Uzaktan Eğitim sürecinde okul öncesi öğrencilerine çeşitli etkinlik ve derslerin yanında kukla da oynatıyoruz ki hem eğlensinler hem öğrensinler. Küçük yaş grubunu ekran karşısında tutmak, dikkatleri dağıtmadan ders yapabilmek yüksek enerji isteyen iş. Kukla oynatımında iyi olduğumu söylerler, inşallah iltifat değildir. Son oynattığım kukla oyununu şuraya bırakayım da evde çocuğu torunu olanlar da belki oynatırlar dedim. Sizler pasaklı ve saçaklı ile baş başa bırakayım o halde.


PASAKLI: Merhaba arkadaşlar, merhaba… Ben geldim, hoş geldim, iyi ki geldim. Aaaaa… Size kendimi tanıtmayı unuttum. Benim adım pasaklı. Evet, gerçekten adım pasaklı. Aslında gerçek adım bu değil ama annem bana hep pasaklı diyor. Neyse, birazdan bir arkadaşım gelecek, onunla ilk defa tanışacağız. Annemin arkadaşının kızı. Annem, “apartmanın önüne in, bekle, seninle tanışmak için çok tatlı bir kız gelecek,” dedi. Ben de hemen geldim. Acaba nasıl biri, adı ne, kaç yaşında? Çok merak ediyorum. Heyecanla gelmesini bekliyorum. Bekliyorum, bekliyorum, hala bekliyorum. Of nerde kaldı bu ya… Yoksa gelmeyecek mi?


SAÇAKLI: Ben geldim. Ben geldim!


PASAKLI: Hoş geldin. Sen annemin arkadaşının kızı mısın?


SAÇAKLI: Evet, benim adım saçaklı!


PASAKLI: Ha haa hahaha… Çok komik bir adın varmış. Saçaklı diye isim mi olur?


SAÇAKLI: Aslında gerçek adım bu değil ama annem bana hep saçaklı diyor.


PASAKLI: Gerçekten mi? İnanmıyorum! Benim annem de bana pasaklı diyor.


SAÇAKLI: Neden ki? Yoksa sen gerçekten pasaklı mısın?


PASAKLI: Şey… Yok, aslında ben sadece sabah kalkınca yüzümü yıkamıyorum.


SAÇAKLI: Neeeeee? Yüzünü yıkamadan mı geziyorsun?


PASAKLI: Evet, bir de şey… Oyuncaklarımla oynayınca da toplamıyorum.


SAÇAKLI: Neeeee? Yani öyle dağınık mı bırakıyorsun.


PASAKLI: Evet, bir de… Yemek yerken üstümü başımı kirletiyorum. Sonra üzerimi değiştirmiyorum.


SAÇAKLI: Neeee? Yani kirli kıyafetlerle mi geziyorsun?


PASAKLI: Evet, bir de şey, bazen elime bisküvi falan yiyorum, yerken halıya, koltuklara yerlere döküyorum.


SAÇAKLI: Neeeeeee? Bütün evi kirletiyorsun yani öyle mi?


PASAKLI: Evet, bir de şey, bahçede çamurla oynuyorum, sonra elimi yıkamadan elbiseme yüzüme bulaşıyor.


SAÇAKLI: Neeeeee? Çamurlu ellerinle bütün her yeri batırıyor musun yani?


PASAKLI: Evet, annem ellerini yıka diyor, lavaboya gidiyorum, sonra banyodaki her yer çamur oluyor.


SAÇAKLI: Neeeee? Sen gerçekten çok kirli bir çocuksun, yani pasaklısın.


PASAKLI: Evet.


SAÇAKLI: Ama bu çok yanlış. Annen çok üzülüyordur. Bir de çok yoruluyordur.


PASAKLI: Evet, sürekli çamaşır yıkıyor benim elbiselerimi, çoraplarımı, hatta yorganımı... Bir de evi süpürüyor döktüklerimi temizlemek için.


SAÇAKLI: Neeee? Anneni boş yere yoruyorsun yani öyle mi?


