Yazman Öğretmen - Dızman Öğretmen -uzman  Öğretmen----2.bölüm---

ANADOLU KAPLANI FASLI
Bizim zamanımızda askerin şöyle bir tarifi vardı: 730 Gün uzunluğunda 24 ay genişliğinde, dayak ile uslanan tıraş ile süslenen, bulgur pilavı ile beslenen, kep ile bot arasına palaska ile sıkıştırılmış kişiye asker denir.’’
Öğretmenin tarifi de buna benzerdi: ‘’ Uzunluğu ve genişliği belirsiz olsa da tıraş ile süslenen, bulgur pilavı ile beslenen, kravat ile kundura arasına sıkıştırılmış, 657’ye tâbi vatandaşa öğretmen denir.’’
İşte bu sebepledir ki öğretmen cemaati içinde azman ya da Erzurumluların tabiriyle ‘’Dızman’’ öğretmen pek bulunmazdı. Bir iki dızman öğretmense ya hormonal bozukluğu olan bahtsız bir vatandaştı ya da anadan babadan çarığı sağlam olup öğretmenliği bir meslekten ziyade hobi olarak icra eden kişilerdi. Bu gibi arkadaşlar öğrenciler tarafından genelde ‘’ Şişko ‘’ ama çokça da ‘’ Köfte ‘’ gibi lakaplarla anılırlardı.
*****
Efendim, 1955 Yılında devletimiz, İstanbul , İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Konya, Samsun gibi illerde Maarif Koleji adında diğer liselerden eğitim kalitesi ve programı açısından daha farklı okullar açtı.
Bu okullara 1975 yılında bakanlık kararıyla ‘’Anadolu Lisesi ‘’ adı verildi.
Bu okulların en önemli özelliği, fen derslerinin yabancı dil ile verilecek olmasıydı. Ayrıca bu okula başlayan öğrenciler hazırlık sınıfı denilen ilk senelerinde yoğun bir yabancı dil bombardımanına tâbi oluyorlardı.
Kuruldukları yıllarda bu liselerde eğitim gerçekten de arzu dildiği gibi miydi bilmiyorum. Ben kendi zamanımdan bahsedeyim.
*** Yıl 1996...
Yedi senedir Kocaeli ilinin Akmeşe köyündeki bir yatılı ilköğretim okulunda Sosyal Bilgiler Öğretmeni olarak görev yapıyorum. Köy cennet gibi bir orman köyü. Ben çok seviyorum. Lakin evlenmeden önce ‘’ Seninle cehenneme bile giderim.’’ Diyen ve kendisi de aslında bir köylü kızı olan eşim ha bire mızmızlanıyor ‘’ Bizi getirdin Allah’ın dağına tıktın.’’ Diye.
Sonuçta şehir merkezine tayin istedim. Lakin okul müdürümüz aynen eşimin kafasında olan öğretmenlerin, bir yolunu bulup zırt pırt şehir merkezine tayin çıkartmasından oldukça muzdarip ve benim de gitmemem için gereken tüm önlemleri almış durumda... Mesela bu önlemlerden biri olarak o okulun ilk ve son müdür baş yardımcısı oldum. Adam resmen bana özel kadro oluşturdu. ( Benden önce de benden sonra da Akmeşe Yatılı İlköğretim Bölge okulunun bir müdür baş yardımcısı olmadı.)
Bir diğer önlem olarak benim tayin dilekçemin altına şerh koyuyor. Mealen şöyle bir şey: ‘’ Okulumuzda bu öğretmenimize şiddetle ihtiyacımız vardır. Tayinine rızamız yoktur.’’
Velhasılıkelam benim şehir merkezine tayin işim olmuyor ama gel de bunu hanıma anlat.
Derken efendim bir gün baktım tebliğler dergisinde bir ilan: ‘’Anadolu İmam-Hatip Liselerine mülakatla öğretmen alınacak.’’
Tamam işte. Bu mülakata girip de kazanırsam artık kimse engelleyemezdi tayinimi.
Hanıma sordum: ‘’ Hatun bak ! İzmit’e gidemiyoruz ama İzmir, Denizli, ya da Sandıklı’ya gidebiliriz. Uyar mı?’’ Hatun ‘’ Tamam’’ deyip kabul edince o mülakata girdim.
Efendim, koskoca bir Anadolu Lisesi öğretmeni olacaksınız. Yani sınıf atlıyorsunuz. Ancak bunun için yapılan mülakatta size sorulan sorulara bakar mısınız? 1- Büyük Selçuklu Devletinin yıkılış sebepleri nelerdir 2- Karlofça Antlaşmasının önemi nedir 3- Sakarya Meydan Muharabesinin sonuçları nelerdir?
Mübarekler sanki bir lise öğrencisini Tarih sınavına tâbi tutuyorlar.
