Inanclar görenekler gelenekler ve aliskanliklar, yasanilan sosyal siyasal ekonomik degisim ve dönüsüm süreclerine göre en cok etkilenenler olarak yeni degisim dönüsümlerin her yönden yapisal seklini alip kalibina modeline girse de, kisilerin kavimlerin ve toplumlarin birbirine her kosulda aidiyet duygusunu kopmaz eskimez baglarla insanligin pusulasi ve hayatin kilavuzu niteligindeki KÜLTÜREL DOKU ( folklor felsefe bilgi deneyim birikim …) en cok dilde agirligin cekim merkezi oldugu sebebiyle ufak tefek fire vermeler disinda sonsuzlugun mirasini sirtinda tasiyandir.
 
Muhuddin Emmi tipki Asik Veysel gibi gözlerini cocuk yasta cicekten kaybetmis, tüm yasamin yol yordamlarini yüksek duyarlikli sezgisel gücüne ayanip güvnip gelistirerek kendince haince koskoca ve hic bitmeyen karanligin icinde isaretleyip kodladigi sesleri duraklari yönleri kisileri bosluklari engelleri nesneleri yollari mekanlari olaylari olacaklari hatta hic hareket etmeyip hic kiprasip konusmayan sessizlikleri ve suskunluklari kayboldugu yerden ( kulplu kulpsuz, renkli renksizligine varana kadar ) cikararak bulan gören ve bilen onurunda itibarinda dünya yasadi, toplumuyla yaslandi ve dilinde konustugu kültüründe kendini buldugu aidiyet duygusunu tüm  zengiklik servetindeki toplumsal rehberlik hafizasiyla haysiyetli sahsiyetin hayatini faniye teslim etti.
 
Onu kalabalik caddelerden karsidan karsiya koluna girip yoluna refakatci olanlar olsun; yahut her gün mutlaka gidip gezip geldigi carsi-pazar bedestenleri meydanlari kahveleri lokantalari parklari bahceleri olsun, hangi büküsten sonra hangi bakkal cesme berber direk merdiven var ya da yok en az kendi ismi kadar zihninde kayitli bellek hazinesinden bilir, eger ki bilmedigi imar iskan degisikliginiyse derinden yoklayip bakarak, bakmadan görebilmenin eksik mi fazla misinin kulpuna kenarina dokunur anlardi. Eline esnaftan ahaliden tutusturulan“ belki ihtiyacin olur Muhiddin Emmi yaninda bulunsun „ erzak yahut akcelerini reddettigini herkes bildigi icin koluna girdiklerinde usuulca üstündeki boz ceketinin cebine koyarlar, yag tursil bakla kavun karpuzlardan erzaksa eger, ondan  habersizce, yine ahalinin bunlar birbirine yakisir diyerek taniyip buldugu iki gözü kör Muhlise`ye iletir teslim ederlerdi. Tütün yakmak icin elini cebine attiginda buldugu bozuk paralarin tümünü eve gelinceye kadar rast gelen cocuklara dagitirdi Muhiddin Emmi. Muhlise`yi hal hatir icin ziyarete gidenlere nasil cay pisirdigine sasirip da ortaliktaki kap kacaklarin darmadaginikligini toplayip düzene sokmak isteyenlereyse „ sakin zahmet etmeyin, ben onlari öyle koydugum gibi degillerse arayi arayi ölsem bile sizin terekte rafta koyup dizdiklerinizden secip bulamam, sizin sacin dökün daginik sandiginiz aslinda benim düzgün dünya düzenim „ derdi.
 
Bu yüzden de Asik Veysel degil miydi Sen Varsin Orda derken :
 
„ Hu ceker iniler calinan sazlar
Kükremis dalgalar cosar denizler
Günes dogar perdelenir yildizlar
Sacar kivilcimlar sen varsin orda „….dil ve kültürel yogunlugun duygusunu düsüncesini taaaa Yunus topragindan ( Yunus`sa Alper Tunga`lardan ve Yesevi`lerden ) köklesmis sacanlanmis hayat cesnisini bütün toplumsal deger ve aidiyetiyle en dipsiz karanliklarda dahi en suskun sessizliklere varana kadar; ve renginden türünden kokusundan agirligindan nerde nasil nicin gibi islevinden geometrik özelliklerine varincaya kadar her maddeden kendi kiymetince anlam cikaran darma daginikligin sevgi saygiyla beslenmis düzenli huzurunu ve haysiyetli onurunu yokladi buldu ve bildi.
 
