Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 12.05.2016
Okunma Sayısı : 2247
Yorum Sayısı : 1
Günün Yazısı

Bu Yazı 14.05.2016 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.

Kamu kurumu veya özel işletmeler tarafından gerek kapalı gerekse de açık alanlarda kamuya açık hizmet vermek amacıyla yeni bir çalışma ya da tadilat yapıldığını görecek olsam dayanamayıp duruyor ve “Engellilerle ilgili bir düzenlemede yapılacak mı?” diye sorarım.

Genelde ise sorumun cevabı evet olur. Aldığım yanıtın üzerine TS 9111 nolu engellilerle ilgili standartlara uygunluğunu sorduğumda da, “Siz kayıtsız olun tam sizlerin kullanımına uygun olarak yapacağız” derler.

Bazen de yapılan çalışmalarda sözde biz engellilerin kullanımı için yapılmış rampa, tuvalet, asansör, hissedilebilir yol vb gibi düzenlemeleri görünce durup standartlara uygun mu diye bakarak incelerim. Şu ana kadar incelediğim yerlerin yüzde 98’i uygun değildi diyebilirim. Uygun olmadığını gördüğüm düzenlemelerin yapıldığı an orada gördüğüm çalışanlara, ustalara ya da yetkililere, “Bizim kullanmamız için yaptığınız bu düzenleme standart dışı, bunu kullanmamız mümkün değil” diyerek yapılması gereken uygulamayı izah etmeye çalışırım.

Bunu söylediğim kişi ister kamu görevlisi olsun isterse özel işletme yetkilisi tamamının da yüzü hemen asılır ve baştan savma şeklinde yanıtlar vermeye başlarlar. O asılan suratları görseniz sanırsınız ki ben yapılan tüm düzenlemelere karşıyım, hepsinin düşmanıyım, yapılan her şeye muhalefet olsun diye müdahale ediyorum.

Sözlerimi farklı şekilde algılayarak suratları asılanlar bilmiyorlar ki dile getirdiğim ve olması gerekeni söylediğim tüm düzenlemelere er veya geç kendilerinin de ihtiyacı olacağıdır. İhtiyacı olmasını bir kenara bırakın kendilerinden hayrına bir şey talep etmiyorum, sevabına sadaka istemiyorum… Onların yapmakla mükellef oldukları kanunların engellilere tanıdığı yasal hakların yerine getirilmesini istiyorum… Başka da bir şey istemiyorum…

Yıllardır dernek başkanlığı yapmam nedeniyle yetkili-yetkisiz, engelli-engelsiz insanlar ile kamuoyu tarafından yakından tanınan biriyim.

21 yıldır vermiş olduğum/uz mücadelenin amacını bilmeyen kalmamıştır. Beni yakından şahsen tanıyanlar ve yüz yüze hiç tanışmadan vermiş olduğum/uz mücadeleyi kamuoyunda yakından takip edenler mücadelemi/zi/n gerçek amacını çok iyi bilir ve anlarlar.

Bilmeyenler için ya da bilip de bilmemezliğe gelenler için bir kez daha açıklamak istiyorum. Benim ve arkadaşlarımın vermiş olduğu mücadelenin tek amacı ve gayesi vardı. O da başta yaşadığımız ilimizin her türlü mimari ve fiziki engellerden arındırılmış engelsiz bir Malatya olması içindi. Daha sonrada engelsiz bir Türkiye ve engelsiz bir dünya yaratılması amacı içindi.

Peki, yıllardır vermiş olduğum/uz mücadele benim için neden bu kadar önemliydi? Neden gece gündüz demeden, yaz kış demeden, sıcak soğuk demeden, yağmur çamur demeden bu konuda koşturuyor ve çırpınıyordum? Bu sorunun cevabını belirtmeme gerek yok aslında, çünkü bunun cevabını beni tanıyanlar ve görenler bilmektedir.

