Peşin Bir Not: Biliyorum Mehmet Fikret Ünalan dayanamayıp yazının sonuna bakacak cevabı öğrenmek için. Siz ona uymayın. Yazıyı başından okuyun, sonuna doğru cevabı açıklayacağım.

******************

Hiç merak ettiniz mi, insanoğlunun sözlerini yazdığı ve bestelediği ilk şarkı hangisidir? Ben merak ettim ve araştırdım...İki şarkı ön plana çıktı: Biri Türklere ait ’’ Dombıra’’ diye bir türkü diğeri de neredeyse bütün dünyanın ezbere bildiği, hatta cep telefonlarımızın çoğunda açılış müziği olan ’’Jingle Bells’’

İyi de ilk insan olan Hz.Adem in dombıra ( Tambura ) ile ne ilgisi olabilirdi? Jingle Bells de bir yılbaşı şarkısı olduğuna göre en çok Hz. İsa döneminde bestelenmiş olabilirdi. Demek ki bunlar değildi.
*************
Her insanın bir takım kötü huyları vardır. Benim kötü huyum da sabah ben yataktan kalkmadan önce evde ’’ çıt ’’ da dahil herhangi bir sesin olmasıdır. İllevelakin eşiniz tam bir müzik hastasıysa, uykuya geçebilmek için bile kulağında kulaklık, radyo dinleyerek yatağa giriyorsa bazı sabahlar evde ’’çıt’’ dan daha fazla ses olması ve dolayısıyla sıcak aile yuvamızın benim naralarımla çın çın çınlaması kaçınılmaz oluyordu.

O gün de öyle oldu.

Açmış televizyonu sonuna kadar Tarkan'ı seyrediyor ve dinliyor.

’’ Oynama şıkıdım şıkıdım. ’’

-Yahu hanım...Ben sana yüz kere söylemedim mi? Ben yataktan kalkmadan bu evde çıt çıkmayacak diye. Yav ben kalkayım, bir bardak çayımı içeyim, ondan sonra yıkın evi umurumda değil. Ama ben uyanmadan yapmayın şunu

Eşim özür diledi. Televizyonun sesini iyice kıstı.

Uyanmıştım bir kere. Tekrar uykuya geçmem mümkün değildi. Mutfaktan gelen o mis gibi çay ve de börek kokusu ’’ Sami gel!’’ Diyordu zaten. 

Yüzüme gözüme iki şap şap yaptıktan sonra ’’ Ya Allah...Bismillah ’’ deyip elimdeki gaza şerbetini yudumlayaraktan karşımda Belgrat Kal’ası gibi dikilen börek tepsisi üzerine hücuma geçtim. Midem, Erzurum kümbetleri gibi oluncaya kadar cenge devam ettim. Sonunda zafer benimdi. Tepsi kal’asındaki börek keferesinin yarısını helak etmiştim. Kalan yarısını da hanım ve iki evlada havale ederek tahtıma çekildim.(Televizyonun tam karşısındaki kanepe ve  önünde, üzerine ayaklarımı uzattığım, ben evde olduğum sürece sadece bana ait olan kumandalar bulunan sehpadan müteşekkil müştemilat.[Müştemilat yanlış olmadı umarım. ] )

Şimdi artık evde her şey serbestti. hayat normale dönebilirdi. Açtım televizyonu. Önce Müzeyyen Senar'dan güzel bir şarkı geldi ’’ Benzemez kimse sana ’’ Peşinden oturdu Müzeyyen Hanım. 

Program sunucusu ’’ Sizin insanoğlunun bestelediği ilk şarkı ile ilgili bir anınız varmış. Onu bizimle paylaşır mısınız?’’ Diye sorunca ’’ Aha! Nihayet yıllardır aradığım sorunun cevabını buldum.'' Diye dört göz ve dört kulak oldum. Televizyonun sesini sonuna kadar açarak dinlemeye başladım; Müzeyyen Senar da başladı anlatmaya:

''Bir gün TRT İstanbul Radyosunda konser veriyorduk. Bir grup konservatuar öğrencisi geldi yanımıza konserden sonra. Bana ’’ Hocam, dünyada ilk bestelenen şarkı hangisidir’’ diye sordular. İşin doğrusu bilmiyordum. O güne kadar da hiç aklıma gelmemişti böyle bir soru. Ne cevap vereceğimi düşünürken baktım Kutlu Payaslı oralarda.’’ Çocuklar, Bu tür sorulara Kutlu hocanız daha iyi cevap verir ona sorun’’ Dedim. Çocuklar Kutlu Payaslı’ya yöneldiler. ’’ Hocam Dünyada ilk bestelenen şarkı hangisidir?''

Kulaklarımı iyice açtım. Heyecandan kalbim duracak sanki. Büyük bir üstad, Türk Sanat Müziğinde hocaların hocası Kutlu Payaslı bu soruya cevap verebilmiş miydi acaba?

’’ Bu sorunun cevabı reklamlardan sonra ’’ 


 ’’ Hay sizin reklamınızı’’ deyip hiç tanımadığım kişilerin ana ve sülalelerine sevgilerimi sundum lakin cevabı kaçırmayayım diye de mecburen ’’ Ho ho hover, süpürür, döver.'' , ya da ''Bir bilmecem var çocuklar..hadi sor sor..’’ Türünden ne kadar reklam varsa izlemek zorunda kaldım. 

Beş sene gibi geçen beş dakikadan sonra Müzeyyen Senar tekrar göründü ekranda ve devam etti

''Kutlu Payaslı: ’’ Çocuklar Hz. Adem ve Hz. Havva cennette yaşıyorlardı biliyorsunuz. Cennette onlara her şey serbestti. Yalnız bir ağaç vardı o ağacın meyvesini yemek yasaktı. Lakin Şeytan, Havva annemizi, Havva annemiz de Adem Babamızı kandırdı ve o meyveyi yediler. Bunun üzerine de ceza olarak cennetten kovuldular. Dünya hayatında çektikleri sıkıntılar üzerine Adem babamız artık dayanamadı ve şu şarkıyı hem yazdı hem besteledi: ’’Nereden sevdim o zalim kadını/ Bana zehretti hayatın tadını''

Evet dünyada ilk bestelen şarkı buymuş. Zamanla tabii unutulmuş. Daha sonraları Yusuf Ziya Ortaç adlı bir şair bulmuş bu şiiri yeniden düzenlemiş, Selahattin Pınar üstad da aksak usül ve Kürdilihicazkar bir beste yapmış sunmuşlar bize...

Ben anlatanların yalancısıyım ister inanın ister inanmayın...’’Bende yalan da yok hılaf da yok arkadaş’’ (Bu da Teyo Emmiden )

&autoplay=1" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
( Dünyanın Bilinen İlk Şarkısı Hangisidir? ( Hz. Ademin Şarkısı) başlıklı yazı Sami Biber tarafından 6.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.