsın uçmak olmazsa


Munise Senem UÇAR

https://www.youtube.com/watch?v=F1dTv_WsMRI
Yorum Yaz

Yetmiş ikinci saat

Yetmiş ikinci saat

Yetmiş ikinci saat