Neyse efendim. Mülakatı kazandım. Ancak İzmir ve Denizli Anadolu İmam Hatip Liseleri benden daha özel kişilere tahsis edildiğinden benim nasibime Afyon/ Sandıklı İmam- Hatip ve Anadolu İmam Hatip Lisesi düştü.
Evet... Aynı bina, aynı çatı altında hem düz İmam- Hatip Lisesi var hem de Anadolu İmam- Hatip Lisesi. ( Daha pek çok düz ya da meslek lisesinde de durum böyle )
1996 Şubatının soğuk bir gününde okulun -canımız Anadolu'muzla alakası olmayan- basit ve sıradan öğretmenlerine(!) tepeden bakaraktan ve dahi bir Anadolu Lisesi öğretmeni olmanın gururuyla ‘’ Bismillah’’ deyip derslere başlayacağım artık. Lakin elime verilen programa göre sadece Anadolu İmam- Hatip Lisesinin değil, sefil bir avam tabakası olan(!) düz İmam- Hatiplilerin derslerine de girmem gerekiyor.
[Dostlar ! Beni artık tanıyorsunuz. Allah'ınızı severseniz içinizden bir kişi olsun ‘’ Sen düz imam-hatiplilere nasıl sefil dersin?’’ Demesin. İroni denilen şeyden herkesin haberi olsun lütfen.]
Neyse efendim başladım derslere. Yalnız kendime dikkat ettim, Anadolu Lisesi kısmında ne anlatıyorsam, konuyu nasıl işliyorsam düz kısımda da aynı şekilde anlatıyor ya da işliyorum.
Haydi benimki Tarih dersi, farklı farklı anlatmak mümkün değil, iyi de yabancı dilde işlenmesi gereken hiç bir ders yabancı dilde işlenmiyor. Ayrıca hazırlık sınıfında yoğun bir İngilizce bombardımanına tâbi olduklarını zannettiğim öğrenciler hazırlıktan bir üst sınıfa geçtiklerinde bakıyorum İngilizce olarak ‘’ Vat iz yor neym? May neym iz filanca’’ dan başka bir halt bilmiyorlar. (Durumları aynen aşağıdaki videoda olduğu gibi.) Yani efendim bendeniz bir Anadolu Lisesi öğretmeni olarak avam tabakanın(!) öğretmenlerinden haftada dört saat daha fazla haybeden ek ders ücreti alıyorum ama öğrenciler açısından Anadolu İmam-Hatipli olmakla düz İmam-Hatipli olmak arasında neredeyse hiç bir fark yok. Sadece düz İmam-Hatipliler o okulun öğrencisi olmak için hiç bir çaba sarfetmezken Anadolu İmam-Hatipli olmak için zavallı çocuklar dersanelerde süründürülüyor, akabinde bir sınava giriyorlar ve şayet sınavı kazanırlarsa Anadolu İmam-Hatip ( ya da diğer Anadolu liseleri ) öğrencisi olabiliyorlar.
Öte taraftan bir takım dersleri, yabancı dilde ( İngilizce) işleyecek öğretmen bulmak imkansızın da imkansızı bir durum. Vatandaş hem diyelim ki biyoloji dersini İngilizce olarak işleyecek kadar İngilizce bilecek hem de o vatandaşa diğer öğretmenlerle aynı maaşı vereceksin... Adam ‘’ Sultanahmet’te Turist rehberliği yapsam daha güzel para kazanırım.’’ Diyor doğal olarak...
Kısacası ‘’ Hamam tasım gümüşten. Ne anladım bu işten?’’
Sadece ve sadece anne babaların ‘’ Benim oğlum/ kızım Anadolu lisesini kazandı .’’ Diye hava atmasından başka hiç bir işe yaramayan bu saçmalık daha sonra çok daha büyük bir saçmalığa dönüştü: MEB 2010 Yılından itibaren tüm düz liseleri kademeli olarak Anadolu Lisesine dönüştürdü. Şu anda bildiğim kadarıyla düz lise ya da düz meslek lisesi yok ülkemizde. Hepsi Anadolu...
Evet... Uzattım farkındayım. Yazman öğretmenlik tabii ki devam ediyor ama artık anlı şanlı bağrı yanık Anadolu’mun, bağrı yanık çocuklarının, bağrı yanık bir Anadolu Lisesi Öğretmeniydim vesselam. Siz artık Anadolu Aslanı mı dersiniz yoksa Anadolu Kaplanı mı orası tamamen size kalmış.
Sonra?
Sonrası yarın inşallah NOT: 1- Fotoğraf 2013 Yılında en son görev yaptığım özel okulun bahçesinde bendeniz.. 2- Anadolu Liselerinde onca yabancı dil eğitiminden(!) sonra yabancı dil bilgimiz aşağıdaki videoda çok kısa ama gayet net bir şekilde anlatılmıştır.
&autoplay=1" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
( Yazman Öğretmen - Dızman Öğretmen -uzman Öğretmen----2.bölüm--- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 23.11.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.