İki gönül bir olunca samanlık hem
seyran oldu tenler buluştu, orta yola girmeden kenarında gezilecek iken, aniden
kaza ile orta yolda kaza olunca, bir an tedirgin olan Durmuş, sevdiceğini zor
durumda bırakmamak için üzerinde kalkarken. Ayla gülümseyen gözleriyle.
-Üzülme sevdiğim zaten bu ilk gecemizde olacaktı, ha şimdi ha sonra ne fark eder ki, zaten senden başkasına
bu bedenimi teslim edemem, üzülme sen. Şimdi Fadime ile bunu biz yoluna koyar, temizleriz
ortalığı ve vücudumu.
Üzerinde kalkan Durmuş, içindeki
endişeyi def ederek sarıldı Aylasına. Ayla Seslenerek Fadime’ye.
-Kız Fadime soluksuz kalmayasıca
koş gel yanıma.
Fadime Ayla’nın sesi ile koşarak
samanlığa girince durumu fark edince, şaşkınlık içinde.
-Siz ne yaptınız daha evlenmeden?
Ayla
-Sen onu bırak bana yardım et
üzerimdeki kanları temizleyelim, bana yeni iç çamaşır ver, senin çamaşırların bana
uyar. Bunları da ocaktaki ateşe at yansın. Sakın bunu kimseye söyleme sakın ha!
Bunlar her zaman yeni âşıkların
başına evlenmeden önce başlarına haliyle gelmiyor. Bu durumun üzerlerinde
bıraktığı etki en büyük endişe ile büyük tesir yapmıştı. Bu durumu birkaç ay
gizleyerek daha sonrasında gâvur babası vermez ise kaçmayı düşündüklerinde
biraz rahatlamışlardı. Yüzlerindeki ani şaşkınlık yüzlerini sarıya boyamış, az
oturup bu kaçma fikri meydana çıkınca, yüzleri asıl rengine dönmüştü. Bu pek
alelade bir durum olmasa da olan olmuş, birbirlerine teslim olurken kaza olmuş,
orta yolda buluşarak fren patlayarak ve balatalar sıyrılarak kaza meydana
gelmişti. Hafif hafif kahkahalarla bu olayı geçiştirdiler. Gayet sakin bir
şekilde ortalığı temizlerken, Ayla yeni giydiği eteğin üzerine yakışması
sebebiyle bacak bacak üstüne atınca diz kapağına kadar açıldı o an Dursun’u hafif
bir ateş bastı.