PASAKLI: Ben böyle olsun istemiyorum ki.


SAÇAKLI: İstemiyorsan yapmazsın. Hep temiz olursun. Kirli çocukları kimse sevmez ki zaten. Annen de sen temiz olunca sana kirli ya da pasaklı demez.


PASAKLI: Gerçekten demez mi?


SAÇAKLI: Demez tabi.


PASAKLI: Tamam o zaman, bundan sonra çok temiz olacağım ben. Annemi de hiç üzmeyeceğim.


SAÇAKLI: Çok sevindim arkadaşım.


PASAKLI: Ben de sevindim. Şey… Peki sana neden saçaklı diyor annen?


SAÇAKLI: Şey… Ben de saçlarımı hiç taramıyorum, o yüzden…


PASAKLI: Neeeeee? Hep böyle dağınık saçla mı geziyorsun yani?


SAÇAKLI: Evet. Çünkü saçlarımı tararken çok acıyor.


PASAKLI: Acıyor mu? Peki annen tarasın o zaman.


SAÇAKLI: Annem tarayınca da çok uzun sürüyor, yavaş yavaş tarıyor.


PASAKLI: Ne güzel işte. Böyle saçaklı saçaklı gezmezsin, toka da takarsın hem.


SAÇAKLI: Ama ben tokayı da sevmiyorum.


PASAKLI: Neeee? Toka sevilmez mi hiç? Tokayı çok severim ben.


SAÇAKLI: Gerçekten mi?


PASAKLI: Evet, zaten annem bana bir kırmızı bir mavi, bir beyaz toka almıştı. Ben dağınık olduğum için onları kaybettim.


SAÇAKLI: Aaaaa… Çok üzüldüm. Bak ne yapalım biliyor musun?


PASAKLI: Ne yapalım saçaklı?


SAÇAKLI: Önce bir şarkı söyleyelim, sonra evlerimize gidelim, sen dağıttığın oyuncaklarını topla, elini yüzünü yıka, hem odanı temizlerken kaybettiğin tokalarını da bulursun.


PASAKLI: Aaaaa… Çok iyi fikir. Ama sen de eve gidince saçını tarayacaksın saçaklı.


SAÇAKLI: Tabi ki tarayacağım, hatta tokamı da takacağım, anneme sürpriz yapacağım.


PASAKLI: Ben de sürpriz yapacağım, odamı toplayınca annemi çağıracağım, "anneeeeee, gel bak odam ne kadar düzenli ve temiz oldu" diyeceğim. Yediğim bisküvilerin ambalajlarını da çöpe atacağım. Odam mis gibi olacak.


SAÇAKLI: Bu harika bir fikir.


PASAKLI: Ben de hemen saçlarımı tarayıp tokamı takacağım. "Anneeeee gel bak artık saçaklı değilim, saçlarım çok güzel oldu" diyeceğim. Ben de sürpriz yapacağım.


SAÇAKLI: O halde hemen şarkımızı söyleyelim de gidelim.


PASAKLI: Tamam.


SAÇAKLI: Hangi şarkıyı söyleyelim?


PASAKLI: Bilmem ki… Şey… Acaba?


SAÇAKLI: Aaaa... Ellerim tombik tombik şarkısını söyleyelim mi?


PASAKLI: Tamam, söyleyelim, haydi gel yanıma…


SAÇAKLI: Geldim… Hadi, bir, iki, üç…

 

Ellerim tombik tombik, Kirlenince çok komik, Kirli eller sevilmez, Güzelliği görülmez, Saçlarım bakım ister, hele dişler hele dişler, uzayınca tırnaklar, kirlenince kulaklar bize pis derer pis derler, bize pis derler pis derler… (Çocuk Şarkısı)

 

Kuklalar: Arkadaşlar, bir sürpriz yapmaya gidiyoruz, hoşça kalın… Yeniden görüşmek üzere.

 

 

 

( Kukla Oyunu başlıklı yazı F.Ç.Kabadayı tarafından 4.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.