Efendim bildiğiniz gibi TRT 1 Televizyonunda bir dizi film başladı. Adı  '' UYANIŞ BÜYÜK SELÇUKLU''

Bu dizi şu anda dünya televizyonlarında dahi reyting rekortmeniymiş.

İşin doğrusu ben de dizinin hastalarından biri olarak ilgi ile seyrediyorum. Gerçekten de muhteşem bir dizi...Evet, dizi film olduğunun altını çizelim ve bunun bir tarih belgeseli olmadığını özellikle belirtelim zira dizideki pek çok olay ve durum tarihi gerçeklerle birebir örtüşmüyor.  Ama dizi olarak mükemmel. Bir husus hariç.

Yahu dizide kullanılan o dil nedir öyle?  Türkçe resmen katlediliyor dizide. Türkçenin hiç bir lehçesi filan değil o dil. Selçukluların da kullandıkları dil değil.  Kim uydurmuş, neden böyle bir dil kullanılmış anlayabilene aşk olsun.

Neyse, işte bu dile taktım resmen.

Şimdi o lisanla diziyi bir de ben yazıyorum. Tabii ki Sami'ce bir yorumla.  Bakalım benim dizimi de beğenecek misiniz? ( Dizim derken diz kapağımdan bahsetmiyorum tabii ki.)

Dizimizin adı:  Uyuyuş Büyük Kılçıklı.

Sahne- dekor- kostüm- olay mahalli gibi ayrıntılara takılmayın.

****************

Sultan Melkşah oldukça öfkeliydi.  O öfkeyle gürledi.

-Hace, Hace  neler olmakta idir?

Hace Nizamül Mülk az önceki savaşta on küffarın kafasını uçurduğu baltasını - korona virüs tedbirleri kapsamında - steril bir bezle silip ellerini de dezenfektanla temizledikten sonra mesafe kuralına uyarak sordu.

-Sizi gazaplandıran ne idir Sultanım?

-Koskoca bir savaştan gelmekte idiriz amma velakin önümüze bir tas çorba koyan yok idir?

-Tamam da sultanım, çorba yapmak hacelerin görevi mi idir?

-Tiz bana Terken Hatunu çağır idir.

Hace Nizamül Mülk kafasını iki yana salladı.

-Hace miyizdir, savaşçı mıyızdır, sultan postası mıyızdır bimiyorum idir. Terken Hatunu ne diye ben çağırıyorum idir?

Melik Şah'ın da tepesinin tası attı.

-Ben emretmekte idirim. İtirazın mı var idir?

Sultan emretmişse tabii ki itiraz olmaz idir. ( Hay Allah benim dilimi de bozdular yahu.)

Hace Nizamül Mülk, Terken Hatun'un odası önüne geldiğinde seslendi.

-Destur var mı idir. Hace Nizamül Mülk gelmekte idir.

Terken hatun içeriden seslendi.

-Gelesin  idir Hace.

Hace içeri girdi ve anlamadığımız bir lisanla Melikşah'ın, Terken Hatun'u huzuruna istediğini anlattı. Biz olayı tabii ki el kol hareketlerinden anlıyoruz. Zira bu lisanı tercüme edecek tercüman henüz yer yüzünde yok. 

Terken Hatun öfkeyle kalktı ve salını salını yürüyerek Melikşah'ın huzuruna giderken kaynanası Seferiye Hatun da bir başka koridordan gelip karşısına dikildi.

-Nereye gider isindir gelin?

-Oğlun çağırmış idir kaynana. Herhalde halvet olacak idir benimle. Ya sen nereye gider isindir?

-Beni de çağırmış idir. Bakalım derdi ne idir?

Gelin kaynana  birbirlerine ''Hıhhh g.tümün kenarı'' Bakışları atarak Melikşah'ın huzuruna vardılar.

Melikşah daha ağzını açmadan Terken Hatun lafa girdi.

-Ne var idir? Ne var idir?  Ne idir bu kadar acil olan ki bırakmadın idir bir Master Chef'i seyredeyeyim idir. 

Melikşah bomba gibi patladı adeta.

-Koskoca bir savaştan gelmekte idirim amma önümüze bir tas çorba koyan yok idir. Sabır taşım çatlamakta idir. O sebeple divan topladım idir. Bakalım bu felaketin müsebbibi kim idir?

Seferiye Hatun hemen atıldı.

-Madem divan toplanacak idir o halde baban Alparslan'ı beklemek lazım idir.

Melikşah şaşırdı zira babası Alparslan öleli çok olmuştur.

Terken Hatun ellerini ovuşturarak seslenir.

-Anan tozutmuş idir sultanım. Kayışı koparmış idir. 

Melikşah esefle başını salladı.

-Haklısın idir. Anamı Arif Verimli hocaya okutup üfletmek lazım idir.

O anda Hasan Sabbah da huzura gelir.

-Ben okuyam sultanım. Çok iyi üfler idirim. 

-Olmaz Hasan Sabbah. Senin gözlerin göz değil idir. Anama bir başkası üflesin idir.

-Valla sultanım bilirsindir ben elçiyim. Elçiye zeval olmaz idir.

Melikşah tekrar Nizamül Mülk'e döndü.

-Hace ! Anamı kucağına alıp yatağına yatırasın idir.

Hace'nin tepesi attı gayrı.

-Ey vallahi. O işi de bana kitledin ya helal olsun idir sana sultanım.

Melikşah daha sonra Hasan Sabbah'a döndü.

-Sen ne için gelmiş idirsin?

-Valla sultanım, maksat puştluk olsun diye gelmiş idirim. Bakayım yeni bir fitne için malzeme var mı idir diye gelmiş idirim.

-Haaa demek onun için gelmiş idirsin. Haydi şimdi siitir ol idir.

