MATMAZEL CIMBIZ

08.11.2022
Salı 

Merhaba kadim dostum! Tatil bitmeden sana bir mektup daha yazmak isteğiyle aldım cep telefonumu elime. Bahaneler üretmek istemesem de Balıkesir'e döndüğümde sorumlu olduğum birçok konuyla ilgilenmem gerekiyor. Fırsat yaratır yaratmaz yeniden yazacağım, hiç merak etme.

Defalarca kalemi ve kâğıdı elime almama rağmen tekrar tekrar bıraktığım anlar oldu. Bunun yerine teknolojiden yararlanmam işimi kolaylaştırıyor. Kargacık burgacık yazınca okuyamasaydın bana afili küfürlerinden birkaçını savuracağını düşündüm. Ahh Matmazel Cımbızcığım, ah! Tersinin de ters olduğunu nasıl unuturum? Maazallah bir de eline geçirseydin beni, olanca hırsınla ikicik tüyden ibaret kaşlarımı yolup kesin dımdızlak bırakırdın. 
Nasılsın pıtırcığım? Seni bütün çabalarıma rağmen bulamamak ve bu derin sessizliğine karşı ince ince içimi yoklayan ızdırap çiçeksiz bir bahçenin yoksunluğuyla oradan oraya uçan kanatları zedelenmiş aciz bir kelebek gibi hissettiriyor. "Neşemi kaybetmedim. Sadece kahkaha atmayı unutuyorum." Nazım Hikmet Piraye'ye böyle seslenmiş mektubunda...

Dertlenmek benim gibi pozitif bir kadın için de oldukça gerekli bir ihtiyaç, fazlasına kaçmamak şartıyla alıyorum sazı elime tıngırdatıp duruyorum. Neyse, sana anlatacaklarım o kadar birikti ki üst üste koysam şu karşısında oturduğum dağ gibi olacak. Utanma hissi sarıyor, Nazım Hikmet’i düşlüyorum ve daha nicelerini. Hayal dünyamda dinamitlerle yıkıyorum o bencillikle dağ gibi nitelendirdiğim abuk sabuk dertlerimi. 

Tahmin edeceğin gibi günümüzde mektup yazmanın bir hayli garipsendiği zamanlardayız. Öyle olmasına karşın birçok edebiyatçının kaleme aldığı mektuplar merakla okunuyor, ayrıca yaşadıkları döneme ait tarihi belgelere sahip olmuş oluyoruz. Gelecek aylarda "Kitap Dostları" grubumuzla kitaplaşmış mektupları okuyup tartışacağız. Özellikle Nazım Hikmet'in Piraye ile yazışmalarını ilgiyle okumuştum. O büyük aşk beni derinden sarsmıştı. Bir de Kafka'nın Milena’ya yazdığı mektupları okumak istiyorum, sanıyorum grubumuza bu ünlü kişilerin kitaplarını önereceğim.

Kafka'nın babası Hermann’ın Kafka'ya Kasım 1919'da yazdığı mektup, alıcısına hiçbir zaman ulaşmamış. Baba ve oğul arasındaki husumet ataerkil Yahudi orta sınıfının yaşadığı tipik bir çatışmanın yaygın bir örneğiydi. İlgimi çeken mektuplar cayır cayır içimi yakmıştı. Belki de aynı onun gibi yazdığım mektuplarım hiç sana ulaşamayacak, yine de Nazım ve Piraye'nin 17 yıl süren yazışmalarına bakıp inancım yenileniyor.

Ben yine kaptırdım gidiyorum, değil mi? Soracak olursan tatilimiz gayet iyi gidiyor, sonbahar renkleriyle donanıyor çevrem. Bakır ve kahve tonları içinde bir tarafta şenlik diğer yanda hüzün etkisi yaratıyor. Doğanın içindeki değişimler arasında uzun süredir görmediğim eşekler var. Emeklilik günlerini yaşıyorcasına anırıp anırıp hayatın tadını çıkarıyorlar. İşe yaramamak üzüyor mu bilmem bu kadar gayretli, dünyanın en güzel gözlü varlıklarını.

Tuncay abi ve Semiha abla eskisi gibi birbirlerine takılmadan edemiyorlar. Bu güzel aileye katılan Onur da bu tatlı çekişmelere ayak uydurmuş. Bildiğin Karagöz ve Hacivat gibiler... Mangal kokularının yayıldığı akşam yemeğinde Tuncay abi “Mucur'un en iyi adamıyla evlendin.” diye başlıyor lafa, daha da ileri gidip “Bir yarışma düzenlense kesin birinciyim.” diye sırıtıyor. Semiha abla “Hadi canım oradan!” diye kahkahalar savuruyor. Tuncay abi “Allah cezanı verecek!” diye daha da üstüne gidiyor. “Bu çekişme sabaha kadar sürer, hadi kalkalım.” diyorlar, ben hâlâ yazmaya devam ediyorum. Engin sıkılıp “Sen eşeklere binip gelirsin artık.” deyip gayet tehditkâr bir ifadeyle postasını koyuyor. İşte böyle her fırsatta yazmaya devam ederken kalayı da yiyorum. Bu arada benim Karakaşlım medyum mu oldu nedir semerini bırakıp doğaya dönen eşeklerden de bahsettiğimi nereden anladı?

Burada mektubuma son verirken seni özlemle kucaklıyorum. Sağlıcakla kal Matmazel Cımbız… 

H. Çiğdem Deniz
( Matmazel Cımbız başlıklı yazı çitlembik tarafından 8.11.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.