Merhaba Sevgili arkadaşlar,

 

Yazıma bir ekonomi terminolojisi vermeden devam etmeye karar verdim. Çünkü kavramları kısa kısa ve anlaşılır bir şekilde tanımlamaya çalışacaktım ama bu yöntem de ciddi sakıncalar içeriyor. Kavramları doğru anlayabilmek için her okuyanın aynı/beklenen anlamı yüklemesi gerekiyor ki bu ancak asgari düzeyde bir ekonomi bilimi eğitimini zorunlu kılar. Örneğin talep dediğiniz zaman bunun satın alma gücü ile desteklenmiş efektif bir istek olduğunu, her arzunun talep olarak adlandırılamayacağını, bireysel talep, sektörel talep, esnekliği düşük talep, esnekliği yüksek talep tanımları, satın alma gücünün ve paritelerin açılımını, aslında her kişi ve işletmenin hem talep eden hem de arz eden sıfatlarını aynı anda üzerinde taşıdığını, bakkaldan bir ekmek satın alan vatandaşın para arz edip ekmek talep ettiğini buna karşılık da bakkalın ekmek arz edip para talep ettiğini, çiftçinin bir taraftan tohum ve malzeme, emek talep ederken ürün arzettiğini, sanayicinin hammadde talep edip imalat ürünü arz ettiğini vs vs binlerce açılımı izah etmeniz gerekir. Para, faiz, kur, döviz gibi başlıklarda da durum aynı. Şimdi benim burada basit ifadelerle kullanacağım kavramlar çok genel geçer olduğu için her ekonomik vakaya uygun olmayabilir ve okuyan eksik/yanlış bellemiş olur. Bir konuyu yarım yamalak bilmektense hiç bilmemek bazen daha evladır, hiç bilmeyene anlatmak yalan yanlış bilgilerle dolu kişilere anlatmaktan daha kolaydır. Bu nedenle yeri geldikçe her kavrama yine de çok kısa kısa değineceğim, ifadelerime biraz olsun anlaşılırlık kazandırmak için.

 

Şimdi hemen çok merak edilen iki üç başlıkla konuya bodoslama dalıyorum : ))

 

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) rezerv dediğimiz parasal ve paraya çevrilebilir varlıkları ( TL, dolar, Euro, altın, tahviller ) ne durumda? Dolar neden bir dünya para birimi kimliğine bürünmüştür yönündeki merakınızı şimdilik öteleyerek ifadelerim doğal olarak genellikle dolar üzerinden yürüyecek. Dolar derken Amerikan dolarını kastedeceğim. Kanada doları, Avustralya doları vs gibi para birimleri de var.

 

Ekonomist olduğumdan bu yana her yıl doğum günüm olan 21 Mayıs tarihinde tüm Türkiye ve gelişmiş ülkelerdeki, dünya genelindeki ekonomik göstergelere hızlıca birkaç saatliğine bi göz atarım. Hep yıl sonları baz alınır, ben de tüm çalışmalarımı yıl sonu rakamları üzerinden yaparım ama bir alışkanlık işte :) Kullanacağım rakamlar 20 Mayıs 2022 tarihi itibarı ile olacak.

 

TCMB 60 milyarı döviz, 40 milyarı altın olmak üzere 100 milyar dolar kabalama darası düşülmemiş bir rezerve sahiptir. Kabalama rezerv ya da yazımın müteakibinde kullanacağım tanımlamaların çoğu ekonomi jargonunda yoktur. Ben uydurdum, Brüt rezerv demek istiyorum : )) Bunun 89 milyar doları bankalardan emanet alınmış paralardır. Bankalar topladıkları mevduatların belli bir bölümünü emaneten merkez bankasına yatırmak zorundadır, faaliyetlerine devam edebilmek için ve vatandaşa devlete güvence olarak. Bu rakam artar düşer ama sıfırlanmaz. Banka faaliyetlerine devam ettiği sürece de TCMB’nda kalır, ihtiyaç halinde borç alır borç verir vs. TCMB bir anlamda bankaların babası, kasası, dayanağı durumundadır. Temel görevi ise para politikasını oluşturmak ve uygulamaktır, faiz ve kurlar dolayısıyla enflasyon yönetimi ana görevleri içerisindedir. Prensip itibariyle özerk olmalıdır ama Osmanlı’da olduğu gibi tamamen Merkezi Otorite’ ye de bağlı olabilir. Bence kesinlikle özerk olmalı. Osmanlı dünyanın en güçlü ekonomisine sahip olduğu için bir cihan devletiydi. Vatan, millet, cesaret elbette şart ama ekonominiz zayıf olursa devletiniz de zayıf olur, nokta. Neyse konuyu uzatmayayım bu başlı başına ayrı bir yazı konusu ama özerk olmadan da olabiliyor yani. Bir de Maliye Politikası var ve burada hükümet tek tabancadır, kamu harcamaları ve kamu gelirleri ( vergiler, harçlar, kamusal hizmet gelirleri vs.) ile Para Politikası uyumlu olmalıdır. Özel sektörün de ciddi belirleyiciliği vardır deyip konunun bu kısmını noktalayayım.

