UTAN!
Kibrinin ateşinde, dem
alan aşın içun
Pazarlık mı edersin,
etme! Satılmaz aşın
Yazdan kalma günleri, zemheri
kışın içun
Kilerde mi tutarsın,
tutma! Dondurur kışın
Zerre iken dünyada,
saydın kendini âlem
Yazdırdın olmayanı,
tekmil dinledi kalem
Etrafını doldurdun,
kurala uygun hakem
Sandın ki kazanırsın,
sanma! Kayıptır işin
Zamanın planı var,
varlığın da dahildir
İçindeki vicdana,
erliğin de dahildir
Kalındığında üryan,
arlığın da dahildir
Halden utanmaz mısın,
utan! Kaybolmaz nişin
Üzerindeki çaput, bedenin
örtüsüdür
Örtünün kerameti,
zahirdeki süsüdür
Aklında yoksa izan,
yokluğun kötüsüdür
Karayı ak sayarsın,
sayma! Yok olur düşün
Sanırsın ki cehalet,
mektep ile aşılır
Ne mektepliler gördüm, elif
ile eşilir
Cahil takmış kavuğu,
peşinden mi koşulur
Rolüne boyun eğdin, Eğme!
Dik dursun başın
Zenginliğin ölçüsü, altın olsaydı eğer
Baş olurdu merkepler,
takınca altın eyer
Yunus ile Taptuğ’a,
kalmazdı dünyada yer
Zenginlik gönüldür dost,
bilme! Akçeyi huşun
Varsın kibriyle yaktım,
sansın külli cihanı
Mum gibi dibi kara,
kervanlar dolsa hanı
Hangi alkışla olur,
ruhunda baki anı
Kibirle yaktım sansın;
sanma! Donsa bakışın
Seslerini duyarsın, duyma!
Bitsin alkışın