Müslüm Gürses rahmetli, vaktin birinde biraz zamanın getirdiği şartlardan dolayı piyasada o an moda olan şarkılardan türkülerden bir liste yapıp, albüm hazırladı.

Bu olaya şahit olduktan sonra bu ifadeyi çok beğendim. Öyle ya bilineni tanınanı tekrarlamak durumunda ne denilebilir ki başka, bir de benden dinleyin denir.


Doğaçlama olarak aklımdakini aktarmaya çalışacağım.


Allah birdir denilirse size, kainatın en esaslı gerçeği olan bu söylem size faydalı olur mu. Olmaz çünkü siz zaten bunu biliyorsunuz.

Onun yerine birisi size şeytan tam insan ile eşit sayıya sahip dese, bu daha faydalıdır, çünkü bu sizi bir an bile olsa düşünmeye dolayısıyla tefekküre yönlendirir.


Tasavvuf olmasa idi, uygulanmasa oluşmasa bulunmasa kullanılmasa varolmasa idi, islam kuru bir şekilcilikten öte gitmeyecekti. Hani kaba tabirle, teşbihte hata olmaz derler, yat kalk Allah’ü Ekber ile geçecekti tüm inanca dair dünyamız.


İmanın şartı kaçtır, 77 binden fazladır. İslamın şartı kaçtır tastamam imanın şartları kadardır. Buyrun bu basit kelime oyunu gibi görünen söz dahi insanı tefekküre yönlendirir, yönlendirmemişse ya söyleyeni duyduğunuzda dikkatiniz başka yerdedir ve algılanmamıştır yahutta daha evvel zaten bunu defalarca tefekkür etmişsinizdir. Üçüncü ihtimal olabilecek olan idrak edememe ihtimalini aklı baliğ olunduğu farz edilerek en baştan elenmiştir bu ihtimal, bu ihtimalin dahilinde olanlara din zaten farz değildir, yükümlülüğü yoktur bu sıfatta olan kişilerin.


Tasavvuf ortaya çıkarken birkaç ögeyi kullanmıştır ve bu kullanılan ögelerin sıhhatli olduğu meyanda tam o derecede sağlığını koruyabilmiş asırlarca yahut sağlığı bozulup yoldan çıkmıştır herhangi bir zaman diliminde, nihayet bidat ve bidattan da öte hale gelip zelil olmuştur.

Tasavvuf ya bulunduğu ortaya çıktığı bölgenin coğrafyanın gelenekleri ile şekillenmiş hemhal olmuş, aynı derecede o coğrafyada varolmuş bir veya birden çok felsefenin inancın ögelerinden istifade etmiştir. Bu islamın zenginliğidir ve fakat bir o kadar da tehlikeli olagelmiştir. Çünkü hem farklı coğrafyalarda ortaya çıkan bu akımlar, başka yerde ortaya çıkan akımlarla doğru münasebetleri kuramadıkları durumlarda nifak oluşmuş, bu oluşan nifak ile de fitne türemiştir nifağın sonucu olarak.

Tasavvufi akımlar insanı doğruya götürebileceği gibi, insan hiç farketmeden ebedi hayatını da tehlikeye atabilmiştir.


Bir başka konu, birşey anlatırken özellikle yazılı metinlerde, Arapça uzun uzadıya künyeler, isimler, uzun kitap adları ve çeşitli rakamlar, bunlar konunun ihtisas yapanları, bilenleri için elzemdir fakat bunlar hedef kitlesi çocuk olan, hedef kitlesi gençler olan yazılı eserlerde, sıkıcı olmaktan öteye gider bir faydası olmamıştır.

Onlarca zor kaynak ve isimleri kullanıp, insanların okurken sıkılmaları yerine özellikle çocuklara ve gençlere kolay bir dille, yormadan sevdire sevdire anlatılmalıdır. İnsanların haddi değildir mehafetullah ile hüküm koymak. Çünkü size mehafetullah ile yaklaşan her kişi de bu babanız dahi olsa, kendisi de mehafetullah ile sizin kadar muhatabdır ve sorumludur. Korkutma yöntemi anca Allah ve Resul’ü tarafından yapılabilir, bu hak bizatihi sadece Allah’ın ve görevlendirdiği peygamberlere has özelliktir.


