Olmaz Mı
İnandırmak için
elemime
İlla gözümde yaş mı
gerek
Anlayamaz mısınız
satırlarımdan
Kederin yakama
iliştiğini
Bak bunca yol geldim
diyeceğim
Gülecek şimdi
büyüklerim
Doğru belki daha ne
gördüm ki
Ama dünya fani
Öğrendim
Üzülse de kırılsa da
Bazen çok yorulsa da
Yalnızlığına sarılsa
da
Ümide sırt dönmeyen
Pes etmeyi pek
bilmeyen
Aciz bir öğretmenim
Kırmak niyetiyle
atılmayan taşların
Çok cam kırdığına
şahidim
Takılmak istemesem de
Kimi dünya
kavgalarına
Akıl ansızın kancayı
takıyor
Yorgunum bu kavgalar
için
Gürültüyü başım
kaldırmıyor
Dinlesek, düşünsek
sonra konuşsak
Yargılamasak anlasak
Öfkeyi heybemize
vursak
Çıkarmadan az yol
alsak
Anlardan da bir taht
yapsak
Çıkıp şöyle otursak
olmaz mı
Tahammülüm mü azaldı
Tahammül gerektiren, şeylerin
Israrcılığından mı
usandım
Bilmiyorum
Nezaketten bir elbise
diksek
Saygıdan belki bir
taç yapsak
Taksak saçlarımız üstüne
Desek başım üzerine
Kulak iki ağız bir ya
Dinlesek biraz az da
konuşsak
Öyle hemen
celallenmesek
Hevesleri duymazdan
gelmesek
Sevgileri ziyan
etmesek
Olmaz mı
Mal ve mülk için
savaşmasak
Açsak Karun’u biraz
okusak
Bugünlerimizi ihlasla
yaşasak
Medeti hep
yarınlardan ummasak
Şimdi başlasak olmaz
mı
Ne yedin ise doydun
mu
Sabah ilk iş çayı
koydun mu
Kalabalık sofranın tadı
unutulur mu
Bölsek paylaşsak
olmaz mı
Paltonu giydin
ısındın mı
Yatak buldun uyudun
mu
Sabah oldu ağardın mı
Kumaşına bakmasak
Musallada derler er
kişi niyetine
Toprağın altında
zengin, fakir, çoban ve beyler
Şehrin çıkışlarında üç
beş mezarlık
Omuz omuza yatar tüm insanlık
İbret alsak olmaz mı?
Büşra KANKURT