Örtülü zaman,

Öncü sevda.

Bir duygu çölünde kurak bir veda

Dünde kaydı en eşsiz hutbe;

Sağanağı miladın,

Sevgi baz bir özlemde tınısı yine abdalın.

 

Ne söz gümüş ne sükutun

Olur mu ikrarı?

Debdebeli yanışların

Yanlış bildiği tamlamalar;

Gönül gözünde ufka delalet bir hezeyan,

Sonları olmaz mı

Bir de yanıksa yürekle kelam?

 

Yansız seyri hazanın,

Ağustostan ne kaldı geride?

Sevginin aleyhinde bir ruh mu da yoksa

Dönüp dönüp de geriye

Hele ki ufku bellemişken huzur,

Katı ve somun yüreğin de ayrımı adına

Belası sevgi masallarının

Yine ve yine o kötü yürekli cadı.

 

Zanlar zamanın çatık kaşı,

Buse tadında her günün sefası

Geceye dinen cefası gönlün

Hiç olur mu yansız?

 

Selası okunan yürekte takılı sayaç:

Güne ve an’a dokunsan

En yanığından bir nida,

Seviden gayrı neyin derdi telaşı?

 

Muğlâk gölgelerden çaldıkça gizemi

Satırlara düştükçe yolu garip kalemin

Bir dirhem hüzün bin aşka gayb,

Kanıksamaktan öte yol varsa söyle

Hatta kefil ol sen benim yerime.

 

Şimdilerden yoksunum,

Şimal yıldızında bir hoşluk misaliyim aslında

Hepi topu iki heceyim,

Dirice kehanetleri var ketum düşlerimin

Bir de bir de yanık mektupları var

İçimin feryatlarında boşa düşmüş güncemin de

Kırpık sayfalarında imzan var

Hep mi düşersin aklıma hep mi?

 

Demelerin de mucidiyim işte:

Bir lahzada tedirginliğim

Bir de gün doğumunda

Hala uyumayı beklediğim.

Saf sızım saf benliğim;

Sarı saçlarında özgür dünlerimin

Ya, şimdi neyim?

 

Ya da neyden ibaretim de

Makbul bir sıfatla düştüğüm peşine

Yine akılsız iklimlerim.

 

Öyle ya, daha ne ki?

Dün bir bugün bir yarınsa hiçliğin tortusu,

Gebe kalmış düşlerin çorak çölüyüm,

Aklımın ranzasında pamuk vicdanım;

Sivri sözcüklere yumuşak iniş yaptığım

Göreceli mutluluğun da sınırlarını çizmekse

Düşen payıma.

Hele ki üstünkörü bir öngörü değil bu, bil ki;

Bilip de bilmediğin ne mi kaldı?

 

Ölümüne uzak düştüğüm ümitlerim de mi yalandı?

Kanarım sonra yine kanarım

Sonramda ne çok yara;

Öncemde kayıp bir rota;

An’ımda muhatap olduğum o derin tasa.

 

 

( Hep Mi Düşersin Aklıma Hep Mi? başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 27.08.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.