Onlar haricinde her insan ancak ve ancak muhabbetullah ile hareket edebilir etmelidir islam anlatımı/öğretimi mevzubahisken.


Peki bu böyle mi olmuştur islam tarihinde, maalesef böyle olmamış, hatta mehafetullahtan da öte sanki birtakım kimseler tarih boyunca haşa Allahmış gibi cennetlikler belirlenmiş, cehennemlikler belirlenmiş ve insanlara ceza vermeler/hüküm koymalar ile geçmiştir tarih, muhakkak adalette ve muhabbetle yaklaşmada doğruyu yapanlar tenzih edilir.

Nitekim ayette buyrulduğu gibi, Allah kendisini dünyada hükümran zannedenlerin de hükümranıdır. Allah hakimlerin hakimidir.


İslamın her dönemi bir veya daha çok bidat fırka varolmuş, hep islamın ögeleri kullanılarak menfaatlere ulaşılmıştır. Kah bilinçli takiyye yöntemi ile kah bilinçsizlikten cehaletten dolayı. Bugün son yaşadığımız bidat işte Fetöcülerdir, milyonlarca insanımıza az veya çok islam kullanılarak sirayet edilmiştir. 50-100 tanesi öldü bilmem kaç bin tanesi tutuklandı, peki hani bir mesaj yoluyla sen şununla nikahlanacaksın diye binlerce emrivaki örgüt için kıyılmış olan nikahlar ve o nikahlardan türemiş evlatlar!!!


Edebiyat Evi’nden örnek vermek istiyorum, ismini kullandığım kişiler rahatsız olurlar diye kendimden başka kimsenin adını kullanmamanın bu yazıda doğru olacağını düşünüyorum.

O yüzden kendimden başlayayım, kendimi örnek vererek bitireyim, Alp varya hani milliyetçi şiirler yazıyor, evet evet o cennetlik değildir ya o bazen Allah’a Tanrı diyor şiirde, kesin cehennemlik o, cehennemlik olmasa da benden iyi müslüman olacak değil ya zaar :) ben 25 tane tasavvuf şiiri yazdım onun yazdığı savaştı vuruştu kırıştı şiirlerinden tabi ki ben cennetliğim garanti olsa olsa Alp cehennemliktir.


Öyle ya cennette var son 2 milyar 379 milyon kişilik yer, cehennemde kaldı şunun şurasında hepi topu 8 milyar 412 milyon 498 kişilik yer, Alp olsa olsa onlardan biridir.


Şeytan ne kadar zeki bir varlık, adama farz ibadet yaparken dahi günah işletir de müminin ruhu duymaz, mevzubahis şeytan evet şeytan. Allah’la pazarlık yapıp da mühlet ve müsaade almayı başarmış şeytan.


Demem o ki, her mümin uyanık olmalıdır, bu uyanıklığı insanları kurtarmak kadar kendinizi de kurtarmak için kullanmalısınız, yoksa tekrar ederim ki, şeytan kendini mümin sanan kişiye öyle günahlar işletir ki o kendini mümin zanneden kişinin feleği de şaşar ahireti de maazAllah…


Siz siz olun daima bir de karşı taraftan dinleyin, insanların anlık hatalarını düzeltmek lisanı münasiple hoştur, yargılamak ve yaftalamak ise insanın başına en kötüyü getirir ve imanından bile edebilir…


Kadir Geceniz mübarek olsun, Allah’tan dilekte bulunmadan önce evvela tevbe edin, tevbeden evvel Allah’tan dilekte bulunmak Edebiyat Evin’de perşembe günü daha yazacağınız şiir için, daha yazmadığınız çarşambadan güne gelmeyi dilemek gibidir diye espriyle noktalayayım.


Saygılarımla,

( Birde Benden Dinleyin başlıklı yazı Alp.Aldatmaz tarafından 27.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.