Kalp, yıkım kararı almış gibiydi. Özde kendi dikeni batıyor kendine,
sanıyordu. Meğer yanlış duraklarda doğru sevilmeyi bekliyormuş.
Sevilmek yıldızının kaydığı melodik yalnızlıklarda bu kalbin
ne işi varmış?
Ayrıldı. Kalp, önce ikiye; sonra tek bedende mutluluğa adanan
merhabalardan aşıma uğrayan engelleri kaldırmaktan ayrıldı.
Bu Kalp mutluluğu alnının akıyla Hak ediyor.
Onu Hak etmeyenler utansın.
Bu kalbe neşredilen ve sefada cefa çektirilen her kalbin sahibi,
sahipsiz kalsın.
Düğümü attım mutluluğa, nerede o varsa ben oradayım.
Ah... Geldin mi aşk?
Sonunda beni Hak eden o yâri karşıma getirdin.
Yüzünü seçemiyorum, içli bir sofradan içli köfte yemişçesine
kalkıp gelmiş.
Yaralarımı sarmaya gönlü varsa beni Hak edendir.
Gel bakalım soylu efendim, senden öncesi mi?
Hiç olmadı ki.
Seninle başladım.
Hayatın perdeleri çekilsin üstümüze , mutluluk boncuk gözlerime
oluk oluk yağsın...
Dilara AKSOY