Yıllar önce Maupassant'ın kısa bir öyküsünü okumuştum.Konusu uzun süre belleğime kazınmıştı.Bir sahaf dükkanında kitapları karıştıştırırken O nun bir öykü kitabıyla karşılaştım.Heyecanla sayfarı karıştırmaya başlamıştım.O hikaye , Bir mucizedir yaşamak adlı kitabın içinde yer alıyordu.
Öykünün adı;Sevdi,sevildi,öldü.Konusu:Seven bir adam.Yağmurlu bir günde sevgilisi evden çıktı.Yağmurda ıslandı.Hastalandı,yatağa düştü ve öldü.
Adam bu acıya dayanamadı,Birgün O nun mezarını ziyarete gitti.Gece mezarlıkta kalmak yasaktı.Ama o bir yolunu bulup o geceyi mezarlıkta geçirdi.
Gece yarısı bir mezarın açıldığını gördü.Ölü mezardan çıktı ve mezar taşının yazısını değiştirdi.
Mezar taşında şöyle yazıyordu:
Burada Jacques Olivant gömülüdür.Elli bir yaşında öldü.Herkesin sevgisini kazanmış,namuslu,temiz bir insandı.Tanrı'nın rahmetine kavuştu ve mekanı cennet oldu.
Mezardan çıkan ölü bu yazıyı kazıdı.Sonra sivri bir taş alarak yazıyı değiştirdi.Şu satırları yazmaya başladı:
Burada Jacques Olivant gömülüdür.Elli bir yaşında öldü.Kaba davranışlarıyla,mirasına konmayı tasarladığı babasını öldürdü.Çoluk çocuğuna çok eziyet etti.Çalabildiği kadar çaldı ve sersefil öldü.
Yazısını bitiren ölü eserine hayranlıkla baktı.Diğer ölülerde mezardan çıkmış mezar taşlarındaki yazıları değiştirmeye başlamışlardı.
Sonra sevgilisini düşünür,melekler kadar masum olan sevgilisi ne yazardı ki;merakla o:Sevdi,sevildi ,öldü. yazısının yerine ne yazıldığını okumak istedi.
Onların yerine şu satırlar yazılmıştı:
Sevgilisini aldatmak için evden çıktı.Yağmura tutuldu,soğuk aldı ve öldü.
Bu öykü bana ne hatırlattı ki,yakın tarihimizde yaşanan garip olayları.Kahramanların yükselişi ve düşüş hikayelerinde ki trajik olayları.
Güçlüyken insanların bu güç karşısında ayaklarının yerden kesilmesi daha çok imkan ve güç elde etmek için verdikleri uğraş sonucunda beklenmeyen düşüşleri izlemek ibretlik olaylar.
Yada çok iyi olarak tanıtılan insanların ardında ki zaaflar ve oportünist amaç faaliyetler.. sonunda yapılan haksız işler birden mezar taşlarında yazılması muhtemel gerçekleri alt üst ediyor.
Yakın tarihimizden örnekler vererek olaylara bir bakalım.Ve şu sözü hiç unutmayalım;"mahkeme kadıya mülk değil."
1980 darbesinin iki güçlü ismi,Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya.O zamanlar güç onlardadır.Ama basında zayıf da olsa Şahinkaya hakkında yolsuzluk iddiaları vardır.Evren paşa konsey yara almasın diye O nu korur.Aklanması için mahkeye göndermez.Çünki O zaman için hiçbir güç bunu yapmaya muktedir değildir.
Diğer bir ilginç olay Özallı yıllarda devlet bakanı İsmail Özdağlar için rüşvet iddiası vardı.Özal kendisiyle yüz yüze konuştu.Sordu,böyle bir iddia doğru mu diye.Özdağlar diliyle itiraf etti."hayatımı garanti altına almakiçin yaptım"oysa hayatı ganati altındaydı.Boğazdan geçen rızıktı.Özal mahkemede tanıklık etti.
"Evet bana diliyle ikrar etti"bu ifade ceza almasına yetti.Özdağlar için.
Bir diğer olay,iddialı sözlerden sonra oluyor nedense?Yıl 1979 yıllardı Rahmetli Ecavit hükümeti kurmak için beş millet vekiline ihtiyaç vardı.
Ecevit parlemontoya çağrı yaptı."kumar borcu olmayan beş kişiye ihtiyazcımız var" diye.Ve motellerde yapılan görüşmelerden sonra beş kişi bulunur.Ne hikmetse bu beş kişi arasından iki bakan Yüce mahkemede yargılanır.
O günden bu güne yolsuzluk ve rüşvet olayları devam eder ama ya zaman aşımına uğrar yada Yüce divanda "aklanırlar"
Mezar taşlarında birgün gerçek yüzlerini okumak dileğiyle..
(
Mezar Kitabeleri başlıklı yazı
M.Filizman tarafından
1.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
