Sensizliğin ve sessizliğin resmini çekiyorum bir de not aldığım altına o resmin elbet sözcüklerdir hüznümün rüştünü ispatlayan: ne bir taslak ne de sıradan bir tasadır derlediğim. Varsa yoksa hüznün dehlizinde tıkanıp kalmış gücün amberi gibi de yitimi gücün.

Yatıya kalan çokça duygum yok bu aralar.

Katlandıklarımsa fazlasıyla ihtişamlı ve yetinmeyi öğretti bana bu öğrenilmiş çaresizlik.

Devasa bir bulut olma özlemi içerisindeyim ve bulut olduğumun da kendisidir az evvel bastıran yağmur ama kararmayan bir bulutum ben asla da renk vermeyen…

Beyazın ırkıyım üstelik ve masumiyetin.

Hala temiz kalabildiğimin de ifşasıdır yüreğimde resmigeçit yapan duygular.

Ne bir günlük tuttuğum ne de günübirlik ilişkiler onay verdiğim.

Bir sarkıt olma özlemi benimki içime yerleşik buzulun da kat izi.

Ayırdına varamadığım mevsim geçişleri az evvel üşüyen bedenim şimdi harlanmış vaziyette içimdeki buz dağını eritme gayreti içerisinde ama görünenden çok büyük çok öte bir kitle benimki.

Kibirli rüzgârın taşkın sesi.

Kaynayan kazanın fokurtusu ve yanan elim.

Yâd edilesi maziminse titrek elleri ve hala çocuk kalabildiğimin de resmidir içimdeki çocuğun kâh muzip kâh ağlamaklı sesi.

Bir yitimse gün gece elbette bir kazanım benim içim.

Bir işitme kaybıysa Sağır Sultanın muhatap olduğu gel gör ki beni tek duyan yine ve sadece O.

Mevsimin nazı bana geçiyor benimki de mevsime.

Sürrealist bir imgeyi ihbar ediyorum yeryüzüne ve yüz vermediğim gölgeler arkamdan çemkirip duruyor ki buna çoktan razıyım çünkü benim için muteber olan sesli tezahürü insanların ve sözcüklerin en dayanamadığımsa sessizlik ile beni cezalandıranlar ya da kulaktan kulağa söylenenler.

Kendimi bildiğim kadar da şüpheyle yaklaşıyorum kendime son zamanlarda.

Yüreğin hasılası ve havsalası ne ise bilsem de aykırı durumlarda kendimi yine kendime ihbar ediyorum.

Tortusu günün ve söylenmeyenlerin ve kalemle hasbıhal etmenin ertesi paylaşmakla iştigalim ruhumu belki de sevdiklerimi paylaşamadığım kadar da severken şimdilerde yazıp da paylaştıklarımı.

Bir münazara belki de mübalağa etmeden yazıp sevdiğim.

Temcit pilavı gibi dünya her yeni gün aynı menüyü bana sunarken ve ben nasıl oluyorsa aynı ve benzer durumlara farklı tepkiler veriyor olmanın ertesinde bunu bir kazanım olarak not ediyorum köşeye.

Bir köşegen belki de ruhumda saklı.

Bir de komandit ortağı iken duygularımın elbet kalemin ortaklığı ile kendimi ifade etmenin de tek yöntemi işte yazıyor olabilmek en çok da yazgımı kabullenip bir yazıt olarak ihbar ettiğim iç sesim yine yazgıma paralel bir yandaşlıkla içimden geçene alt yazı geçtiğim gecenin kuytusunda sıra dışı bir mecra adeta sözcüklerin satırlara kondu ve uçup da kaybolmadığı elbet öncelikle duyguların fotoğrafını çekiyorum ve alt belleğe de kayıt ediyorum her birini.

Renkler coşkulu ve sihirli.

Rakamlar cafcaflı.

Sonsuzluğun rakımı ise en tepede beni çağıran bense çoktan sonsuzluğa d/okunma hissi ile en tepeye uzatıyorum elimi ve dikiyorum gözlerimi gök kubbeye ve sıra dışı bir özlemle naklediyorum duygularımı ihbar ettiğimden de öte ihmal ettiğim bir çocuk saklı içimde elbet her çağrısında yüreğim ağrıyor ve ben anneme her seslendiğimde o çocuğun yüreği nasıl da heyecanla çarpıyor.

İstimlak edilmiş dünden ve göçebe ruhumdan kat çıkıyorum gökyüzüne ve ben sadece O’nun nezdinde saklı ve var olmanın verdiği o mucizevi farkındalık ile hamt ediyorum ve depara kalkıyor duygularım bense bir ayraç koymuşken hayatla arama adeta transfer oluyorum başka başka dünyalara.

Özveri ile sahiplendiğim bu çağrı belki de yüreğimdeki ağrıyı tek dindiren ve dilemması sözcüklerin elbet duyguların da ikmali.

Mevsimden mevsime göç ettiğim bir günün ertesinde ve işte tokalaştığım umudun beni taşıdığı en tepe nokta belki de bir varmış bir yokmuş dercesine ismimin yanına bir çentik daha attığım ne de olsa bir ömrümü içtimada geçirmiş olmanın ayrıcalığıdır evrenin bana verdiği görev…

 

 

 


( Devasa Bir Bulut Olma Özlemi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 20.05.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.