Seni bırakacağım, terk edeceğim, onca yıl süren birlikteliğimize son vereceğim sözlerini söylemek benim için elbette kolay değildi. Senelerce iyi günde, kötü günde birlikte olduğum ve her şeyimi paylaştığım seni bir kalemde silmek, terk etmek ve bırakmak elbette kolay değildi. Aldığım bu kararı uygularken çok zorlanacağımı ve seni aniden hayatımdan silip atamayacağımın farkındaydım. Ama ne olursa olsun irademe hâkim olup senden uzak durmaya çalışacak ve bunu da başaracaktım.
Karar aldığım gün seninle son kez birlikteydik. Günün sonunda seninle vedalaşmamız gerekecekti. Ancak vedalaşmak için hiçbir şey söylemeyecek, öyle afili sözler sarf etmeyecek ve özel bir şeyler yapmayacaktım. Biliyorum ki bunları yapacak olursam aldığım karardan geri dönüş yapabilirdim. O gün son kez seninle birlikteliğin tadını çıkarmaya baktım. Günün sonu yaklaştıkça içimdeki duyguları anlatamam. Tarifi imkânsız bir ayrılık acısı kaplamaya başlar gibiydi. Yavaş yavaş günün sonu yaklaşıyordu. Aldığım bu ayrılık kararını bir gün sonra yani 25 Temmuz 2005 Pazartesi günü uygulamaya geçirecektim. O gece nasıl uyudum nasıl sabah oldu hiç anlayamadım.
Nihayet bir gün önce kararlaştırmış olduğum gün gelip çatmıştı. Aldığım kararı hayata geçirecektim artık.
Sabah gün ışıdığında uyanır uyanmaz ilk aklıma gelen her zamanki gibi yine sen oldun. Seni düşünmemeye çalışarak hazırlanıp evden çıktım. Gün boyu zaman nasıl gelip geçti sensiz anlatamam. Dakikalarca saatlerce sürekli beynimin içinde dönüp duruyordun. Sanki beynimin içine bir fare girmiş de tüm beyin hücrelerimi kemirip duruyor gibiydi. Uyuşturucu krizine girmiş gibi kıvranıp duruyordum. Sen aklıma geldikçe başka şeylerle ilgilenerek düşünmemeye ve bir şeylerle uğraşarak oyalanıp hatırlamamaya çalışıyordum. Ancak ne yaparsam yapayım aklımdan çıkman pek kolay olmuyordu. Böyle anlarda aklımda çıkmayan seni yine yanımda bulundurduğum seninle yenmeye çalışıyor ve böylelikle tehlikeli bir şey yapıyordum.
İlk günlerde, ilk haftalarda seninle olan birlikteliğime son vermeye çalışırken dâhi yine yanımda sen vardın. Yanımda olmanı, yanımda bulunmanı özellikle istemiştim. Çünkü senden uzak durmayı ancak seninle birlikte olarak başarmak istemiştim. Eğer bunu başarırsam işte o zaman bu benim için gerçek bir başarı olacaktı. En zor ve tehlikeli bir yolu seçmiştim.
Seni seninle birlikte olarak unutmayı başarabilir miydim bilmiyorum. Ancak en doğru yolun bu olduğunu düşünüyor ve bu yolu seçerek uyguluyordum. Yolun sonuna varabilirsem irademin ne kadar kuvvetli olduğunu da görmüş olacaktım. Ne kadar güçlü bir iradeye sahip olduğum yolun sonunda belli olacaktı.
İlk günlerde yanımda bulundurduğum seni iki üç ay kadar sonra artık kendimden uzak tutabileceğimi anladım. Senden uzak durmayı seninle başarmış gibiydim. Bu nedenle artık yanımda olmana, yanımda bulunmana gerek yoktu.
Sensizlikle kıvrandığım günler, haftalar birbirini kovalayarak yerini aylara, aylar ise yavaş yavaş yıllara bırakmaya başladı. İşte bugün seninle olan birlikteliğimize son vermemizin yıldönümü.
Senden uzak durmaya
başladığım 25 Temmuz 2005 tarihinin üzerinden tam 12 yıl geçti. Bugün seninle birlikteliğimize
son vermemin (daha doğrusu ara vermemin diyebilirim) 12’ci yılı. Bazen sohbet
ortamlarında senin konun açıldığında bana soruyorlar:
“Nasıl onu bıraktın. Nasıl onu terk ettin, helal olsan sana. Senin
bunu yapacağını söyleseler inanmazdık, çünkü sen ona çok bağlıydın. Büyük bir
başarı gösterdin, kendine iyi hâkim oldun” diyorlar. Böyle diyenlere, “Ben onu bırakmadım ki.” diyorum. Şaşkınlıkla, “Nasıl olur” diye sorduklarında, “Ben onu bırakmadım, çünkü sadece onunla birlikteliğimize ara verdim.”
diyorum. Bunu derken de gülümsüyorum.
“Ara verdim” sözleri aslında doğruydu. Çünkü seninle olan birlikteliğimize
ara vermemiş olsam bende kalan son parçalarını hâlâ saklamazdım. Belki de bu
sözlerle kendimi oyalıyor kandırıyordum. Belki de tekrar seninle birlikte
olmaya başlayacak olursam bana tepki gösterecek olan aileme ve çevremdeki
insanlara, “Ben onu terk etmedim ki
sadece görüşmeye ara vermiştim” diyerek kendimi savunmaya çalışacaktım.
Senden kalan son parçalarınla
da irademi zorlayarak sensizliğe ne kadar dayanabileceğimi, sana tekrar dönüp
dönmeyeceğimi görmek istemiş ve bunu da başarmıştım.
İşte böyle, bir varmış bir
yokmuş misali seninle olan birlikteliğimizin başlangıcından son gününe kadar
olan süreci ayrılığımızın 12’nci yıl dönümünde yâd ederek anmış oldum bu
şekilde.
Bu arada söylemeyi unuttum, biliyor
musun seninle diyalogumuza, birlikteliğimize “ara” vermem nedeniyle bana plaket dâhi verdiler. Arayı bozduğum
gün plaketi tekrar iade edeceğime söz alarak verdiler. Bu kadar yıl ayrılık
yaşamamıza rağmen doğrusunu söylemek gerekirse bazı günler seni çok aramıyor
değilim. Ama ne olursa olsun seni ne kadar ararsam arayayım bir daha kesinlikle
sana dönmeyeceğim, dönmemek için de elimden geleni yapacağım. Hatta başka
insanları da ağına düşürmemen için çevremdekilere uyarılarda bulunacağım. Ağına
düşürdüğün binlerce insana büyük zararlar veren senden zarar almadan kurtulmayı
başardığıma seviniyorum.
Ne diyeyim artık nice 12’nci yıllara
diyelim. Darısı seninle birlikte olan tüm arkadaş ve dostlarımın başına...
Dilerim onlarda en kısa zamanda seninle olan birlikteliklerine son verirler…
Son olarak sana şunu haykırarak
söylemek istiyorum ki, “Artık Seni
Sev-Mi-Yo-Rum Sigara…