Giriş
Korona salgınının daha aylarca gündemi meşgul edeceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Virüse aşının bulanabilmesi için belki bir iki yıl gibi zamana ihtiyaç olduğu anlatılmaktadır. Bir kaç yıl sonra korona salgını geçse bile, korona kavgalarından dolayı yine aylarca, belki de yıllarca gündemde kalacağa benzer. Ancak, filler tepişirken olan Uygurlara olacak diye endişelenmekteyim.
Tazminat
Avrupa Birliğindeki bazı ülkeler
korona tedbirlerini hafifletmeye başladılar. Bu ülkelerden biri de
Avusturya’dır. Vidaların hafifçe gevşetilmesiyle beraber korona kavgaları başladı. Yüzlerce Batı Avrupalı tatilci, Avusturya’nın
Tirol eyaletindeki yetkililere tazminat davası açmak için harekete
geçmişlerdir. Dava gerekçesi, Tirol’da korona salgını geçen şubat ayında
görüldüğü halde yetkililerin bunu bildirmeyip (daha doğrusu gizleyip) tatil beldelerini
açık tutmalarıdır. Geçen şubat ayında Tirol’da kış tatili yapmış yüzlerce kişi
korona virüsü kapmış; kimileri
sağlığını, kimileri de hayatını kaybetmiştir. Tirol’daki yetkiler suçlamayı
reddetmişler ama mahkeme sonucu çok farklı olabilir. Tirol yetkililerine açılan tazminat davası,
fertlerin başlattıkları korona kavgasıdır. Asıl kavga devletler arasında yaşanacak
olanıdır. Belki de devletlerin korona kavgası, savaşa bile yol açabilir.
Tazminat açmada ve almada
Amerikalılar kadar mahir başka bir millet yok galiba. Bir misal yerinde olur;
Amerikalı bir kadın köpeğini yıkadıktan sonra hep fırında kuruturmuş. Bir gün
magnetron alan bu kadın, köpeğini magnetronda da kurutmaya kalkışında köpeği
magnetron içinde patlayıp olmuş. Kullanma kılavuzunda: “magnetronda köpek
kurutulmaz!” diye bir uyarı bulunmadığından dolayı magnetron üretici
firmasından tazminat alabilmek için mahkemeye başvurmuş. Mahkeme, kadını haklı bulup
üretici firmaya büyük miktarda tazminat ödemesine hükmetmiş.
Magnetronda köpeğini
kuruturken kaybettiği için tazminat davası açan bir millet, korona virüsünden
dolayı kaybettiği yakınları veya sağlığı için elbette tazminat davası
açacaktır. Tazminat davasının gerekçesi büyük ihtimal devletin ihmali
olacaktır. Evet, Çin’in Wuhan bölgesinde ortaya çıkan korona salgınına ABD
devlet reisi (DT) aylarca ilgisiz kalmıştı. Hatta salgına korona bile demeyip
Çin virüsü veya gribi diyerek küçümsemişti.
Bazı gazeteler ise reise aylar önce yeterli bilgi verildiğini ancak
kendisi bu bilgileri değerlendirmeyip salgın karşısında pasif kaldığını
yazdılar. Yakınını kaybetmiş veya sağlığından olmuş olan binlerce Amerikan
vatandaşı soluğu kesinlikle mahkemede alacaktır. Devlet ihmalinin ispatlanması
sonucu, ABD milyarlarca dolarlık tazminat ödemeye mahkûm olacaktır. Salgın krizinden dolayı devasa çapta ekonomik
zarar görmüş olan ABD, elbette Çin’i suçlayıp devasa faturayı Çin’e ödetmeye
kalkışacaktır.
Çin’in günah geçişi olarak
gösterilmesinin tek sebebi Amerikan halkının açacağı tazminatlardan
kaynaklanmayacaktır. Çin’in günah geçişi olarak gösterilmesinin sebepleri
çoktur.
Birinci sebep elbette
ekonomiktir, korona salgını yüzünden dünya ekonomisi bir kaç yıl gerilemiştir.
Milyarlarca dolar buharlaşmıştır ve buharlaşmaya devam etmektedir. Piyasa allak
bullak olmuş, hesapların hiç biri tutmamıştır. Ham petrol fiyatlarının taban
yapması, ekonomideki zararı izaha yeter de artarda. Milyarlarda dolar kaybetmiş
olan para babaları da bir şekilde zararın telafi yollarını arayacaklardır.
Bunlardan en kestirme yolu elbette Çin’den alınabilecek tazminattır. Para
babaları eğer yasal yollardan zararlarını telafi edemeyecek olurlarsa, yasal
olmayan yolları da düşüneceklerdir. Ellerindeki kalan serveti silah sanayiinde
değerlendirmek isteyebileceklerdir. Silah sanayiinde zararın telafi
edilebilmesi için savaş çıkması gerekmektedir. Kaybettikleri serveti geri
kazanabilmek için para babaları hiç çekinmeden savaş tellallığı veya kulisi
yapıp savaş çıkartmak isteyeceklerdir.
