Jandarma kelimesi ne çok güzellikler anımsatır bana. Sevgili ablamın rahmetli olan beyi askerde jandarma çavuşuydu. Yeşil asker elbisesi ile çektirdiği evlerinin bir duvarında asılı fotoğrafta gök mavisi gözleri ve sımsıcak bakışıyla hala capcanlı yaşamaktadır. Ablam da fazla yaşamadı eniştemden sonra.

 

         Öğretmenlik yıllarımda en son “J” sesini verilirdim birinci sınıflara okuma yazma çalışmalarımda. Bu sesi verirken ders aracı olarak Mahmut Tuncer’in okuduğu:

 Jandarmanın alayları koğuştur koğuştur
Koğuştur koğuştur.
Benim yârim jandarmada çavuştur çavuştur
Çavuştur çavuştur.” Türküsünü kullanırdım. Hem öğrencilere ses kavratılır hem de sınıf birlikte halay çeker güzel bir ders işlerdik.  Ve tulum denen üflemeli çalgıda da usta olan eniştemi anımsar efkârlanırdım. Jandarmalarla ilgili çok hoş anılarım olmuştur. Severim jandarmamızı ve her sınıf askerimizi.

 

         Konum bizim askerimiz, jandarmamız değil. Dünya jandarmalığına çok kez tek başına soyunan ABD namı diğer Sam Amca’dır konum. Öğrencilik yıllarında Trabzon’da ilk kez yakından gördüm halk deyişiyle conileri. Boztepe adlı bir dünya harikası tepe var Trabzon’da; hemen kentin güneyinde. Boztepe’den kenti, mavinin en nadide tonlarının seyredildiği Karadeniz’i seyretmek tanımsız bir güzelliktir.

 

          İşte o tepede radarları vardı Amerikalıların. Mevsimlerin uygun olduğu hafta sonları Boztepe’ye gezi yapardık arkadaşlarla. Ortalama 1.70’lik boylarımızla en kısa boylusu 1.90 olarak tahmin ettiğimiz Amerikalıların yanında biz Guuliver’in cüceleri kadar kalırdık dersem abartı değil. Sam Amca’nın çocukları bize jandarmalık görevlerini yapıyorlardı yurdumuzun birçok köşesinde kurdukları radarlarla.

 

         Yıllar yılları kovaladı. Sam Amca’nın diğer uluslar gibi Türkler olarak nasıl bir güç olduğunu istesek de istemesek de öğrendik. Bazılarımız çok sevdi amcayı bazılarımız da daha çok sevdikleri için(!) darağaçlarıyla tanışarak ödediler sevgilerinin sonuçlarını.

 

         Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekir. Öncelikle yaşamın her alanında çalışmalarında bilimin en son verilerini kullanıyor adamlar. Dünyanın en zeki beyinlerini alıp onlara her türlü olanağı sağlıyorlar. Vatandaşlık verip, eğitiyor ve kendi ülkesinin kalkınmasında, gelişmesinde üstün zekâlıları değerlendiriyorlar. Nobel alarak göğsümüzü kabartan ünlü doktorumuz Aziz Sancar’a da çalışma olanaklarını ABD sağladı.

 

          Yurttaşları için adalet olabildiğince uygulanıyor. Hani dünyaya demokrasi, özgürlük ihraç etme söylemi kendi yurttaşları için yaşam alanı bulur. 1970’li yıllarda kanun dışı bir eylemle ilişkisi gazetecilerce ortaya çıkarılınca başkan Nixson hatası için halkından özür dileyerek istifa etti. Darısı demokrasiyi içselleştirememiş ülkelerin siyasilerin başına deyip yazımıza devam edelim.

 

         Dünyada özellikle bilim alanındaki çalışmalarda başarı sağlayan ödül alanlar arasında ABD bilim insanlarını görüyoruz. Sadece Nobel edebiyat dalında: S. Levis, E.O’Neil, P.S.Buck, W. Faukner, E. HemingWay, J. Steinbeck S. Bellov… daha nice yazarlar yetiştirdi bu ülke. J. London, M. Twain, Annabel Lee şiirinin şairi Poe’yi de bu yazarlara eklemesem yazın sanatına haksızlık etmiş olurum.

 

         Askerlik alanındaki buluş ve başarıları baş döndürücü nitelikte. Hepsinden de önemlisi uzay çalışmalarında Ruslarla at başı gidiyor başarıları. 1969’da aya ilk kez ayak basma başarısını gösterdiler. Meslek yaşamımda aya çıkıldığına inanmayan yurttaşlarımızla çok karşılaştım. Umarım yurdumuzda aya çıkıldığına inanmayan yurttaşımız kalmamıştır.

