Adam, varlık hakkında düşünmekten yorgun,uykuya daldığında, rüyasında bir sahildeydi.   Kumsalda ilerlerken denize bakıp, yine varlık hakkında düşünüyordu.

                                                                    O sırada bir deniz kabuğunun kendisine seslendiğini duydu. Kabuğu alıp içine bakınca sırrı çözeceğini içsel olarak biliyordu. Baktı. Kabuğun karanlığında sonsuz hızda ilerleyen bir düşünceydi şimdi.

                                                                    Dünyayı, yıldızları, galaksileri, tüm bunların kabuğun içinde olmasına şaşarak aştı. Ve dışa doğru mu içe doğru mu gittiğini bile anlayamamıştı. Sonunda uçsuz bucaksız bir karanlığa kavuştu. Bu hiçlikte yok olduğunda, sırrı kavramıştı. Sonra kabuğu indirdi. Yeniden ışığa ve denize baktı. Hiçlik onu sıkmış, ürkütmüştü. “Böyle daha iyi” dedi… Ve uyandı…



Adam şeye baktı

 Bir baştı bu.

Köpek şeye baktı

 Bir taştı bu.

Şey kendine baktı

 Ne baştı, ne de taştı…

 

Sanatkarının hayali gerçek etmesi

Sözde, varlığa dökmesiydi.

Taşa giydirilmiş bir hayaldi

Sonsuz Tek Var’ da var

 Bir dalgalanmadan ibaretti.

 

Bunu bildi

Benliğini aştı

Kendinden geçti

Yokluğunda

 Hiçliğin sonsuzluğuna aktı

O şimdi hiçliğinden Hu’ya varan dı…




 

 

( Deniz Kabuğu başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 25.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.