Ayrılıkla Yanar Can

Sen bakmaya yeminli bakışları takarken peşime
Çaresizliğin gürültüsüyle bakardın
İçilen kızılcık şerbetinin kalbe akması
Günferinin doğduğu sanılan anlardı
Yasakların biçtiği sarı duvarların gölgesinde

Biz çok dolaşacaktık güneşin girdiği sokaklarda
Sevginin mihrabına adım adım yükselirken
Huzur yarım göründü vaktin darlığında
Zaman yıkıp geçti ısınan yürekleri
Vuslat anlarını çalıp gitti elimizden

İç çekmeler geçerken üzerimizden
Ölmeyecekti kalp ağrımız
İncitmişliği kestirip aldıysak kaderden
Yaşatacaktım seni
Gök gürlemelerin başkaldırdığı anlarda

Teslim olmak varsa bükük yürekte
Ayrılıkla yanar can
Ziyan
Eskiyen Eylülde sevgi adına ise
Bıçkınlık
Büyük dağların yamaçlarında kalır, saklı

Su birikintisi kadar yaşanan mutluluğu
Anılara yoldaş yapmak biçilmiş yazıydı
Ağlarımı salmışken hüzzam gölüne
Tepinen kalp
Dur durak bilmezdi
Kesik vakit ötesinde

Ölümsüz yalnızlıkta sevgi yorgunken
Bilinmeyenin sonunu bekler biçare

Aslında
Bilirim ki
Darağacına çoktan asılmıştı
Gülen aynaların baharı

Biraz daha yakınlık doğsaydı zamanın gölgesinde
Bağdaş kuramazdı yürekte ayrılık
Ümit avare boy göstermezdi dağımızda
Deniz karanlığı yıkar alırdı
Bağrımızda yanan ışığın büyüsüyle
Ama
Mevsim bahar değildi DİLARA!...

Sevilay ÇARTIK

( Ayrılıkla Yanar Can başlıklı yazı S.ÇARTIK tarafından 12.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.