-Emir ve ferman sulanımın idir. Hemmen sittiririm idir.

Hasan Sabbah da gittikten sonra Melikşah,Terken Hatun'a seslendi.

-Bize bir çorba dahi yapmamanın sebebi ne idir Terken?

-Ayol ben çorbacı değil idirim.

- Terken, Terkennnn. Son zamanlarda tamponun fazla kalkmakta idir. Kendine dikkat edesindir. 

*********************

Filmde bir başka sahneye geçilir. Bu sahnede Yorgos tarafından yaralanan Sencer, ağabeyi Tapar tarafından Kınık obasına getirilmiş ve anası Muşmula Hatun'un çadırında yatırılmıştır.

Muşmula Hatun merakla sorar Tapar'a.

-Oğul Allah senden razı olmakta idir. Oğlumu bana getirdin idir. De bakalım adın ne idir. Kimlerden idirsin?

-Adım Tapar idir. Anam bana hamile iken karnını çok teper idirmişim o yüzden adımı Teper koymuşlar idir amma cahil nüfus memuru kayda yanlışlıkla Tapar yazdığından Tapar olarak kalmış idir. Babam sultan Melikşah idir. Anam ben iki üç yaşında iken ölmüş idir. Uzun süre memeye hasret bir şekilde hayat sürmüş idirim. Allah'tan babam Melikşah beni Gevher Hatunla evlendirmiş idir de o hasret sona ermiş idir.   

Muşmula Hatun gözlerinden akan yaşlara engel olamayarak Tapar'ın boynuna sarılır. Çünkü Tapar da Sencer gibi onun oğludur. 

-Vay anan gurban olsun idir oğlum sana. Vay can oğlum. Demek gardaşını getirdin idir bana.

Tapar hayretler içindedir.

-Ne olmakta idir  hatun?

-Kusura bakmayasın idir melik hazretleri. Anam öldü deyince gaza gelmişim idir. Gel sana kıymalı börek yapayım idir. Sıcak sıcak yiyesin idir. Yanında da mis gibi Yörük ayranı var idir.

-Sağ olasın ana. Babam Melikşah ''Fazla geç kalma hemen dön!'' demiş idir. Saraya dönmem ve akabinde Batinileri, Bizanslıları, isyan eden Oğuzları tepelemem lazım idir. Gördüğün gibi iş çok hatun anam. Bir mesai ücreti dahi vermez idir babam. Boğaz tokluğuna çalışmakta idirim.  Sultan oğlu olmak başa bela idir.Keşke bu obada bir çoban olsam idirdi. Mis gibi temiz hava, bol bol organik gıda..Bizim sarayda önümüze bir çorba koyacak Allah'ın kulu yok idir.  Üvey anam Terken Hatun sürekli dışarıdan sipariş vermekte idir. Hamburger yiyip kola içmekten anamız ağlamakta idir sarayda. 

-Vah benim batsız melikim vah. Neyse, rafta dünden kalan bir iki gözleme var idir. Onları kuşağına koy da yolda yersin idir.

-Sağolasın idir hatun ana... Allah ne muradın vara versin idir. Oğlun Sencer'e iyi bakasın idir. O bize çok lazım idir.

Tapar tam çadırdan çıkmakta iken obada ona aşık olan kız heyecanla içeri girer.

-Muşmula ana, Muşmula ana. Yorgos, Turna Hatunu kaçırmakta idir. Namusu tehlikede idir.

Bu arada belirtelim: Yorgos, Sencer'in can düşmanı Bizanslı bir silahşör, Turna Hatun ise Sencer'in sevgilisi idir. 

Bu haber üzerine kalbine bir ok saplanıp uçurumdan aşağı yuvarlanarak kemikleri un ufak edilmiş olan Sencer yatağından ok gibi fırlar.

-Ananı belledim Yorgos. Sevgilimi kaçırmak ne idir gösterceğim idir sana.

Tapar dayanamaz.

-Kanka ! Yardım lazımsa hiç çekinmeyesin söyleyesin idir.

-Yok kanka sağolasın idir. Ben hallederim idir.

-Eh o zaman bana bay bay idir. Yine de yardım gerekirse konum at anında yanında olurum idir.

**************

Bir diğer sahne...

Yorgos, Turna Hatunu bir mağaraya götürüp ellerini ayaklarını bağlamıştır ve onunla konuşur.

-Ben vağ seni şok sevmek idir Turna.  Ben vağ sana aşık olmak idir.

Turna Hatun öfkeyle doğrulur.

-Ulan sen önce Türkçeyi öğren idir kefere. Türkçe böyle mi kullanılır idir?  Güzelim dilimizin canına okur idirsin.

-Sen vağ meğak etmeyesin idir. Zamanla vağ ben Türkçe öğrenmek idir.

-Beni bırak idir. Benden sana yar olmaz idir.

-Kusura yok bakmak idir Turna. Ya benim idirsin ya siyah toprağın idir. 

-Allah belanı verecek idir Yorgos.

Yorgos, Turna'nın ağznı bağlar ve İsfahan'da artık hangi deniz varsa o denizin kıyısına doğru ilerler.

Bu arada Yorgos'un nereye gittiğini öğrenen Sencer, Yorgos tam Turna'yı  gemiye atacağı anda yetişir.  

Sencer'in geldiğini gören Turna bu arada agındaki bağı çözmüştür ve heyecanla bağırır.

-Aha da Sencer geldi idir Yorgos.  Ebenin damına kar yağacak idir.

Sonrası mı?

Dizi işte en heyecanlı yerinde bu sahne ile sona ermiş idir.

( Uyuyuş Büyük Kılçıklı başlıklı yazı Sami Biber tarafından 19.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.