İki yaramaz çocuk ruhumuz,

Şen-şakrak, deli-dolu.

Var mıdır bu rüyadan

Hiç uyanmamanın bir yolu?

 

Daima zakkum bahçelerinden

gam topladım,

Mutluluk sahnesini hep atladım.

Bir derin sükûttan çekip aldın,

Beni benden de çaldın.

 

Tek tek sardın yaralı yanlarımı,

Süslüyorsun en güzel anlarımı.

Bitti vefasız şarkılar,

Gitti kahırlı şiirler.

Gönül burçlarımda dalgalanırsın,

Öylesine mavi, öylesine güleç.

Sen Leyla’yı kıskandıran cilve!

Ülkeme hep neşeni saç,

Damağımda kalsın,

Bu tat, bu telve.

 

Gamzelerinde dinlenir yorgunluklarım,

Uçup gidiyor kırgınlıklarım.

Kapattın ebedi zindanlarımı,

Yaktın vuslat şamdanlarımı.

 

Ben böyle iyiyim sevdiğim,

İstiyorum hiç sabah olmasın.

Seninle susuz da kalırım,

Uykusuz da.

Bu benim en tatlı esaretim.

Sevdana öyle göm ki beni,

Sonsuza dek orda kalayım.

Doyamam biliyorum;

Belki bir nebze soluklanır,

Sana olan hasretim.

 

 17.07.2017

Saat : 07:17

 Muhittin Alaca

( İki Yaramaz Çocuk Ruhumuz başlıklı yazı Alaca tarafından 17.07.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.