Hangi rengin arazıdır içimde saklı o
arazi ve kubbede saklı yürek ritmini sonlandırmak adına kendimden vazgeçişim…
Sezilerimde saklı rahmet
Aşkın gömütü yalnızlığınsa sudan
bahaneleri değildir hem
Kâh yazdıklarım kâh içimde saklı
mevsim
Alazlanan sözcüklerle kıyama durduğum
Bir akçe biriktirip cebimde
Çehremde saklı ince çizgilerle
Çizdiğim resimsin, sevgili
Kıymet bilmez gülüşün
Esefle dokunduğum yarama bitmez de
serzenişin
Göğün hutbesidir aşk
Kıblemde saklı mehtap
Doğurgan yıldızlar ve de
Severek sevap
İşlediğimse kaçınılmaz
Kaçırdığım trenin raylarında ezildi
iç sesim
Baskınsa evren
Bakaya kalan sözcüklerim
Aşk cumhuriyetinde parlayan gözlerim:
Naif biraz tedirgin
Yoldan çıkmamak adına içine
kapandığım
Mabedim
Nasıl da edildi yerle yeksan
Yok yere değil içimde biriken hüzün
Nazik ve sevecen kalbim
Ama yaralı ve yamalı
Yâd ettiğim şüheda mazim
Gelip geçici olsa keşke dertler ve
tasalı yüreğimin
Kıvrımlarında saklı pelerini
varlığımın…
Hep görünmez
Hem duyulmaz
Keşke bununla sakit olsaydı
Kalender meşrebi değilim de kalemin
Yüreğimi sıkan kalantor gölgeler
Köşe bucak kaçıştığım
Babadan nasihatlerle baş verir
filizime eşlik eden saygınlığım
Muteber olmak içimde esen
Münzevi sözcüklerle yeryüzünü deşen
Bazense sığamadığım
Yerin göğün müdavimi ıssızlığım
Bir vedada saklı aslında hürriyetim
Hem kendime hem dünyaya hali hazırda
elveda diyemediğim
Gönlün koşusudur şiirlerim
Sancağına sıkıca sarıldığım aşkın da
künyesi ta içimden geçen
Geçimsiz değilim kimseyle
Ama geçinemediğim kendimle
Barut gibi patladığım
Afaki coşkumla devasa parantezler
açtığım
Ah, içine sığamadığım düşünceler
Şimdi şerh düşüyorum güne geceye
Akıbetim ne olacak bilemem
Ama s/üzgün ruhumla tavaf ettiğim
bilinmeze
Duyduğum saygı ve hürmetin eşliğinde
Kayıp giden bir yıldızın da nezdinde
Var olmanın alfabesidir içimden geçen
Bir de aşamadığım engeller
Elbet aşkı na’şı saklı içimde
Ey, sevgili mukadderatım sensin bir
de aşk
Başımda taşıdığımın yüzü suyu
hürmetine