Eskiden memlekette


Eskiden memlekette rahat nedir bilmezdik
Öyle de olmasaydı şu gurbete gelmezdik
Keşke gelmese idik açlıktan da ölmezdik!
Lahana, turşu, çorba unumuz mısır idi


Tarladan çıkan mısır altı ay yetmez idi
Kışın odun biterdi bacamız tütmez idi
Dinlenmeyi bilmezdik işimiz bitmez idi
Ellerimiz yaralı ayaklar nasır idi


Güneşli havalarda çıkar idik kabana
Hiç aklımdan geçmezdi gideceğim yabana
Yaylada inekleri gönderirdik çobana
Süt verenler damızlık kurbanlar kısır idi


Kardeşler sıra ile bekler idi davarı
Yazın çıvıl çıvıldı köyümüzün civarı
Tezekle sıvalardık kış gelince duvarı
Yorgan bin bir yamalı yatak da hasır idi


Birliktik asla yere gelmez idi sırtımız
Biri dara düşünce koşardı her ferdimiz
Vakit nakit değildi yoktu öyle derdimiz
Aylar yıl kadar uzun, seneler asır idi


Der Mikdadî gurbette geçiyor çağlarımız
Bir hortlağa dönüştü burdaki sağlarımız
Gözden ırak kalınca kesildi bağlarımız
Memleketi unutmak en büyük kusur idi


 


 

Ozan Mikdadî



( Eskiden Memlekette başlıklı yazı Mikdadi tarafından 13.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.