Marlin Monre `de kalmistik degil mi..?
 
Cehennem azabi kezzaplayan cocuklugunda ölmekten beterlerle sürünerek yasadiklarindan sag kurtulduktan sonra Marlin, her gen kizin ve erkegin seyrettigi beyaz perdeler tapinagina can verircesine kulplanip kapandigi `hayallerini süsleyen ` capraz iliskilerin soyut mabedinde her soyun dökün diyenin FOTOMODELLiGi  olarak karanligin el fenerlerigözetimindeki genis salonlari iclerine tirmanan; ve seyirci gisesinde biletli girdigi numrali koltuklardan yerlere ismi yazili yildizlar caktirincaya kadarki kulvar ve bulvarlarin ünlü ünvanlisi olunca, hareket, dans, pisikoloji, sosyoloji, giyim , kusam, diksiyon, müzik…özel kisi ve kurumlardan sektörün ve  piyasanin mühürlü umum mülkiyeti olduguna dair tüm insan dogalligini kendine hic bir kirintisi dahi kalmayacak derecede silip süpürecek hayal dünyasinin süslü bebegi, baygin bakir ve doyumsuz kadini, kolayca herkesin her yola gelebilmeye kandiracagi aptallik müsveddesi  ve her fiyatini ödeyene özel randevulu seckin metresligin sex bombasi olarak öz kizil saclarini sarisina;  eteklerini buluzunu kalca gögüs sehvet uyandiracak havadar teshire; ve hatta göz dil dudak kirpik yanak gamze el kol ökce topuk…hangi mimigi yahut kimiltiyi nerde nezaman nasil ne kadar ve nereye kadar yirtip büküp yalayip somurup acip kapayacagina Marlin`den daha cok üzrinde oynayip kurcalayanlarin kumar ve kerhane sahipliligi cekip cevirenlerin hak sahibi olup  karar verdigi cinnet cenderesinde dersler alir terbiyesi görülür. O kadar ki artik her gece sartlandirildigi kaliplarin kostak sirincesi ve söhretli yildizli sine- pavyonlar cücesi olmak ugruna acimasiz baski cenderesi altindaki ruh dengesi zaten cocuklugunda amansiz yokluk kimsesizlik ve tecavüzlerle öldürülmüs cocuklugundan sag kalanlari da delik desik edip bogazlayarak ilerde jilet kesigi sancilarla sonuclanacak olan felaketinin azap birikintisi ic kanamalarini ve kisilik bozulmalarini kilitleyip rehin kalacakti. Geceleri dahi uygun ayar olma provasini sayikladigi dilini nasil dudaklarini yalayarak ice bükme ve kesinlikle acik olan sehvet renginde boyali agzini hele hele alt dudagi üst dudaga degirmemeyip hep yarim yamalak sex aclii cekiyormuscasina ve acikta birakma terbiyesini, kan ter icinde delirmis cildirmiscasina atilip  uyanan kabuslarla rüyasinda bile ezber etmektedir…
 
Karanligin tek rengini ask ile boyayan sevgiyle sulayan toplum degerleriyle besleyen Dünya topraginin huzurlu güveni ve özgüvenlisi Asik Veysel `se yine Sen Varsin Orda`derken :
 
„ Askimin temeli sen bir alemsin
Sevgi muhabbetsin dilde kelamsin
Merhabasin dosttan gelen selamsin
Duyarak anarim sen varsin orda „…cok cesitliligin ve cok sesliligin nasil darmadaginik oldugu kendi özü itibarinca deger kiymetliligi topraklandikca sapa saglam asildan nesillere herseyin özgür ve özgün degerini yeryüzünde hic bir ön yargiya yahut fiyatlandirilan alinir satlabilir kopcalara bozmadan birlesip bulusmanin  dilini tabiatini konusup söylesiyordu.
 
