Ayrılmıştı, birbirini sımsıkı tutan eller, kenetlenmiş
gözler.
Yüreğinde ki dinmez sızı ve acı tarifsizdi, uğurlarken
sevdasını.
Döner miydi, dönen var mıydı ki ateşten, duyan var mıydı?
Onun için işlediği çevreyi verdi neferine, hep yanındayım
dedi
Yüreğimi işledim ona, sevdamı işledim, ben ruhumu işledim…
Ömrümü…
Rabbim ömrümü ömrüne katsın dedi, canımı canına, neferim.
****
Tüfeğini aldı, yola çıkma zamanıydı, bekliyordu Gelibolu,
Bir nur sevdadan, diğer ilahi sevdasına gidiyordu.
Gözündeki yaş, bıraktığı sevdasına verdiği son hediyesiydi.
Ümidi vardı; yere, göğe söz vermişti aziz Vatan’ın istiklâli için.
Ümidi yoktu, gidiyordu ve feda etmişti naçiz saydığı
canını,
Vatan’ı için, Vatanına emanet ettiği sevdası için…
****
Arkasından öylece bakakaldı, gözünde yaşları, acısı,
sızısı,
Döner miydi, dönen var mıydı ki ateşten, duyan var mıydı?
Yüreği gidiyordu, sevdası gidiyordu, ruhu eriyordu, Vatan için,
Rabbim ömrümü ömrüne katsın dedi, canımı canına, neferim.
Öyle ya dönen var mıydı? Diyen var mıydı, elbet ben
dönerim?
****
Günler geçti, aylar geçti, bir mektup geldi aziz cepheden,
Yorgun ellerin yazdığı satırlar, aşkına yeniden bir umut
verdi.
Okudukça umut hüzüne döndü, hüzün çaresizliğe, sessizliğe.
Artık ağlamıyordu, derin bir hasret, yüreğinde bir kor ateş,
Rabbim ömrümü ömrüne katsın dedi, canımı canına, neferim.
****
Yazın güneşi yakıyor, hasret ateşi eritiyordu bekleyen
yüreği.
Ümit etmek ne demek ti Vatan’ın istiklâli mevzu bahis
iken?
Beklemek sevdasını, işlediği çevreden artmış ipleri
sararken,
Gözünde yaşları, yalvaran dilinde Cenabı Hakka duaları,
Rabbim ömrümü ömrüne katsın dedi, canımı canına, neferim.
****
Uzaklarda cephede, ateş hattında bir siperde kalem
tutuyordu,
Yorgun ve bitmiş eli, sevdasına iki satır yazmaya
çalışıyordu,
Bir elinde sevdiğinin hediyesi çevre, diğer elinde yüreği mürekkep.
Patlarken başının üstünde top, mermi ve savaşın yitik çığlıkları,
Cananın canı neferi, ölüme göğüs germiş asil efradın bir
eri.
****
Günler geçti, yaz bitti ve son menzilden bir ulak geldi
köye,
Koştu sevdasından gelecek habere, ümide, iki satır
hasrete
Başını öne eğdi ulak, zarfsız, kanlı bir kağıdı uzattı
eline,
Döner miydi, dönen var mıydı ki ateşten, duyan var mıydı?
Ulağa duydun mu sen dedi, hiç gördün mü, şahit oldun mu?
****
Yarım kalmış bir mektup, kana bulanmış son satırlar, son
kelâm,
Cenabı Hakka tevdi ve emanet eden son biçare dualar,
sözler.
Mesudum ki, beni bana verdiğin çevre ile gömerler diyen
sevgili
Döneceğimi hiç sanmıyorum diyen son cümleden kalan izler,
Kan ile biten bir mektup, biçare sevda, biçare ağlayan
gözler.
****
Anısı kalmıştı artık can feda neferin, aşk ile eriyen
yüreğinde bir güzelin,
Dünya’ya karşı koymuş bir orduydu, bir kızıl bahardı, güneşti aziz Vatan için.
Binlercesi gibi toprağa karışmıştı sevdası, özsuyu
olan yağmurlar gözyaşıydı,
Hasreti yüreğinde ateşten kordu binlerce annenin, babanın, evladın ve eşin.
Vefası damarlarında gezen, aziz bir Vatan’ın bedeliydi, bedeliydi geleceğin,
Ölmeyen sevdası işlediği çevrede, yazgısı alnında, hasreti ateş yüreğinde