seni rastlantısal
solmuş bir fotoğrafta görüyorum
genç ve güzelsin
ve şairliğim tuttuğu o mazi
zamanın evrimsel kucağında ağlayan
bir çocuk gibi
eskiden güzeldin ve vahşi
yüreğimde tanrıça gibi sakladığım
bire sen uğruna
eski çağlarda tapınılan tüm
ilahların öfkesini ve
tanrının gazabını göze almıştım
siman sararmış fotoğrafa bakıyorum
kendine güzel bir tiyatro
ve bir hikaye sunmuşsun
aşk adlandırılmış günlerden
arka plan olarak
bir gün beni takdir edeceksin
çünkü seni sevdim
ve beni sevmeni sevdim
gölgeye düşmüşlüğümü
aydınlatmak için beni sevmeni
senin gölgen bazı resimleri
mahvetse de
seni kutsamak isterdim
yüreğimin gözlerini kutsadığı gibi
zamanı hükümsüz kılan pençelerden
seni benim olduğum resme
geri getirmek isterdim
hatırlarsan biraz olsa da masumduk
sen genç ve vahşi dünyalı bir tanrıça
ikimize de veda bile etmedik
sen gittin ve bize veda ederek
sadece hatıra bıraktın
tek başıma olduğum bu kaotik karmaşaya
seni sevmek için
gerekli birçok neden bulsam da
belki de
yokluğunu daha çok sevmektedir ruhum
yıllanmış ritüeller gibi…