Alýþveriþ merkezi… Maðazalar týklým týklým… Eli kolu dolu olanlar, elleri arkalarýnda baðlý kalmýþlar… Eðlence parkýnýn önünde iri yarý bir Noel baba taht benzeri bir koltuða kurulmuþ… Upuzun bir çocuk kuyruðu… Noel baba sýrasý gelene çatallanmýþ kýsýk sesiyle “Ho ho ho, Ne istiyorsun söyle bakalým!” Çocuk aðzýný açana kadar Noel baba elini çuvala daldýrdý. Rastgele bir hediye paketi çýkarýp çocuðun göðsüne yapýþtýrdý. Sanki üretim hattý… “Ho ho ho, Ne istiyorsun söyle bakalým!” Çuvala giren beyaz eldivenli el… Çocuðun göðsüne yapýþan hediye paketi… Sýra; diðerlerine göre daha küçük, saç derisi görünecek kadar týraþ edilmiþ çocuða geldi. Baþý öne eðik… Arkasýnda gülüþmeler, itiþmeler… Noel baba koltuðundan kalktý. Öfkeyle sýranýn arkasýndaki kadýna seslendi “Müdürüm çocuklarý toparlasanýz.” Kadýn bozuldu. Çocuklarý kollarýndan tutup sarsa sarsa sýrayý düzeltti. Noel baba oturdu. “Ho ho ho, Ne istiyorsun söyle bakalým!” Çuval neredeyse boþalmýþtý. Elini soktu ama bir türlü pakete ulaþamadý. Çuvalýn baþýna çömeldi. Çocuk mýrýldandý. Noel baba sinirli “Ne istiyorsun ne!” Çocuk baþýný kaldýrdý. “Annemle babamý.”