Kerbela Oradaki Susuzlukla Senin De Ciğerlerin Kavrulur.
Bugün Muharrem ayın onuncu günü. Yüreğimizde yanan ateşle
yandığımız gündü. Bir yudum suyu az görülmüş Gül kokulu Nebinin torunu imam Hüseyin’in
şahadete eriştiği gündü. Bu ne vahşetti dünya böyle vahşeti görmedi! Bu nasıl
insanlıktı dünya böylesini âlem görmedi şeytan şaştı kaldı. İnsanı değersiz
gören yezit şeytanı şaşırtırken bizleri derinden yaraladı dur diyen çıkmadı, yapma
diyen çıkmadı. Allah’ın cömert halis kulları ehlibeytin şahı imam Hüseyin orada
katl edildi ne uğruna? Ne için? Neden? Niye? Cevapları insanı tatmin etmeyen
dünyalık çıkar uğruna gözlerini kırpmadan öldürdüler hem de acımasızca.
Zulümden nura, cehaletten nura, çirkinlikten güzelliğin nuruna yürüyüşler hep
devam edecek önümüze yezitler çıksa da lakin bizler topluca bir olmadıktan
sonra yezitler bitmez. Ey insanlık artık uyanmanın zamanı gelmedi mi? Bak
etrafına Filistin de kardeşlerimiz bebeler vahşice öldürülüyor, Suriye, Afrika da
herkes aç söyleyin ne olur harekete geçmenin zamanı gelmedi mi?
“KERBELA OLAYI NE ZAMAN, NEREDE OLDU?
Irak'ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela Çölü'nde hicri
takvime göre 10 Muharrem 61'de (10 Ekim 680) Emevi Devleti'nin ilk halifesi
Muaviye bin Ebu Süfyan'ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu, Emevilerin 2'nci
Halifesi Yezit bin Muaviye'nin, Hazreti Hüseyin'in kendisine biat etmesini
istemesi nedeniyle yaşanan üzücü hadiseler, Hazreti Muhammed'i ve onun
ehlibeytini seven müminleri derinden yaraladı.
1382 yıl önce Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin, muharrem
ayının 10'uncu günü olan "Aşure Günü"nde şehit edilmeleri nedeniyle
bugün, "matem günü" olarak görülüyor. Uzun süren siyasi mücadeleler
sonucu miladi takvime göre 661'de halifelik makamını ele geçiren Muaviye,
Hazreti Hasan'ın şehadetinden sonra "halifelik" makamının saltanata
dönüştürülmesi adına oğlu Yezid için halktan biat almaya başladı. Fakat Hazreti
Hüseyin bu durumu kabullenmedi.. Muaviye'nin 680'de ölümünden sonra yerine
geçen oğlu Yezid, ilk iş olarak Hazreti Hüseyin'in biatını almak istedi.
Hazreti Hüseyin, biat ettirilmesine yönelik baskılar artınca durumun kötüye
gideceğini anlayarak, aile fertleriyle Mayıs 680'de Mekke'ye doğru hareket
etti.
Mekke'ye gelen Kufeliler ise Hazreti Hüseyin'i şehirlerine davet
ederek, Emevilere karşı birlik oluşturmayı teklif etti. Hazreti Hüseyin daha
önce hem babası Hazreti Ali'ye hem de ağabeyi Hazreti Hasan'a karşı
ihanetlerine şahit olduğu Kufelilerin samimiyetlerini anlamak için amcasının
oğlu Müslim bin Akil'i Kufe'ye gönderdi.
Kufe'de 18 bin kişi, Müslim'in önünde Hazreti Hüseyin'e biat
etti. Ancak daha sonra Kufeliler ihanet ederek, Emevilerin Müslim'i öldürmesine
göz yumdu. Son gelişmelerden haberdar olamayan Hazreti Hüseyin, aile
fertleriyle Kufe'ye doğru yola çıktı. Hazreti Hüseyin yolda Müslim'in başına
gelenleri haber aldı. Fakat Müslim'in oğullarının, babalarının intikamını almak
istediklerini söylemesi üzerine yoluna devam etti.. Kufe Valisi Ubeydullah bin
Ziyad'ın bin askerle gönderdiği Hürr bin Yezid, kafilenin yola devam etmesine
izin vermeyerek, Hazreti Hüseyin'e validen yeni emir gelinceye kadar Kufe ile
Medine arasında bir yol takip etmesini söyledi.. Bunun üzerine Fırat Nehri
kenarındaki Kerbela Çölü'ne önce Hazreti Hüseyin, sonra Ömer bin Sa'd ulaştı.
