her şey sessizlikte karanlık
geceler çöllerde ayaz susuzluk
keşke seni unutsaydım
gözyaşını umursamadan
odamı dört bir yandan saran efkar
hafızam yanmaz bu yanan yüreğim
fırınla kalbimi hançerle sırtımdan
bedenle bedenleri çizenler
evlerin evlerinde sızanlar
ahşap kapı gıcırdıyor
sadece bir dakikalık
ve o ev nesillerin geri döndüğü yer
kayıpları misafir kılan o malikane
hayatlarını yaşayanlar için bir ev
bir ömrünü feda edenler için
kurbanların inşaa ettiği bir ev
yumuşak bir yatak için
sıcak ve pürüzsüz duvarlar için
gölgeleri yaşatan
konutların hatırlarları
en keskin ihtiyarlığım
onlardan kaçar
sadece orada duruyorlar ve
bu onların kaderi
yalnızlık sen bir dakika bekle
onun hayalinle sonsuza kadar nöbet tutuyorum-
ve – onun yerine ateş ediyorum
kendi alnıma
dinlenmeyi özlüyorum
beni sevmek zorunda kalacaksın
donuyorum
sanki gizlice közle oynadım
tetiği çeken gözlerinle…