Böylece sirketten sirkete , temsilden temsile, oyundan oyuna sahibinin SERMAYESI mal ve mülk olarak pazarlanip piyasaya sürülen Marlin`i, devredenden devralanlar her seferinde ruh dil tavir dahil, bedeninin bilhassa cinsel mahremliklerini soyundurup yakindan test ederek MANEJERLIK pezevenkligi komisyonculuguyla, her gün film seti ve stüdyolarinda ayni ölcü tarti test ve deneme imtihanindan gecmeye kuyruga girip yigilanlar arasindan Stüdyo cilvelisi, PATRON kahpesi ve makaradan makaraya saran sehvet gözdesinin Film oyuncagi olu vermis Marlin..
 
Sen Bir Ceylan Olsan ` cirpinis ve cagrislariyla dokundugu herseyi ask ve sevgiyle onure eden Veysel:
 
„ Kurulma sevdigim güzelim diye
Baglama karayi allari giyin
Ben bir coban olsam sen de bir koyun
Seslensem elime tuz ile seni „ …geri dönüs yankilarinda yoklugu yalnizligi insa derinliginin daginik ve dingin cesitliliginde doyurmus mutlandirmis.
 
Dans kivrimlari hep ayni kaltak kostak kürk kostüm yakut pirlanta seviciligin oynak kalca ve gögüs vitrinciligi sergileyen salak sarisin fakat azgin ve doyumsuz imajli soyunuk mu  giyinik mi belli degiller arasinda vücut amatomisini cirilciplak göstermek isteyenlerin gözde afeti ve sermayesi olmanin zirvesine erisince Marlin, Müzikaller, Komediler, Maceralar, Kovboylar, Konserler , Turneler.Fotograf stüdyolari ve reklam piyasa pazarinda artik seyrettigine hayran degil, süslü hayallerle seyredenlerin aynisini tapinip benzemeye giyiminden kivrak döküntü  kirintilarina kadar sanayi ve endüstri caginin sürükleyip götürdügü akibette tiklim tiklim sürekli degisen sehir insani merkezli mutlak mahkumiyeti daglara kirlara tasiyip kaplayacak sekilde kurulu endüstrinin serbest Pazar piyasasi sermayesi haline getirilmis insanligi üzerinden cok kazanilan medyatik ve EROTiK tanricasi yapilmis Monre Marlin..
 
Vesyel yine Sen Bir Ceylan Olsan `da :
„ Sen bir ceylan olsan ben de bir avci
Vlasam cöllerde saz ile seni
Bulunmaz dermani yoktur ilaci
Vursam yaralasam söz ile seni „..yoklayis sezis ve dokunuslarini görmese tartmasa duymasa bile taaa Karacaoglan`lardan ilmini younu sevgisini ve sevincini insan onur itibar ve yüregine yakip atesleyen sicaklikla nasil sartsiz kosulsuz her yerde her zaman kalici kisilik ve kimligin vazgecilmez ögelerini ekilip bicilip harman edileceginin isigini ve pusulasini gösteriyordu.
 
Cigerlerini yari ciplak ciktigi sahnelerde askerlerin istahini doyursun diye buz gibi havalarda iltihap ve illetlere salip sökercesine Kore  Savasi sirasinda cephedeki  Amerikan askerlerine yine sözlesme komisyonlarinin satip pazarladigi agirligi tasinmaz kumbaralar karsiligi söhret zirvesinin sarisin bomba doruguna tirmandirilmis Marlin. Oradan öylece dünya sinema müzik eglence ve film piyasasina benzerlerini ayni yolun yolcusu yaparak ve ordan buraya kadarki ESTETIK CERRAHI budalasi  ve maskelesmis imajarla tüketim piyasasinin dis görünüsüne bakarak görünen seyin gösterisini muhatap aldigi bugünlerin herkesi magazinlestiren temel  bunakligina ve sonsuz bunakligina hic bir özgün kisiligi olmamanin poster pavyonculuguna Diva`lastirilmis Marlin.
 
