Hoş Geldin Nurunla kokunla Ya Rahmetenlil Âlemin Hoş Geldin.
Hamd Âlemlerin Rabbine C.C. Binlerce
selatu selam Âlemlere Rahmet Gül kokulu Resulüne S.A.V'me ehli beytine Ashabına ve
yolunda gidenlere olsun.
Âlemleri yaratan, mutlak güç kudret
sahibi merhameti lütfu keremi ihsanı… Sonsuz Rabbime aitti. Yarattığı kulunu hiçbir
zaman yalnız bırakmayan Rahmeti ile saran kuşatandı. Yarattığı kuluna seçmekte
özgür bırakmış ona yaşaması için bir ömür vermişti. Verdiği bu ömre hiçbir insanın
müdahale etmesini istemez iken, mutluluğuna gölge dahi edilmesini istemez iken,
seçimlerine dair kesinlikle zorla müdahale edilemez diyerek yaratan ve dünyaya
imtihan için gönderendi. Hatta akarsa göz yaşlarını ipek yumuşak bir mendil ile
silinmesini isteyen yüceler yücesi Rabbimizdi. İnsan hayatı kutsaldır
dokunulamaz ve bu hayatı mutluluk ve refah üzerine kurulması için akıl imkan
veren de Rabbimdi. İnsanın gönlü Rabbim için bir nazargahı ve çok kıymetliydi, günde
defalarca ziyaret ettiği bir yer iken bu kadar kutsal iken, kendini bilmez, Rabbini
bilmez dünyanın çıkarı için insanlığını şerefini satanların, ölümden sonraki
hayatı hiçe sayarak, Rabbim hesap vereceksin derken o bunu es geçerek, Rabbine
savaş açan kulların gönlün değerini bilmeyerek ezmesini karartmasını hiçe
saymasını, elbette ki hoş karşılamayarak, kuluna her zaman yardım edendi.
Umudu karartmak insana yakışmazdı
ve karatamazdı buna gücü yetmezdi, belki bir ara yeltenerek bunun için zulüm
etse de asla buna gücü yetmez ve vakti geldiğinde, ecel ile boynu vurularak aşağılık
sıfatıyla cehennemim dibini boylayarak ”Eyvah ben ne yaptım” diyerek, feryat
figan içinde geberendi. İnsanlığın bunca zulümle karşı karşıya kaldığı trajediden
elbette haberdardı Rabbim, kalpte gizli geçen en karanlık sokaktaki kötü niyeti
bilen Rabbim, kulunu imtihanla bakalım ne yapıyor nasıl yaşıyor, insana dair ne
umutları var veya yok diyerek izlemekte ve yarın mahşer günü hesap gününde
özgür iradesiyle, yaptıklarından hesap sormak için ona mühlet verendir. Öylesine
ki tek bir kulunun acı çekmesini istemeyerek gönülde merhamet deryasını
donatanda Rabbimdi.
Vakit geldi insan azdıkça azdı, saltanat
hayat benim, benim istediğim gibi insan yaşar diyerek Rabbine yine savaş açtı. İnsan
bir ağaç değildi kurutulamazdı soldurtulamazdı, gönüller çöl değildi çöle
dönemezdi, kız çocukları diri diri gömülemezdi, ben diye, sen diye insan
sınıflara ayrılamazdı. Kendi karanlığına
küfredenler, karanlığa bir mum dikenlerin mumunu söndürerek hayatını
işkencelerle doldurtarak onu hiç sayarak eziyet etmesine elbette ki Rabbim izin
vermezdi, her şeyin bir vakti vardı ve o vakitte gelmişti.
Rebiyülevvel ayının on ikinci
gecesi, insanlık beklemekte kurtuluşunu, Dualarla feryat eden insanlığın bunca
zulme dur diyecek karanlığı delerek aydınlık edecek nuru beklemektedir. Derdine
dermanı salacak olan Rabbinden, dermanı beklemekteydiler. Bilenler gelecek olan
nuru rahmeti biliyordu, Rablerin de umutları hiç bitmemişti hep tazeydi.
Umutları hiç sayılsa da insan olarak küçük sayılsalar da fakirliklerinden
dolayı, Rabbim fazla kazançla onların
hakkını da o kendini bilmez zenginlerin kazancına katarak vermiş verip
vermediğini imtihanla görmek istene Âlemlerin Rabbi kullarını karanlıkta
bırakmazdı ve bırakmadı da binlerce kez şükürler olsun. Melekler, Rabbim dert
ne çokmuş diye söylemeseler de Rabbim dayananla dayanmayan zulüm edeni
seçiyordu cennetine, biliyordu vaktinin gelmesi anında her şeye son verecekti.
İnsanın hayaline düşen bir mutluluğu çok görenlerin dünyasının kararacağı vakit
gelmişti işte. Coğrafya ölenlerin feryadı ile zulmün sarhoş naralarıyla
çalkalanırken, gök kubbe üzerlerine çökmeden Rabbim Âlemlere Rahmet Gül kokulu
Nebisini gönderdi bu gece. Yıkıldı saraylar, söndü sönmeyecek dedikleri ateş, artık
zulmün üzerine ateşi sönecek diyerek su söküldü suyu döktü Rabbim Rahmetiyle
göndereceği nurdan nurlu gül kokulu Nebisi ile. Artık gece daha nurlu, gündüz
güneşin ışığı aydınlığı daha aydınlıktı gönüllerde. Hoş geldin ey kutlu Nebi, Âlemlere
Rahmet gül kokulu Peygamberim S.A.V.. İnsanlık huzura saadete erdi, insanlık, insanlık
nedir öğrendi, huzur için insanın hayatı için kulun koşması gerektiğini sana
bildiren Rabbimden ayetleri nur nur aldın bize söyledin, gönüllerimizi
dünyamızı aydınlattın nurunla o nurlarla, hoş geldin… Bize kılavuz oldun hala
kılavuzsun, hala Ebu cehiller varken hala yolunda gidenler var ve onların
saltanatını yıkmak için yola çıkmış yoluna devam ediyor.
Kör olana güneşin sıcaklığı
anlatılır lakin gönül gözü, kulağı mühürlenmiş olana hiçbir şeyi anlatmayız
sende anlatamadın, kendi çöplüklerinde viran kalarak cehennemi boyladılar. Gönlünde
hak aşkı senin aşkın olmayan ölümden korkarmış ondandır zalimlikleri
tıpkı şeytan gibi… İşte çoğu zaman tarifi mümkün olmayan hak ve seni sevmek bu
tutkuyu bağlanmayı anlamayanların anlayamadığıydı aşk, gerekirse ölmekti, ölmek
yeniden sonsuz âlemde dirilmekti. Rahmanla seninle olmaktı bir cennetti orası
nasıl sevilmez hak ve sen ya Rahmetenlil âlemin. Bin canımız feda olsun
Rabbimle senin yolunda. Biz ölene değil ölümsüz Rabbimize ve onun habibine
sevdalıyız bu sevdayı hiç kimse gönülde silemez silmesi de mümkün değildir. Hoş
geldin ya Rahmetenlil âlemin S.A.V. dünyamıza hoş geldin, onur şeref insanlık kattın
huzur mutluluk nedir gösterdin, ahirette şefaatine ererek komşu olmayı Rabbim
bizlere nasip etsin inşallah, âmin.
Mehmet Aluç