 

Net rezerv = 100milyar dolar - 89 milyar dolar =  11 milyar dolardır.

 

Sıklıkla duyduğumuz swap denilen al takke ver külah, al külah ver takke gibi gibi : )) bir borç alma / verme yöntemi vardır, genellikle uluslararası piyasada devletler ve büyük kurumlar arasında gerçekleşir. Kısmen yurt içinde kurumlar ya da firmalar arasında da olabilir, bir tarafın devlet olması şart değil. Swap değişim/değiştirmek demektir, farklı para birimleri veya vadeler veya faiz oranları farklı farklı kombinasyonlarla değiş tokuş yapılır, süresi geldiğinde de karşılıklı taahhütler yerine getirilir. İlla ki parasal ihtiyaçtan doğmaz, farklı para birimlerine karşı kendinizi korumak veya işinize geldiği için, kârlı çıkabileceğiniz için de yapılabilir. Bizim de ağırlıklı olarak körfez ülkeleriyle karşılıklı swap işlemimiz var cari olan, bu da 63 milyar dolar. Bu rakamlar ülkeler savaşmadıkça, batmadıkça, ilişkiler çok gerilmedikçe karşılıklı çıkarlara dayandığı için hemen hemen hiç kapatılıp sıfırlanmaz, yeni yeni anlaşmalarla uzatılır, kısaltılır, değiştirilir ama bir şekilde sürdürülür.

 

Aha da şimdi ayvayı yedik mi ? : ))))

 

Yeni bir net rezerv tanımı çıktı ortaya;

 

11 milyar dolar – 63 milyar dolar = (-) 52 milyar dolar.

 

Yani bütün rezervler tükenmiş, kasa tımtıkır, üstelik 52 milyar dolar da içeri girmişiz. Az buz değil, bu rakam dünyadaki ülkelerin neredeyse % 70-80’inin yıllık milli gelirinden fazla.

 

Bu matematiksel olarak doğru bir sonuç mudur?

Evet kesinlikle doğrudur.

Muhalefet iktidarı yerden yere vurmakta haklı mıdır?

Evet kesinlikle haklıdır.

 

 

 

Devlet su işleri bırak bu işleri, geldik Kars’a aldık bir arsa muhabbetiyle şimdi resme bir de asıl olması gereken açıdan bakalım, endişe içerisindeki halkımıza gönülden bir selam çakalım : )))))

 

 

Yahu tüm ticari özel ve kamu bankaları ile yabancı bankaların TCMB’ndaki karşılık olarak yatırdıkları 89 milyar usd’nin sıfırlanması için bu bankaların Türkiye’deki faaliyetlerine son vermesi gerekir. Bu rakam artar azalır ama sıfırlanmaz. Yani teorik tanımı emanet para olmasına rağmen pratik işlevselliği TCMB öz varlığıdır, o kadar. Bunun aksini iddia etmek akıllara zarardır. Aynı şekilde devletlerarası ilişkiler çok büyük ve beklenmedik aksilikler olmadıkça hem siyasi hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir olmalıdır. Hal böyle olunca teknik tanımı itibariyle swap bir alacak borç ilişkisi içerir ama aslolan yenilenebilir olmasıdır.

 

Hülasa TCMB 100 milyar dolarını sorumlu bir şekilde kendi öz varlığı gibi kullanabilir mi? Kesinlikle kullanabilir.

 

TCMB an itibariyle tüm uluslararası ticari yükümlülüklerini karşılayabilecek rasyoların tamamına sahiptir.

 

Bakış açılarımıza göre hükümet de haklıdır iktidar da. Biri teoride diğeri pratikte. Dünyanın her yerinde muhalifler bu gelişmeleri kullanır, kullanmaları da doğrudur, teknik açıdan. Lâkin bir tane Türkiye var dediğimizde bütün kesimler kendilerine bir çeki düzen vermelidir.

 

Endişeye mahal verecek çok kötümser bir tablo yoktur ortada ama nesnel olmayan bir iyimserliğin de anlamı yok. Alınması gereken çok ekonomik önlem var. Burada da ana oyun kurucular Türk halkının tüketim, üretim ve tasarruf alışkanlıklarını değiştirecek iktisadi para ve maliye politikaları olacaktır. Başka çözüm yok.

 

Bugünlük yoruldum gali : )))

 

İzleyen bölümde neden faiz düşürmemekte direniliyor ve kurlardaki yükseliş ile enflasyon ( fiyat artışları ) dizginlenemiyor, % 70’mi doğru % 300’mü ya da % neyse ne : )))

 

Selamlar saygılar.

çağatay

( Bugünden Düne Türkiye Ekonomisi başlıklı yazı MCU :) tarafından 23.06.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.