Düş perdeleri gerçekleri ıslıklayan
bir ritim bir name bir yitim belki de gürültülü bir sessizlik:
Akan gözlerimden aşikâr
Akışkan bir hüzün meylettiğim hırpani
gölgem
Başa sardığım her yeni gün
Yeni yetme sevdalar biriktiriyorum
cebimde
Bin yaşında olsam da hala çocuk gibi
seviyorum
Kemale ersem de düşüyorum yollara
Diz kapaklarım parçalanmış
Şerh düşüyorum bu kez dizelere
Ben ve dizelerim diz dize
Dikizlendiğim aşikâr
Elbet kapalı perdeler
Bir isyanı bastıracaksam erkenden
kalkmalıyım
Bir isyanda firar eden cihandan
Meleklerimi uyandırmalıyım
Sırma saçlı yüreğim menzilde
Kar yağar bazen dizelerime
Bazense erir mum misali
Miadı dolarken ömrün kavuşulası bir
rahmet aşka duyulan özlem
Safi karanlık
Safi aydınlık
Sahi nedir bunca şey iç içe geçen
Afakidir insan kimi zaman
Sevdi mi yalnızlığı
Tükenen sözcükler kürediğim yeniden
Tutuklu bir iklimim ben aşka sevdalı
Kim değil ne değil hiç değil
Bir taşı dahi sevebilirim ben
Taşa dönen yürekleri değil ama
Kıblemde saklı hüzün ve melodram
Gönlün paye verdiği özlem
Sinemde ölüm
Sıramda sorun
Sınandığım aşikâr
Kaybolmaya şiir kala
Geceyi şiir geçe
Geçkin rüzgâr inhisarımda
Geçimsiz ruhum firarda
Lakin yüreğim demli çok da dertli
Kimyamda saklı hüznün g/izi
Eşrafım kıymetimi bilmedi
Oysaki ziynetti benim içtenliğim ve
sevgim
Muamma kimi gölge
Münferit hecelerden doğan iklim ve
şiir
Münazara ettiğim iç sesim
Muadilim nice şiir
Münzevi olsa ne ki mevsim
Sirenler susmaz
Simamda bulutlar
Şiarım sıradan değil
Sıra dışı bir rüzgârım ben hüznü dahi
sevebildiğim
Ki bu da beni Rabbime yakın kılan…