Sabah evimizin bahçesinde oturup esen rüzgarı yudumlarken: Köpeğim Oscar’ı
bekliyordum, sırdaşım dert ortağımdı. Her sabah evimizin duvarına tırmanır annem
yoksa duvardan atlar yanıma uzanır kuyruğunu pat pat yere vururdu...O sabah aynı
şekilde annemi gözetlemiş yok olduğunu anlayınca yanıma ilişmişti...Sırtı siyah altı koyu
sarı renkli, kulakları düşük bir kurt kırmasıydı...Annem onu yanımda görünce bir çığlık
atmış köpeğim fırlayıp gitmişti...Annem iyi niyetiyle beni korumaya, mikrop kapmamı
engellemeye çalışıyordu...O gün ilk kez köpeğimin hamile olduğunu anlamış, o minik
yavrularını sevmek için zamanın çabucak geçmesini arzulamıştım. Babam köpeğimi en
az benim kadar severdi. Oscar motor sesini duyduğunda hep aynı coşkuyla koşar,
babamın ayağına çelme takar, bütün marifetlerini sergilerdi...Gece sabaha kadar ulur,
evi sahiplenir, uluması annemin terliği fırlatmasıyla kesilir ortalık durulunca kaldığı yerden devam ederdi... Bilmem kaç yaşındaydım, on iki ya vardım ya yoktum...O sabah
kalktığımda o olmayasıca sabah sanki hissetmişim gibi bir sinirle uyanmıştım önüme
gelene bağırıyor, sitem ediyor, sakinleşmek için çaba bile sarf etmiyordum...O gün
erkenden sokağa çıkıp köpeğime bakınırken gelen aracın egzos borusun sesiyle irkildim. Üzerinde hiç unutamadığım unutamayacağım üç hece yazıyordu za bı ta! Anlamamıştım ya da anlamamak için çaba sarf etmiştim niye geldiklerini...Biri arabadan inip Oscar diye bir köpek varmış şikayet var, vuracağız dedi... o an konuşamamıştım acıdan, sinirden dilim kilitlenmişti... Bir kaç saniye sonra vuramazsın köpeğimi, öldüremezsin, dedim...Oscar yolun sonundan belirdi beni görünce koşmaya başladı... Gelmeeeee! Anlasa ah bir anlasa, git, seni sevdigimi bil, git ve asla bir daha bu sokağa girme diye bağırıyordum yüreğimden...Arabadan inen adamlardan bir diğeri köpeğime silahını doğrulttu .Oscar sanki anlamış gibi dişlerini gösteriyor hırlıyor ama kaçmıyordu. Birden silahın önüne atladım görevli deli misin kızım deyip üzerime atlayıp beni sıkıca tuttu...çırpınmamı engelliyordu, vurmayın, diye bagırınca biri sanki köpeğimle arasında kan davası varmış gibi pis pis sırıtarak ‘Kimliği var mı?’ dedi. O neydi ya, diye aklımdan geçirdim ama cevabı yapıştırdım hemen alırım ...Ama duymadılar beni...Vurmayın diye bağırıyor; adamın kollarından kurtulmak için çırpınıyordum mahalleli toplanmıştı: Anneee! köpegimi kurtar diye bağırsam da duyulmayacak kadar ötedeydi evimiz...O gün büyük olmayı o kadar istemişdim ki, hadlerini bildirmeyi...Sıkıntıdan çırpınmaktan terlemiştim. Görevli tekrar silahı köpeğime döndürdü. Gözümü kapadım ,beynimi sıkıştırdım benliğime...evet o ses: Pattt! Köpegim vurulmuştu. Adam beni bıraktı o kan kokusunu duymamak için fırladım, eve doğru koşmaya başladım...kapıya deptim annem kapıyı açtı kadın ‘Yavrummm ne oldu?’ demeye kalmadan odama girip kapıyı kapattım... Arkamdan mahalleli doluşmuş hep bir ağızdan anneme olanları anlatmaya çalışıyorlardı annemin gözlerinin donduğunu hissetmiştim...Annem köpekten çok çocuğunun tutulmasına kızmış olacak ki nerde o adamlar diye sitemlenmeye başladı...Duvarı yumrukladım..Boğazımdaki düğüm açılmıyordu. Annem yanıma geldi ‘Üzülme yavrum sana yenisini alırım, hatta bahçeye bağlamana istersen eve almana bile izin
veririm...’ Annemin bu sözlerine hem kızmış hem içerlemiştim. Bir daha onun gibisi doğmazdı dünyaya gelmezdi. Elimden kaydı gitti, diye fırtınalar estiridim beynimde... O gün odamdan hiç çıkmadım annem üzüntümü yenmek için en sevdiğim şeylerle arada odamın kapısını çalıyor, belli ki hasta olmamdan korkuyor, ben üzüldüğüm için o da üzülüyordu..Akşam motorun sesini duyduğumda sukunet bulmuş kalbim bir kez daha acıdı...Bahçeye fırladım babam Oscar diye bağırıyordu...Bana dedi: ‘Kızım köpek nerde?’ Vurdularrrr, deyince pattt bana bir tokat attı. Niye izin verdin kızım, dedi aslında
tokadı acısından atmıştı, o tokat köpeğin vurulduğu o anaydı. Sonradan üzülmüş olacak ki saçımı sıvazladı...Evimizde bir kaç gün matem havası oldu...Mecbur kalmayınca kimse konuşmuyordu. O günden sonra hiç köpek almadım bir gün bir köpek getirdiler eve öylesine bağladım bahçeye. Başını ya bir kere okşamış ya hiç okşamamışımdır...

( Oscar başlıklı yazı Rabia Dogan tarafından 25.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.