EMİNE
NİNEM YAHUT NAM-I DİĞER ANNANEM
KOCASI Hafız Salih Hulusi Efendinin hanımı. Ağa kızı. Poyrazlardan. Rize’de Ağa
konağında uyurken haminnesinin sırtında verildi O’na. Bilime çok önem veren bu
kadının genleri Anneme kadar aktarılır.
Kocasının kaprislerine katlanmıştır. Güzel olmamasına karşın zenginliği ve ilim
adamına değer veren haminnesi yüzünden bu yakışıklı adama verilmiştir. Bu adam
fakirdir. Cami hocalığı yaparak evini geçindirmeye çalışmaktadır. Bu yüzden sık
sık evden uzakta kalmaktadır. O kadın başına biraz bahçe biraz tarla velhasıl
çiftçilikle evi geçindirir. Kocasının katkısı nedir bunu bilmiyoruz.
O fazla güzel olmayan ama aksine evine ve çocuklarına bağlı kadın evin
direğidir ve adamın gözü arkada kalmamıştır. Ama adamın gözü açtır güzellere
karşı.
Önce Batum’a sonra Balıkesir’e gurbete gitmiş birinde O’na kuma bile yapmıştır.
Karısını psikolojik olarak hazırlamak isteyince paparayı yemiş, onun bu ağır
tepkisinden korkarak ikinci kadını memleketine getirmekten vazgeçmiştir.
Öyle ki bu olay varla yok arası kalmış, kadının varlığı, o kadından bir çocuğu
olduğu bile şehir efsanesine dönüşmüştür.
8’i kız 3’ ü erkek 11 çocuk dünyaya getirmiştir. Hiç yüksünmemiş, hiç şikayet
etmemiştir. Kocasının abdestten sonra ‘bana dokuma, bana dokunma ‘bağırtısı
bile onu rahatsız etmemiştir. Gezip dolaşması onu enterese etmemiş, o hep onu
evde beklemiş, kente göçtüğünde bile inek besleyip süt ve süt ürünleriyle
çocuklarını beslemiştir. O da diğer ninem gibi kentte bile köy yaşantısından
vazgeçmemiş, babasının mirasıyla satın aldığı tarlaları ekip biçerek evini
geçindirmiştir.
Lezzetin doruğuna ulaşmış yemeklerinin tadı hala damağımdadır. Ev ekmeği, turşu
kavurmaları ünlüdür. İç yağılı karalahanasını biz sevmediğimiz için takdir
edemiyoruz amma herhalde o da onlar için doyumsuz bir tattadır.
Güneş almayan evinde baş ağrılarıyla ömrünü geçirmiştir ama bundan hiç şikayet
ettiği kendini evin dışına attığı görülmemiştir çoğunlukla. Yalnızca eltisine
gider iki sokak ötede bir cadde üstünde ki eve. Misafirleri olur onlarla
halleşir. Kızları gelir arada bir. Annem sık gider biraz bütün sıkıntılarını
onlara satar. Evinde hiç gelin tutmamış, ayrıldıktan sonra da işlerine
karışmamıştır. Damatlarının evine çok az gitmiştir. Gittiyse de fazla
kalmamıştır. Bayramlarda çeşit çeşit yemekler, baklavalar yapmıştır.
Ahmet Kemal