Koyunlar idrak etmeye başlamışlar başa geçenin deve olduğunu fakat bunda üzülecek birşey yok. Başa koyun gelemez çünkü hangi koyun diye birbirimizi yeriz. 
Başa yırtıcı bir hayvan da geçmemeli o da bizi yer, o halde en iyisi deveye katlanmak.


Koyun hanımlar yazın kış hazırlığı, kışın da yaz hazırlığı yaparlarmış. Koyun erkekler, ay yani koçlar ise başıboş dolaşırlarmış. 


Günlerden bir gün tilkiler bir karar almışlar, biz tilkiyiz hem yırtıcıyız hem de kurnazız. 

Bu gece el ayak çekilince birkaç koyunla ziyafet çekelim demişler. 

Koyun hanımlar ile koyun beyleri yani koyunlar ve koçlar günlük rutinleri bitince kommün yaşadıkları evlerindeyken tilkiler 24 tilki ile saldırıya geçmişler. Hayret koyun evinin kapısı bile açık, aptal koyunlar diye düşünmüşler.

Koyunlar koçlar ise bütün tilkiler içeri girince kapıyı tam bu esnada kapatmışlar. 

Tilkiler tüm hunharlıkları ile herbiri birer koyunu ısırmış vaziyetteyken, ara ara değişik bir ses işitmeye başlamışlar, önce bir sonra iki sonra birtane daha derken, tilkiler daha ne olduğunu kavrayamadan birer birer koçların boynuz darbeleriyle can vermişler. 


Isırılan 24 koyun da yaralarından ölmüş, 4 koyun da izdihamdan ve 2 tane de o hengamede kalp krizinden ölmüş. 30 koyuna karşılık tilkilerin soyu kurudu sayılır.

Koyunlar milyonlarca yırtıcılar 300 kişi yani 300 hayvan, bilemediniz 500 hayvan yekün tutarlar. 

Günler günleri kovalamış ve yine günlerden bir gün bu sefer de çakallar toplanmış. 

Alınan karara göre akşam 45 kadar çakal koyunlara saldıracaklar. 

Koyun hanımlar ve Koç beyler yine herzamanki rutin işlerini bitirip evlerine çekildiklerinde aynı akşam yeni bir saldırı melemesi yani alarmın koyuncası yankılanmış. 


Çakallar da yine açık olan kapıdan içeri doluşmuşlar ve son çakal da girince koyunlardan bir tanesi kapıyı kapatmış. Çakallar yaman, çakallar güçlü ve 45 kişilik çakal ordusu ile tuttukları koyun kısa bir süre içinde cansız yere yığılıyormuş. 

Koç beyler yine ekip çalışması ile kuvvetli koç başlarıyla çakalları birer birer deviriyormuş. İlginçtir ki çakallardan birisi bir koyunu avurtlamışken, başka bir çakalın boynuz darbelerine maruz kaldığını gördüğü halde pek istifini bozmamıştı. Bu durumu gören her çakal, nasıl olsa 45 çakalla geldik ve elbette koyunlara da bir kurban verebiliriz diye düşünüyormuş. 

Çakallar bunu düşünedursun bu arada sayıları iyice azalmış ve nihayetinde çakalların da tamamı tilkilerin uğradığı akıbete uğramış.

Koyunlar ise 116 ölü ve 24’te hafif yaralı ile bir de koçlardan birtanesinin boynuzundan bir parçası kırılmıştı. Koçlar kolayberi kırılmayan boynuzları kırılırsa meşhur olurlardı, savaş esnası oluyor ki bu düpedüz gaziliktir. 

Koyun hanımların birçoğu bu boynuzu kırılan gazi koça alıcı gözlerle bakıyorlardı. 

Ne erkek ama diyip kimbilir neler düşünüyorlardı, uzun uzun çayırların olduğu meralarda hani o suyun dibinde boydan boya uzanan kamışların sayesinde göz gözü görmezken, pffff dedi Kezban koyun sürülerin güzeli, koyunların en güzeli.

( Koyunlar Ülkesi 2.bölüm başlıklı yazı Alp.Aldatmaz tarafından 23.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.