İnmeliyim tepe noktasından hüznün devasa dalgaların da beni rencide ettiği o iklimden alabildiğine uzaklaşmalıyım.

Tepe noktasındayım hüznün ve defansı ömrün aslında kale’ m yıkılmadı henüz kalemim de ve işte şerh düştüğüm duygulardan bir ömür boyu çektiğim.

Safsataymış meğerse öncemde içimi d/ağlayan duygular ve sıkıntılarım bir minvalmiş ki hayat varsın meali beklemek olsun: sabırla ve umutla ve inatla.

Her şeyin müsebbibi yaşadığım beşinci mevsim.

Bir münazara ise benimki mübalağasız canım yanmakta.

Hüzün reçetem ve güncellediğim özlemim.

Bayır aşağı bazen düştüğüm ve acıların tepe noktasında içimdeki çocukla b/üzüldüğüm.

Renkler pişkin.

Renkler gri.

Renkler hüznü giyinmiş sırtına ve aralıksız yaprak dökmekteyim.

Hazan bahçem ve reçetem ve dinmek bilmeyen baş dönmelerim dünde yaşadığım hüzün meğerse fark etmediğim mutlulukmuş.

İçimdeki sarkıt ve çizelge ve uyumsuz mizacım evrene.

Kayıtsız kalamadığım kadar kanıt da sunamıyorum kadere.

Bir handikap ki yaşadığım ve hayatın da direttiği.

Naylondan değil yüreğim: çelikten hiç değil ve çelik yelek filan da giymeyeceğim varsın tüm kurşunlar saplansın bedenime yeter ki sadece ben zarar görüp ben göçeyim.

Divanesi olduğum duygular ve çizdiğim sarp yollar çizmeyi aşan hüzün…

Ey, güzel Rabbim, ver çaresini ver dermanını bunca acının ve yüzümü güldür ne olursun.

İri cüsseli gölgeler var çevremde hem de hiç olmadığı kadar acımasız ve kinde bonkör bense sevdiklerim yaşasın diye kendimi feda etmeye de razıyım.

Ne melankoli ve müzmin bir bağımlılık benimki hayata ne de olsa pamuk ipliği ile bağlı olduğum hayatın iyice suyu çıktı ve o pamuk ipliği koptu kopacak.

Rotam sabit.

Mevsimlerden hüzün.

Yaşadığım kadar yeşerdiğim.

Yeşerdiğim kadar gözlerimin yaşardığı.

Yemin Billah razıyım dünde kalan acılarımın toplamına yeter ki çıkartma yapmasın kader ve keder, birilerini hayatımdan.

Boyumdan büyük laflar etmişim:

Rabbim af eyle bu günahkâr ve hüzünlü kulunu.

Kollarımda ve bacaklarımda derman yok. Derdi veren dermanını da verecektir İnşallah bir ömür olduğu gibi.

Yitmemeliyim asla sevdiklerim için direnmeli ve dayatmalıyım da.

Dayandığım çınarımı özledim ve sesini ve ayak izlerini takip ettiğim kadar doğru yoldayım ve ben kendimi ve tüm sevdiklerimi Rabbime emanet etmişken, hâsıl olan bu teslimiyet adına az da olsa huzura kavuştum ve Rabbimin her huzuruna çıktığımdan fazlasıdır yine ve sadece O’nun ile baş başa kaldığım.

Mentollü sözcükler.

Hevesim de kursağımda kalmışken ve işte devinen yüreğim:

Ah, öyle bir minvalde asılı kaldım ki Rabbim yetişsin bir an evvel.

Yüküm ağır.

Aslında ben yokum da.

Hazanın arka bahçesinde süpürdüğüm yapraklar bana atalarımdan yadigâr.

Sevdiğim kadar mutluyum ve tüm derdim kendimle iken yeni sıkıntılar eklendi.

Sensin bilen Rabbim.

Sensiz bana tek yardım eden.

Ve ben öylesine aciz ve çaresiz bir kulunum ki sözcüklerimden ziyade içimden geçenlere kani olduğunu bildiğim için huzurluyum.

Göç eden duygularım var son on gündür.

Hezimet de değil hezeyan da değil.

Heyecanla çıkış yolunu aradığım ve feraha çıkmak adına beklediğim.

Hüzün coğrafyamda dans ediyorum kederimle ve atıfta bulunuyorum kadere.

Sürtüştüğüm kimse yok artık sarmalında iman gücünün ben sadece O’ndan istiyorum soruların cevabını ve sıkıntılarımın da son bulmasını.

İhbar etmiyorum artık kendimi ve bir o kadar kendimi ihmal etmişken ihlal edilen sınırlarımı bir kere daha çiziyorum.

Soluduğum hava.

Solduğum günbegün.

Solumdaki yara.

Yamalı sözcüklerim ve mealim.

Sancılı ve sanrılı ömrün son vukuatı bense beklemedeyim.

Er ya da geç kavuşmak adına mutluluğa ve sevdiklerime yeter ki Rabbim bana sevdiklerimin acısını göstermesin.

Ölümsüzlüğe nazire ettiğim günlerden bu güne olan yolculuğum ve içimdeki kentsel değil kıtasal dönüşüm.

Ölümle paslaştığım ve beyan ediyorum hayata ve tüm insanlara:

Canım hiç bu kadar yanmamıştı ve ben buna dahi razıyım yeter ki daha beterini yaşatmasın bana yüce Rabbim.

 


( Beklemedeyim başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 4.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.