Aşkla Anıların İz Düşümü Ya Da İç Sahasının Ölçüsü 1
Geçen hafta ayrıldığı sevgilisinin evine doğru yürüyordu. İç sesiyle ”ben ne kadar salağım, ayrıldığım sevgilimin evine birkaç değersiz eşyamı almak için arkadaşım Kazımın git yeniden barış sözüyle gidiyorum, oysa kazımın sözü bana ne lazım ki gidiyorum”. Ayakları geri adım atarken ileriye doğru adım atmaktan zorlanıyordu. İsteksiz bu haliyle beş dakikalık mesafeyi bir saate alabildi ve ayrıldığı sevgilisinin evine vardı. İsteksizce kapının zilini çaldı. İçinde ”Umarım evde yoktur, bu sıkıcı halden kurtulurum” diyemeden kapı açıldı. Kapıda geçen hafta terk ettiği Rüya, gülümseyerek duruyordu. Bu gülümsemesinde sanki geçen hafta ayrıldığını unutmuş, yeniden sevgili olmuş havası eserken.
-Hoş geldin Ramazan, buyur gir içeriye dışarıda kalma.
Ramazan şaşkın mıydı? Evet! Bu şaşkınlığıyla iyi etmiş miydi gerçekten kendisine sorarken, içinde iç sesiyle ”Fazla oyalanma eşyalarını al çık, seni yeniden etkisi altına almadan ”İç sesini bir an düşüncelerinin karanlık odasına hapis ederek, koltuğa geçti oturdu. Oysa bu koltukta günlerce baş başa konuşmuş sarılmışlardı, geleceğe doğru kararlar aşamasına geçmeden Rüya’nın “ ben anne babamdan ayrılamam beraberce yaşayalım, sen iç güveyi gel bizim eve” o an kafasının tası atarak beyni üşüyerek Cüneyt gibi “Nayır olamaz, ben bunu kabul edemem” diyerek evi ve sevgilisini terk etmişti. Hemen koltuktan hızlıca kalkarak sandalyeye oturdu. Oysa bu sandalyede otururken Rüya onca boş yer varken, gelip kucağına oturmuş, aşk dolu sözler söylemişti, geleceğe dair kararı almadan önce. Odanın her metrekaresinde kendilerine ait aşk dolu anılar vardı. Birden Coşkun Sabah abimizin ”Anılar, anılar” şarkısı çalmaya başladı.
bu akşam içimde hüzün var
gözümde canlandı anılar
ağlamak istiyorum, haykırmak istiyorum
bu akşam içimde hüzün var
sensiz geçmiyor bu akşamlar
gönlümde dinmiyor arzular
kavuşmak istiyorum, sarılmak istiyorum
bak bizi bekliyor anılar
anılar, anılar, şimdi gözümde canlandılar
anılar, anılar, beni bu akşam ağlattılar
benden uzak durma ne olur
bu kalbi sensiz taşıyamam
artık benim olmasan bile
seni görmeden yaşayamam
yüzünü görmeliyim
sesini duymalıyım
anıları yaşamalıyım
anılar, anılar, şimdi gözümde canlandılar
anılar, anılar, beni bu akşam ağlattılar
Bu iyiye doğru giden bir şeydi. Rüya mutfakta kahveleri yaparken, birden onunla aşk dolu egzotik loş ışık altında birbirlerine aşk dol sözleri fısıldarken kahve içtiklerini üstüne de aşk badesini içerken, yatak odasında karyolanın üstündeki nevresimi incelerken bulduğunu hatırladı. İşte bu andan sonra yeniden aşk canlanacak mıydı yüreklerinde. Bakıyoruz Ramazan’a, sanki huzursuz oldu, yok yok sanki pişmanlık dolu bir hali var. Bu pişmanlık dolu anı bu ana bir katkı sağlayabilir miydi, isterseniz bir bilirkişiden bunun hakkında görüş alalım. Sayın Süleyman aşkla bakarın, Süleyman aşkla bakar da kim mi? Aşk konusunda dört kitabı var, bu konuda uzman olsa da kendisi aşk konusunda aşka adım atarken henüz saha kenarında duran ve sahadaki oyunlara, pardon insanlara bakarak yorum yapan bir yazardır. Ben dört kitabını da okum. İsimleri.
1 Aşkın dış sahası
2-Aşkın iç sahası
3 Aşkın iç sahasının ölçüsü
4- Aşkın bakış açısının iz düşümü
Okuyalım dördüncü kitabından birkaç paragraf. Anılar aşkın bakış açısının izdüşümleridir. Canlanırsa gözde bu izdüşümle bir düzlemde gösterme şekli ile birbirine paralel bakışların altında merkezi izdüşümle yeniden bir araya gelebilirler.
Süleyman Bey'e teşekkürler ederek biz devam edelim.
Mehmet Aluç