Kufe Valisi Ubeydullah, Ömer'e, Hazreti Hüseyin'den Yezid adına biat almasını,
aksi halde suyla bağlantısının kesilmesini emretti.. Biat teklifini kabul
etmeyen Hazreti Hüseyin ve yanındakiler, zulme boyun eğmemek için Allah yolunda
ölme kararı aldı.
Hazreti Hüseyin ile beraberindeki 32 atlı ve 40 piyade,
bölgede kurulan çadırda savaş hazırlıklarını tamamladı Daha sonra Hazreti
Hüseyin ve beraberindekiler ile Yezid taraftarları, Kerbela'da karşı karşıya
geldi. Ordusunun isyanından çekinen Ömer bin Sa'd, bizzat ilk oku atınca savaş
başladı. Savaş meydanında Hazreti Hüseyin tarafından çok kişi öldü, geriye
ehlibeytten başka kimse kalmadı.. Babası Hazreti Hüseyin'den izin alarak
çadırından savaş alanına çıkan 19 yaşındaki Ali el-Ekber, Kufeliler tarafından
mızrak ve kılıç darbeleriyle şehit edildi. Kufeliler, Hazreti Hüseyin'in diğer
çocukları Cafer ve Abdullah'ı da şehit ederken, ölen ehlibeyt mensuplarının
başlarını kesmek için adeta birbirleriyle yarıştı.. Kahramanca savaşan ve
karşısına çıkan herkesi mağlup eden Hazreti Hüseyin ile teke tek mücadele etme
cesaretine sahip olmayan Kufeliler, hep birlikte onun üzerine saldırdı.. Aldığı
ok ve mızrak darbeleriyle atından yere düşen Hazreti Hüseyin'in başı kesilerek,
bedeni atların ayakları altında ezildi. Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin
kesik başları Yezid'e gönderildi, cenazeleri ise Beni Esed mensubu El-Gadiriye
köylülerince Hair denilen yerde toprağa verildi. Kaynak a Haber-“
"Nefis ister, akıl gerekçeler bulur, vicdan aklar. Oysa
sen kendini kandırsan bile unutma ki; Allah hesap sorar, ellerinle kendini
ateşe atma!" Aşkın Şehidi Kerbela, Hüseyin ve yoldaşlarının katligahı...
Orada kan ve gözyaşı var. Oradaki susuzlukla senin de ciğerlerin kavrulur. Ve
başlarsın ah-u figan etmeye. İçin yandıkça görürsün: Kerbela hak aramanın ve
özgürlüğün destanıdır. Teslimiyetin, adanmışlığın ve sadakatin zirvesidir. Her
biri ayrı bir şiar olan yetmiş iki şehidin yurdudur Kerbela... Onlara
kapılanırsan nakşolur kalbine: Aslında her yer Kerbela’dır, her gün Aşura... Ve
dile gelir Kerbela: "Benim için ağlama. Kendine bak!" der...
"Adına lanetler okuduğun Yezid bizatihi nefsindir. Hesapsızca ister, bu
uğurda canlar yakar. Hüseyin’i terk edenleri kınamadan evvel bir kez daha
düşün! Sende bir akıl var. Sadece kendi çıkarlarını hesap eder ve heveslerini
haklı göstermek için türlü bahaneler uydurur. "Kerbela ikazla yetinmez.
Kurtuluşun yolunu da gösterir: "Hüseyin’i Allah katından sana üflenen ruh
belle! Arına paklana yücelirsen sen de Rabbinden bir delil oldun demektir. Aşka
şahit isen bu Şehadet kutlu olsun. Sen Aşk ile her dem diri kalanlardansın. Ve
"Aşkın Şehidi” sin!" Aşkın Şehidi-Ahmet Turgut”
Mehmet Aluç