21 Mart Pazartesi günü baharın
müjdecisi olan 21 Mart Nevruz Bayramı, 21 Mart Dünya Şiir Günü, 21 Mart Halk
Ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu’nun 43’üncü ölüm yıldönümü, 21 Mart Dünya Down
Sendromu Farkındalık Günü olduğu gibi benim ve arkadaşlarım içinde ayrıca Türkiye
Sakatlar Derneği Malatya Şubesinin feshinin 1’inci yıldönümüdür…
Evet, bundan tam bir yıl
önce 21 Mart 2015 Cumartesi günü yapmış olduğumuz 10.Dönem Olağan Genel Kurul
Toplantısında almış olduğumuz karar sonucunda 26 Nisan 1994 tarihinden itibaren
21 yıldır büyük bir özveri ve fedakârlıkla haklı ve onurlu mücadele vermiş
olduğumuz derneğimizi fesih ederek son vermiştik…
Bundan 22 yıl kadar önce 26
Nisan 1994 tarihinde ilimizde yaşayan engelli insanların sorunlarını araştırıp,
çözüm bulmak ve toplumun bir parçası olan engelli insanları dört duvar arasında
yaşamak yerine onları gün ışığına çıkararak toplumla bütünleştirmek,
hastalıkları ve hakları konusunda bilgilendirip bilinçlendirmek, tüketicilikten
kurtararak üretici bir insan bilinci içinde sosyal ve kültürel faaliyetlerin
içine çekerek yaşamlarına renk katmak amacıyla kısıtlı imkânlarla kurduğumuz ve
büyük bir özveri ile çalışmalar yaparak, her türlü ortamda engellileri en iyi
şekilde temsil ederek sorunlarına çözüm getirilmesi için tüm olumsuzluklara ve
imkânsızlıklara rağmen mücadele ettiğimiz Türkiye Sakatlar Derneği Malatya
Şubesinin hayatımda ki yerini ifade edecek kelimeler bulamıyorum…
Yoktan var ettiğimiz,
ellerimizle kurduğumuz, tırnaklarımızla kazıyarak ilimizde ve ülkemizde saygın
bir yer edindirdiğimiz, çatısı altında olmaktan gurur ve onur duyduğumuz, engellilerin
sorunlarına çözüm arayabildiği ve aradığı çözüme de kavuşabildiği tek yer olan
ve aradan bir yıl geçmesine rağmen halen insanların sevgi ve saygı ifadeleriyle
andığı bir dernek olan TSD Malatya Şubesini ne benim ne de mücadele
arkadaşlarımın unutması, unutmamız mümkün değildir…
Aradan geçen bu bir yıl
içerisinde karşılaştığımız, konuştuğumuz yüzlerce insandan, “Keşke
kapatmasaydınız, sizin haklı ve onurlu mücadelenizi herkes biliyordu, her zaman
sizin verdiğiniz mücadeleyi sevgi ve saygıyla takdir ederek takip ettik, keşke
herkes sizin gibi dürüstçe sorunları dile getirmiş olsaydı engellilerin sorunları
kısa sürede biterdi, hep dik durdunuz, hiç boyun eğip yalakalık yapmadınız,
sizin yokluğunuz Malatya için, engelliler için büyük bir kayıptır” gibi
sözlerle çok karşılaştık…
Bu sözleri duymak benim için
onur verici bir duygudur… Her insanın, her STK’nın duyamayacağı sevgi ve saygı
sözleridir bunlar… Bu güzel sözleri hak ettiğimize de inanıyorum…
Mücadele vermeye
başladığımız ilk günden son güne kadar hiçbir zaman prensiplerimizden,
ilkelerimizden ve kişiliğimizden ödün vermeden ve din, dil, renk, ırk,
cinsiyet, siyasi, mezhep, sosyal, kültürel ve etnik engelli veya engelsiz vb
gibi ayrım yapmadan sadece ve sadece engelliliğimizden dolayı yaşamış olduğumuz
sorunlarımıza çözüm üretmek amacıyla kısıtlı imkânlarımızla ayakta durmaya
çalışarak faaliyetlerimizi yürüterek sorunlarımıza çözüm aradık…
TSD Malatya Şubesinin kapanmasından
sonra ilimizde değişen ne oldu diye soranlar ve merak edenler olmuyor değil elbette…
Değişenlerden bir iki tanesini kısaca belirteyim, olumlu veya olumsuz
olduklarına sizler karar verin…
Bizler TSD Malatya Şubesini
kapattıktan sonra ilimizde açılan dernek sayısı 8 tane ve bizim dışımızda ise kapanan 2 tane daha dernek olmuş. Şu an itibariyle ilimizde engellilerle
ilgili faaliyette bulunan değişik isimlerde ve değişik engel gruplarından 21 tane dernek ve 14 tanede spor kulübü olmak üzere toplam 35 tane dernek bulunmaktadır.
Aradan geçen 365 gün içerisinde engellilerin gerek yerel
gerekse de genel olarak yaşadığı sorunlarla ilgili spor kulüplerini bir kenara
bırakın ilimizdeki herhangi bir dernek adıyla olumlu ya da olumsuz olacak
şekilde yerel veya ulusal medyada en ufak bir açıklama yapıldığını görmedim…
Yapıldıysa da sürekli internet başında bulunan ve sosyal paylaşım siteleri ile
haberleri takip eden biri olarak ben duymadım…
Düşünüyorum bu bir yıl
içerisinde ilimizde ve ülkemizde engellilerin yaşamış olduğu yerel ve genel
sorunlar bitti her şey güllük gülistanlık mı oldu acaba? Eğer sorunlar bittiyse
bir engelli vatandaş olarak ben neden halen sorun yaşamaya devam ediyorum? Yok,
bitmediyse neden bunları kamuoyuna açıklamıyorlar? Yaşanılan sorunları dile
getirebilecekleri gibi çözüm üretilenleri de getirebilirler aslında… Bu tür
soruları birbiri ardınca yazıp uzatabilirim aslında… Ancak gerek yok, yetkilisi
de yetkisizi de kısacası kamuoyu neyin ne olduğunu görüyor ve biliyorlar…
Sözün özü olarak, yeri
doldurulamayacak bir mücadele odağıydı derneğimiz… Burada bir gerçeği de
belirtmeden geçmek istemiyorum… Aslında tek başına derneğimiz o seviyeye
gelmedi elbette… Eğer dernek olmasıyla o seviyeye gelinmiş olunsaydı şu anki
diğer derneklerde bu seviyeye gelebilirdi… Sonuçta onlarda bir dernek…
Derneğimizi o seviyeye getiren saygın bir yer edinmesini ve güzel faaliyetler
yaparak engelli sorunlarına çözüm getirilmesi amacıyla güzel mücadele
verilmesini sağlayan ilk günden son güne kadar işin mutfağındaki yani yönetim
kurulundaki benim, arkadaşlarımın ve üyelerimizin bir aile gibi ilkeli ve
prensipli oluşumuzdan kaynaklanmıştır… Dernekten öte iyi günde kötü günde
birbirine kenetlenen bir aile ortamı yaratmaya çalışmış ve bunda da başarılı
olmuştuk…