Evvel zaman içinde
Yaz ayının tekerleklerini patlatır
İçinde oyunlar oynardık

Direksiyonda uyur
Temmuzun koynunda örtüsüz yatardık
 
Kara saban ile sürülen
Gençliğimizin tarlasında
Namlı sevdaların bereketli ekinleri vardı

Bir buçuk güneş sarkar üzerine
Rüzgarın ıslığı serinletirdi

Gökten yere koşardı
Uzun bacaklı yağmurlar

Vızır vızır gözlüksüz çalışan arılar
Sarı başakları kovan zannederdi

Karşılık beklemezdi yel beleş eser
Değirmen taşını döndürürdü

Ezilirdi un olurdu yarin ela gözleri

Odunsuz şaha kalkan aşkın ateşinin
Etekleri tutuşurdu

Bol duygulu küncü atılan
Somun ekmeğinden pembemsi sevgi buğulanırdı

Kokusu misk-i amber gibi
Okşardı burnumu

Şimdi
Soframda
Gevrek gülüşlerinin
Kırıntısını elime geçirsem
Nazar boncuğu takacağım

Kokunun elini tutsam
Böğürtlen toplamaya götüreceğim

Arıza yapan yaz ayından vazgeçmedim
Tekerleklerini tamir etmem ama
Arada bir kırılan camlarını değiştirip
Gevşeyen haziranın cıvatalarını sıkıyor
Onu onarıyorum

Hadi hurdacı
Başka kapıya
Sana diyorum üşüyen hurdacı
Başka kapıya




( Başka Kapıya Hurdacı başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 23.06.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.