MİLLET VE DÜŞMANLARI
İsmet İnönü''nün meşhur sözüdür bu. Kimseye söylemeyin: Millet sizin
düşmanınızdır.'' Bunu söyleyen kişinin millet düşmanı olduğunu anlamaktan daha
kolay ne vardır. İşte milleti düşman ilan eden bu zihniyet yıllarca milletin
yönetimini elinde tutmuş bir zihniyettir.
Dahası bu milletin ne kadar düşmanı var bir bilsek. Osmanlı Sadrazamının meşhur
sözünü hatırlayalım. Osmanlı sadrazamı yabancı devlet adamlarıyla yaptığı
tartışmada ‘En büyük devlet hangi devlettir dünyada''. Osmanlıdır: Çünkü siz
dışardan biz içerden yıkamadık bu devleti.'' Evet, yıllardır bu ülkede
yöneticilerin çoğu bu millete düşmandır ve içten içe bu milletin aleyhinde
faaliyet göstermekte, hem de bu milletin ekmeğini yemektedir.
Dahası satın alınmış basın bu milletin baş düşmanıdır. Yabancı güçlerin satın
aldığı, kendi menfaatini milletin menfaati üstünde tutan, milli menfaatleri az
bir paraya satan zavallılar güruhu milletin en önemli düşmanlarıdır. Bu
düşmanlar öyle bir büyük birlik içindedirler ki kimse bunun farkında olamaz.
Her şeyi kendilerine göre yeniden tanzim eder, birbirlerini kollar, gerçek
vatanseverleri hedef tahtasına koyarak millet düşmanı ilan ederler.
Öyle bir hava yaratırlar ki millet için çalışan gerçek vatanseverler bir anda
kendilerini milletin karşısında bulurlar, ne yapacaklarını şaşırırlar, yılarlar
ve çaresizlik içinde kendilerini şerit dışında bulurlar. Bazen bu kadar da
şanslı olmazlar, olamazlar bizzat o millet tarafından bertaraf edilirler. Bazen
bu imkan da onlara tanınmaz olur, millet için yaptıkları yüzünden canlarını
kaybederler.
Adnan Menderes''in idam edilmesi, Turgut Özal''ın zehirlenmesi, hayalarında dış
güdümlü basın tarafından linç edilmesi unutulabilir mi? bu gün bu iki büyük
insanın neler yaptıkları daha iyi anlaşılmakta, hayatlarında kendilerine hain
muamelesi yapıldığı hafızalarda canlılığını korumaktadır.
Bu gün basın milletin düşmanlarıyla işbirliği yapmaktadır. Dahası basın
tröstleşmiş, belli bir holdingin menfaatleri doğrultusunda yayın yapar
olmuştur. Gizli örgütlerin maşası ve paralı ajanı olarak görev yapmaktadır
satılmış basın. Bu basın millet menfaatini gördüğü her şeye saldırmayı vazife
olarak görür. Aslında yabancı menfaatleri için çalışır ve ondan kendine menfaat
devşirir. Gezi olaylarında gördüğümüz taleplerin ne adına yapıldığı görülmüş,
isteklerin kimin menfaatine olduğu bir türlü sorgulanamamıştır.
Molotof kokteyl atanlar kahraman ilan edilmiş, bir hiç yere başı taşla ezilen,
üzerinden araba geçirilenler aynı basın tarafından yok sayılmış, unutulmaya
terk edilmiştir. Bu satılmış basın ve milleti düşman bilen unsurlar her şeyi
işlerine geldiği gibi yorumlamakta, millet menfaati yerine beynelmilel güçlerin
menfaati doğrultusunda çalışmaktadır. Bir gün bu gerçek anlaşılacak, ama iş
işten geçmiş olacaktır.
Ahmet Kemal