Aşka sevdalı devasa bir çatlak
Aklımın inlerinde saklı duygular
Körebe oynadığım akşamlar kadar
Sakarım çok hem de
Gözümden sakındığım iki dirhem bir
çekirdek
Ah, benim şatafatlı yalnızlığım
Gönlün kubbesinde nasırlar
Nice insan kimse soran: nasıllar?
Çemkiren iblise dahi pabucunu ters
giydiren
İnancın istikametinde saklı müzmin
bir aşığım ben
Şakıyan mısralar
Demini aldım alalı günün
Sönük feri insanların
Sevecen ve nitelikli
Bir sevgi arsızı
İklimler kabuk değiştiren
İniltisi hüznün yürek burkan
Bazen buhrana kapılıp
Hele ki bir de yerle yeksan ise
mabedim
Köreldiğim zamanlardan yeni geldim
Eşrafım mı?
Dudak büken.
Ahvalim nasıl da sitemkâr
Gönül dostu kimse peşindeyim
Aşkın hicretinde saklı bir tebessüm
Şiirler ekip huzur biçtiğim
Gönlün kuytusu
Belki şairin huyu
İmansız değil akılsız hiç değil
Allah aşkına sarındığım huzur ve tövbe
ettiğim
Minnet duymadan da bir Allah’ın
kuluna
Varsa yoksa metanetim
Mazluma merhamet eden aciz bir
faniyim
Canım her yandığında Allah’a koştuğum
Ölü değil diri bedenim ve asaletim
Hummalı gölgelerden kaçıp sığındığım
Bir şiir nice şiir
Bağlanmış basireti madem bir kere
mutluluğun
Şerh düştüğüm bir alfabe
Sıradanlıktan mustarip olduğum
Caka satanlar
Sandık dolu hüzün
Sevap işleyenler
Elbet bir elin verdiğini diğer el görmeden
Kusursuz olmaya ant içen gönül telim
Bitmeyen ıstırabım
İnhisarında sözcüklerin
Kendime bir yol çizdiğim
Aşina aşkım ben
Aşikâr rüzgâr
İçime dahi ters estiğim
Emaresi yarınların umut ekip sevgi
biçtiğim
Sancılı şafak nasıl ki söktü
Şanlı yüreğim nasıl ki çöktü
Ve işte yeniden doğmanın güncesi
Bir şiirden fazlasıydı saklı içinde
sözcüklerin
Yorgun ruhun müptelası
Yanık yüreğin bekası.
Aşkla hicret ettiğim
Aşikâr Rabbine sevdalı bir kulum ben
Yeter ki düşmeyim O’nun gözünden
Her göz göze geldiğimde aşkla
Akışkan bir rahmet
Tecelli eden
Teselliyi verense Rabbim