 

         Sporda, sinemada, müzikte daha nice alanlarda sayabiliriz Sam Amca’nın çocuklarının başarılarını. Irk ayrımının yaşandığı dünyamızda siyah bir adamı başkan seçme olgunluğunu da gösterdiler.

 

         Madalyonun arka yüzüne bakalım. Maalesef arka yüz çok karanlık. Kolomb’un yenidünya diye adlandırılan kıtayı keşfinden sonra öncelikle ve özellikle Avrupa’dan maceraperest insanlar bu kıtaya göç etti. Güçlü ateşli silahlarıyla kıtanın ok ve baltalarıyla topraklarını korumaya çalışan yerlileri imha ettiler. Afrika’dan getirdikleri zencileri köle olarak çalıştırdılar…

 

         Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının seyrini değiştirdiler ve bu savaşlardan galip çıktılar. Dünyanın süper gücü haline geldiler. Bu güçle yapmadıkları melanet kalmadı. Kurdukları kapitalist sistemi yaşatmak adına emperyalizmin en acımasız uygulamalarını gözü kapalı uygulamaya soktular.

 

         Sözüm ona ülke halklarını özgürlüklerine kavuşturma amacı güttüler saldırganlıklarını gizlemek adına. Kore Savaşı, Viyatnam Savaşlarında Asya kıtasının insanlarına onulmaz acılar yaşattılar. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna gelindiği Japonya’nın savaşı kaybetmesi belli olmasına aldırmadan atom bombasını Japon şehirlerine atma gibi iyice insanlık dışı eyleme imza attı ABD silahlı kuvvetleri.

 

         ABD’nin öncülüğünde NATO adlı örgüt Sovyetler Birliğine karşı kuruldu. Üye ülkeleri Sovyetlere karşı koruma amaçlı savunma örgütüydü NATO. Bilindiği gibi NATO karşıtı kutulan Varşova Paktı, 1991’de lider ülke Sovyetlerin dağılmasıyla işlevsiz kaldı, ömrünü tamamladı.

 

          Karşıda düşman kalmadığına göre savunma örgütü olan NATO’nun da ömrünü tamamlaması gerekirdi. Öyle olmadı maalesef. Bu kez süper güç ABD rakipsiz kaldı. Emperyalist emellerini acımasızca uygulamaya başladı. Dünyanın tek başına jandarmalığına soyundu. NATO bu kez ABD çıkarlarını koruma, uygulama gücü olarak kullanıldı. Irak hiçbir gerekçe gösterilmeden işgal edildi. Tarifsiz acılar yaşandı Irak’ta. Tarihi eserler yağmalandı.

 

         BOP adıyla anılan proje için zamanın zenci kadın dış işleri bakanı C. Rice, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerini kast ederek 22 ülkenin sınırlarının değiştirileceğini buyurdu. Ve bu proje uygulamaya kondu. Afganistan, Libya, Suriye’de acımasız savaşlar yaşandı. NATO’da müttefikimiz olan Sam Amca ülkemizin başına bela olan ayrılıkçı terör olaylarını alenen destekliyor maalesef.

 

         Evet, sam Amca hiçbir zaman vefalı amca olmadı. Haklı Kıbrıs Barış Hareketimiz sonucu bize silah ambargosu uyguladı. Aynı uygulamayı günümüzde de sürdürüyor.

 

         Deyim yerindeyse Ukrayna’yı Rusların önüne attı. İnce ve derinden uyguluyor sömürüye dayanan planlarını. Ukrayna, ipe un serilip NATO’ya alınmaması Rusya’nın saldırısına davetiye çıkarmak oldu kanısını ediniyorum bu konudaki bilgi ve deneyimli diplomat ve akademisyenlerin yorumlarından. Şimdi de pis savaşın uzaması için Sam Amca silah ve malzeme yardımı yapıyor Ukrayna güçlerine.

 

         Tüm barışseverler gibi biricik dileğim Ukrayna-Rus savaşının en erken bitmesi. İnsanlığı derinden yaralayan acıların bir an önce sollanması. Dünyanın jandarmalığına soyunmanın insanlığa acı ve gözyaşından öte bir kazanım sağlamadığı bilincinin insanlığın geleceğine hükmeden liderlerce içselleştirilmesi geleceğe güvenle bakmamızın sigortası olacaktır.

 

 

       

 

         

 

 

       

 

 

 

 

( Dünyanın Jandarması başlıklı yazı sahara tarafından 23.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.