Yüzün derisini yüzsün diye atılan taşlar 
Taşlar yerine otursun diye kabeye tuğla oldu
Denizi gören suyla raks eder sandı  taşlar 
Gemiyi yüzdüren denizin, taşları  içine çekişini izledi
Sırf yaralanmana neden oldular diye

Taşlar eridi toprak oldu aşkından 
Can verdi yemişlere toprak 
Aşkınla açtı bahçede al al güller 
İsmini duydu on sekiz bin alem
Nurun kandil olup kainatı aydınlattı 

Yağmur taneleri her mümin adedince
Yağsa lazha lahza salavat niyetine 
Yine de susuz kalır dudaklarımız adına 
Senki ikindi sonrası son güneşimizdin
Gidişinle söndü bir bir kandiller 

Beni kimlere bırakıyorsun deyişin 
Çıkmıyor hiç hatırımızdan 
Rabbin konuşup  hoşnut etti seni 
Sen sustun ve duanı mahşere sakladın
Bizleri payidar hoşnutluğa kavuşturmak için 

Şahit olun dedin şahit olun 
Hep bir ağızdan dile geldi kainat 
Semada melekler şahitlik etti
Misafirliğin  kısası makbuldu
Döndün öz yurduna 
Ve bizler gurbette kaldık 


 

( Dinmeyen Hasretim başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 30.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.