Trump-II
Çin’den hesap sorulmasının siyasi boyutları da vardır. Korona krizini iyi değerlendiremeyen ABD devlet başkanı, başarısızlığını örtbas edebilmek için Çini suçlamaktadır. Diğer yandan, ikinci kez devlet başkanı seçilmek isteyen reis, var gücüyle Çin’e yüklenecektir. Seçim yatırımı yanı sıra ülkedeki devasa çaptaki işsizliği azaltabilmek, ekonomiyi canlandırabilmek için savaş ekonomisini canlandırmaya kalkışabilir. Yeter ki, bir kez daha devlet başkanlığı koltuğuna otursun, gerisi teferruattır. ABD halen korona krizinde hata üzerine hata yapmaktadır. Başta ciddiye almadığı yetmezmiş gibi Dünya Sağlık Örgütüne yaptığı yardımı durdurmakla daha büyük bir hata yapmıştır. Salgında dünya çapında güvenirliğini de sarsmıştır. Çin’e yüklenme sebeplerinden biri de Çin’in parlayan: ekonomik, siyasi ve sosyal yıldızlarını söndürmeye çalışmaktır yani itibarını zedelemek için uğraşacaktır. Aslında Çin’in hızla süper güç olma yönünde ilerlemesine çelme takmaya çalışacaktır. Her şeye rağmen Amerika Çin’i suçlamakla tamamen haksız da değildir.
Çin
Korona krizinde Çin Halk
Cumhuriyeti kesinlikle masum değildir, hatta haberlerden edinilebilen bilgilere
göre bu pandemiden birinci derece sorumludur. Wuhan bölgesinde ortaya çıktığı
iddia edilen salgını Çin, ciddiye almadığı yetmezmiş gibi örtbas etmeye bile çalışmıştır.
Koronaya dikkat çeken, salgından dünyayı haberdar eden doktor Li Venliang
kınanmıştır. Daha sonra Venliang korona virüsüne yenik düşmüştür. Virüsün ortaya çıkmasından bir kaç hafta
sonra anca Wuhan’a giriş ve çıkışları yasaklanmış, sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
Ancak, bu arada salgın dünyanın dört bir yanına yayılmıştı bile. Çin’in şu
günlerdeki tutumu ise daha büyük bir hatadır, haftalarca önlem almadığı 10
milyondan fazla nüfusu bulunan Wuhan’da şimdiye kadar 3 bin civarında can kaybı
vardır. Salgın ta Avrupa’ya sıçrayıp 100 binden fazla can alırken, Çin de
sadece 3 bin civarında kayıp olduğunu iddia etmek, milyarlarca insanın aklıyla
dalga geçmekten başka bir şey değildir. Siyasi rant mıdır, ekonomik yatırım mıdır,
suçluluk psikolojisi mıdır belli değil ama
son aylarda hatasını telafi ile meşguldür. Çok sayıda ülkeye danışmanlık
yapıp tıbbi malzeme göndermektedir.
Olası ABD-Çin korona
kavgasında Çin elbette suçu kabul etmeyip ABD’nin salgını başta ciddiye
almadığını ortaya koyacaktır. Biraz daha ileri gidip virüsün karanlık laboratuvarlarda
üretildiğini iddia edip, virüs bahanesiyle gelişmesinin, ilerlemesinin baltalanmak
istendiğini savunacaktır. Troller sanal âlemde bol mesai yapacaklardır. Bu ara
Batı Avrupa’nın takınacağı tavrı kestirme bir hayli zordur. Çin’i kesinlikle
karşısına almak istemeyen Avrupalılar, tarafsız gibi görünüp perde arkasından
ABD’ye destek vereceklerdir. Kavganın sonunda kim galip gelirse, onun yanında
yer almayı da ihmal etmeyeceklerdi. Peki, Uygurlar korona kavgasının
neresindeler?
Uygurlar
Olası bir Çin-ABD kavgası/savaşı
elbette tankla tüfekle filan olmayacaktır. ABD, Irak’a, Afganistan’a veya
Suriye’ye asker gönderdiği gibi Çin’e askeri harekât yapamayacaktır. Karşılıklı
rest çekilecek, tabiri caizse hırlaşılacak ama sıcak savaş beklemiyorum. Olası siyasi, ekonomik veya psikolojik
savaşta ABD veya AB Çin’de yaşayan azınlıklardan yararlanmaya çalışacaklardır.
2000’li yılların başında Tibet’liler kullanılmak istenmişti ama pek istenilen
başarı elde edilemedi galiba. Şu saatten sonra korkarım savaş baronları, para babaları
Uygurlar üzerinden Çin ile hesaplaşacaklardır. Filler tepişirken ezilen yine
garibanlar olacaktır; ABD ile Çin korona kavgası yaparken korkarım Uygurların
canı yanacaktır.
Plan
Para babaları, savaş baronları, siyasiler yani
karanlık güçler her zaman plan yapmışlar ama her zaman planların üzerinde bir planın
olduğunu unutmuşlardır.
Abdullah Konuksever