Kirklardan sonra elli, her ne kadar saygin agirbasli ciddiye alinabilinecek degerde kendini sagiltip diriltme rollerine can attiysa da, „ biz seni ölü teslim aldik kesinlikle yapilmis dekor kahpeligi oynamaktan baska aklin fikrin yetenegin zekan bilincin tecrüben hayatin yok senin“ denilerek hep reddedilmis bu talep. Bu üzden de yeralti rüzgarlari üfüren mazgallarda etegi havaya savrulunca baldirdan -gögsü dolgun yirtmaclarda firlayacakmis gibi gel gel cagiran -bacaktan firikik veren, ve kilotunu buz dolabnda unutan akli fikri birini savinca ötekini kapinin bekleyen girisinden iceri almaya yatak dösek vaziyetin – bizdeki Yedi Kocali Hürmüz `ü gibi- inceler soyunup kostak kiranlarina Sinema kapatmasi olarak mahkum edilir Marlin. Hatta bu hevesle Mlton Green ortakligiyla birlikte Mary Picford, Gloria Swenson, Norma Shearer gibi diger Hollywood kadin ünlülerine benzer  kendi film sirketini kurmasina ragmen degismez bu öngörülen talep dayatmasi.
 
Elli`nin sonlarina dogru sirketlerarasi davalar rekabetler kizginliklar yarislarla bazan ofiste patron bazan krizde ayni yolun yolcusu yatak yorgan alti beyaz perde kaltagi oynayarak her vaziyetin yipranmis yorulmus ve biriktikce patlamaya hazirkisilik arizalari pisikyatrik vaka ve  depresyon bozukluklariyla sayisiz afiste isim yazdirir ve  `Bazilari Sicak Sever `de yikimin baslangici duraganlasma yapisir yakasina Marlin`in. Senaryoyu ezberinde tutamayan, hep kayitlara gec gelen, ekiple dövüsüp satasan, kimden bellisiz erken ve ölü dogumlu hamilelik, bol uyusturucu alkol kokain vs vs.. her ünlünün cikmaza saptiktan sonra nerde bitecegi belli savrulmalarin girdabina saplanir. Bundan sonra dünyalik isinin bittigini anlayan sahne stüdyo salon ve imaj sahipleri sirasiyla oldugu ve battigi yerde birakarak terkeder Marlin `i.
 
Sene 1962`ye gelindiginde artik hatir ve ünvani icin zar zor kaptigi rolleri dahi basladigi halde sonunu getiremez. Parayi verenin günlük ihtiyacini karsilayan her meslegin yoklayip tattigi  pazara dsmüstür artik Marlin. Ve en son, düstügü batakliktan bir daha topraga güne sese rüzgara günese cikamayarak; `Happy Birthday Tu You ` uyusmus bozulmus dagilmis, hayati karsiliginda hic yasamadigi kisiliksizligin tabutunda ezberledigi laflar sözler kivranislarina dil döküp kalca kirip dudak bükerek, yari soyunuk ve ciril ciplak ceset gibi, en son ve o siralar Amerikan Baskani olan J. F .Kenedy `nin sinema sermayesi ve magazin furyasinin mülküne müsterilik ettigiyle, yasadigi dünya eziyetin -muammali müdahaleyle- yüksek dozuyla hayatini otuz alti yasindayken kisadan metrajda odasinda isiklarin yanmasina ragmen calan kapilara cevap vermeyerek , Los Engeles`te bitirip tüketmis Monro Marlin.
 
Asik Veysel ise Sen Varsin Orda ` dediginin :
 
„ Veyseli söyleten sen oldun mutlak
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen agac misali biz dalda yaprak
Meyva cikerdegisin sen varsin orda „ …ilim bilim ifade anlam yol hal dil dagarciklarla hayatin topyekün degerler bütününü yasadikca kendisiyle barisik insanlik sevincine okuyp yazarak mutlulugun tükenmez kaynagini kendine, cevresine, toplumuna ve tüm insanliga bilip bulup paylastiran alin terinin ve onurlu emeginin aklini fikredip kalbinde yasiyordu. Mirasina sonsuz sevgiyle.
 
Seyfi Karaca……..Ekim / 22
( Marlin Monre Mesela 2 başlıklı yazı Yeldegirmeni tarafından 12.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.