Engelsiz bir Malatya, engelsiz bir Türkiye ve engelsiz bir dünya yaratılması amacıyla vermiş olduğum/uz mücadeleyi her şeyden önce engelli bir vatandaş olarak ben kendi adıma veriyordum. Çünkü 4 yaşından itibaren engelli bir insan olduğumdan dolayı yaşadığım sorunların çözüme kavuşması ve her türlü engellerin ortadan kalktığı bir Malatya, bir Türkiye ve bir dünyada yaşamak amacıyla mücadele vermekteyim.

Bunu sağlamak için de dernek olarak 21 yıl süresince 1994 yılından 21 Mart 2015 tarihine kadar dernek çatısı altında örgütlü bir şekilde verdiğim mücadeleyi sonlandırdıktan sonra gerek birey olarak engelli aktivistlik yaparak, gerek Malatya Söz Gazetesi başta olmak üzere internet haber siteleri ile edebiyat sitelerinde köşe yazarlığı yaparak ve gerekse de kitap yazarlığı yaparak yine yaşadığım/ız sorunları dile getirmeye gayret etmekteyim.

Yıllarca dernek olarak vermiş olduğumuz mücadele esnasında dile getirmiş olduğumuz sorunlar ile çözüm önerilerinde en ufak bir abartıya kaçmadan, kişisel sorun ve taleplere değinmeden, yasaların vermiş olduğu haklarımızı dile getirip talep ettik. Yasaların bizlere, engellilere tanıdığı hakların dışında herhangi bir talepte bulunmadık, bulunmayı da hiç düşünmedik. Bunu ben ve benimle birlikte yönetimde bulunan arkadaşlarım prensip edindiğimiz için yapmadık. Yapmadığımız gibi bunu yapmak istesek de yapmamıza kişiliklerimiz elvermezdi zaten.

Dernek hayatımda prensip olarak yaptığımızı şu anda ise köşe yazılarımda da dile getirdiğim tüm konu ve sorunlarda en ufak bir abartıya kaçmadan, genel ve yerel sorunlarımızla alakalı yetkili-yetkisiz kim olursa olsun hiç kimseyi karalamadan, çamur at izi kalsın hesabı yapmadan, yıkıcı değil yapıcı şekilde eleştiri yaparak sorunlarımızı dile getiriyorum.

Bu güne kadar yaşamış olduğumuz yerel ve genel sorunlarla ilgili yazmış olduğum yazılarla ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve özel kuruluşlar tarafından en ufak bir olumsuz geri dönüş olmadı. Bununla beraber en ufak bir tekzip eden kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlarda olmadı. Arada bir yazılarımın yayınlandığı basın kuruluşlarına herhangi bir açıklama, tekzip vb gibi geri dönüş oldu mu diye sorarım. Sorduğumda aldığım yanıt “Hayır” olur.

Gerek sözlü olarak gerekse de yazılarımda sorunlarımızla ilgili dile getirdiğim konularda en ufak bir olumsuz geri dönüş, en ufak bir tekzip olmasına da imkân yok aslında. Çünkü olumsuz bir dönüş olduğu takdirde onlara gerekirse noter huzurunda ispat etmeye hazırım. Dile getirdiğim her sorunu yaşayan bir insanım ve sorunların çözümünü, nasıl olması gerektiğini bildiğim gibi bu konularla alakalı yasal mevzuatları da bilen biriyim. Bu nedenle dile getirdiğim sorunlarımızla ilgili çözüm üretme mevkisinde bulunan yetkililer kim olursa olsun görevlerini yasalara uygun olarak yapana kadar ve engelsiz bir Malatya, engelsiz bir Türkiye ve engelsiz bir dünya yaratılana kadar dile getirmeye ve mücadele etmeye devam edeceğim. Kısacası suratlarınızı asacağınıza kanunlardaki görevlerinizi eksiksiz ve hatasız yerine getirin.

( Suratlarınızı Asacağınıza Görevinizi Yapın başlıklı yazı AliHaydar tarafından 12.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.