Bir düşün bir düşün: bir düş’ ün matemiydi saran, aşkın gıyabında tetiklerken özlem.

Zemherilerde saklıydı gece, geceden firar eden bir yıldızın peşi sıra ve her ne hikmetse iklimlerden sarkan bir ip gibi ve işte o düşen yapraktım dalından ve düştüğüm kadar gözünden cihanın.

Lakin umarsız.

Ve de pervasız idi rüzgâr.

Çünkü rüzgâr bendim içine esen ve yaşın yasası iken yasın gölgesinde açıp solan bir çiçek gibi huşu içerisinde ölümü bekleyen ama…

Devamı vardı halen ömrün teyakkuzda geçse de gecem gündüzüm sabırla katık ettiğim umudun tepe noktasına konan bir Anka kuşu misali ve geçimsiz ruhu iblisin ve bil mukabil dediğim kaderin sönmez feri.

Şafak vakti düştüm yola.

Şakağımda sayılı benekler.

Benek misali açan bir gonca.

Despot idi cihanın zangocu.

Bense miski amber kokan cennetin yolcusu.

İfa ettiğimden öte inkârı ne mümkün hayatın?

İdame ettiğim şu gönül tekkesinde

Aslında kaptanı olduğum teknenin güvertesi.

Hicvetmiştim bir kere ömrü ve hicret bilmiştim gece günü.

Hüzne akan bir akarsu ve yılmadan yürüdüğüm kırık köprünün yolcusu.

Hikmeti başkaydı âlemin ve arz ettiğim niyazın her suresinde saklıydım ve ben yalnızlıktan dem vurup duyuyordum işte Rabbime kavuşmanın coşkusunu.

Tetikleyen ne varsa hüznü ve derin bir sessizliğin türküsü esef dahi etmeden eşrafın gerçek yüzünü önceden gören ve işte ispatıydı yarınlar dünün de uçuşan tülünden seken bir ceylan gibi hayatı arşınladığım kadar kadere duyduğum müteşekkir varlığın da damgası idi sözcükler.

Ayan beyan acı.

Aşikâr olansa dik başlı bir açı.

Tüneyen kuşun, martının kırık kanadı.

Bir mizansendi ki yaşam bir de dolmuşken ömrün miadı.

Sakit olan neyse seferisi olduğum kayrasında dünün günlerimi kavurduğum ve üstüme sıçrayan çamur ne ki alnımın akıyla yaşamanın da ta kendisi iken başım dik yürüdüğüm düşsem bile kalkmayı bildiğim ve zincirleme bir kazadan sağ ve bahtiyar kurtulmanın da müjdecisi iken büyüyen iman gücüm ve gözümde tüten mutluluğun rakkasesi nice şiir nice nesi bir elem çeşmesiydi ki yaşadığım şehir bense şairden önce iyi bir kul olmanın yolunda yürümenin verdiği huzur ve şükürle çoktan varmışken hidayete Rabbin indinde…

 


( Hidayete Doğru... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.11.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.