Emine Halam
Ailem ve Ben 17- EMİNE HALAM
Evin en büyük çocuğu. Ahlaken babasına, simaen annesine benzeyen bir kız. Gelin olduğu
evde aşırı çalıştırılmaktan dolayı artarda çocuk düşürmüş. Kocası abisinin
ardaşı. Kayınpederi de babası gibi hoca diye anılan biri.
Bir köyden öbür köye
gelin gider. Ahlaken kendisinden sonra doğan çocukların da en üstünü. Oğlan kardeşiyle blok
yapılan evde oturur. Ahırda ineği vardır, evde çocukları, ama o çoğunlukla
seccadesindedir. Ev işlerini çabucak bitirir. Kocasının söylenmelerini sessizce
dinler, karşılık vermez. Onu öyle kabul etmiştir.
Hayata tutunabilen ilk çocuğu erkektir ve çok yakışıklıdır. Onu gören parmak
ısırır. Kocası iyi maaş veren bir fabrikada işçidir. Ama o şehirde hayvan
yetiştirmektedir. Sütü sağmakta, evin ihtiyacını karşılamaktadır. Evinde ekmek
pişirmekte, hayvanı otlatmaya gitmektedir. Sırtında ot taşımakta, rençberlik
yapmaktadır. Onun gerek baba evinde gerekse kayınbabasının evinde yaptığı
budur.
İlk çocuklarının köyde kuyudan kovalarla eve su taşımaktan düştüğü söylenir.
Topu topu bir oğlan iki kız çocuğu olmuş, başka çocuğu olmamıştır. Oysa oğlan
kardeşinin 2’si ölü 9 çocuğu olmuştur. Bir kız kardeşinin hiç çocuğu olmamasına
karşın, en küçük kız kardeşinin 6 çocuğu vardır.
Bütün emeli büyük oğlunun mürüvvetini görmektir ama bu ona nasip olmayacaktır.
Genç yaşta yakalandığı kanser hastalığı, uzun tedaviler ve akıl almaz
ıstıraplardan sonra onu bu dünyadan alıp götürmüştür. Ortaokulda okuyan oğlan
çocuğu ve ilkokulda okuyan iki kız çocuğunu yetim bırakarak bu dünyaya veda
etmiştir.
Bu doğal hayat içinde o gün için kanser gibi bir hastalıkla tanık olmamız bize
oldukça garip gelmiştir. Onun bitip tükenmeyen tedavileri kocasının bütün
birikimlerini yok etmiştir. Babamın hiçbir zaman sevemediği ve bitmez tükenmez
dırdırından şikayet ettiği eniştesi o çok sevdiği biricik ablasının kocasıdır
ama o yarı kıskançlıkla onu bir türlü benimseyememiş, ona saygı duymamıştır.
"Uzun boylular ahmaktır" kavlince uzun boyundan dolayı onu 'sap Ahmet' diye anagelmiş, ablasının kıymetini bilemediğini düşündüğü için onu böyle tahkir
etmiştir.
Onu kentin biraz dışarısında yemyeşil bahçelerde beraber sığır otardığımız
günlerde hatırlıyorum. Ben kendisine masallar anlatması için bin bir eziyet
ediyorum ve o elinde örgüsü bildiği birkaç masaldan birini bilmem kaçıncı defa
anlatıyordu.
Onun her defasında Numune hastanesine gidişi, orada ameliyat üstüne ameliyat
oluşu, dönüşünden kısa bir zaman sonra hastalığının nüksetmesi hala
hatırımdadır. Bizi onun iyileşmesini beklerken o her defasında daha fazla
kötüleşiyordu. Biz yalancı iyi haberlerle avunurken onun ikide bir kısa bir
zaman geçmeden kötüleşmesi aramızda umumi bir hüzün gibi yayılıyor, olay umumi
bir mateme dönüşüyordu. Biz onun iyileşmesini beklerken o git gide kötüleşiyordu.
Bu hepimizi üzüyordu. Onunla şakalaştığımız günleri, o sıcak postu üzerindeyken
bile bizim onunla ülfetimize açık kapı bırakması, hattat karlı günlerde kartopu
şakalarımıza katlanması, bizim oyunumuza katılarak bizi memnun etmesi onun ne
kadar erdemli bir insan olduğunu ve bizim onu neden bu kadar çok sevdiğimizin
nedenini açıklar.
Bir gün aniden benim şuramda bir sertlik var deyişini, uzun süre doktora
gitmeyişini, uzun bir aradan sonra birdenbire doktora gittiğini öğrendiğimiz
günleri daha bu günmüş gibi hatırlıyorum.
Öldüğü gün her zaman olduğu gibi biz onun evinin merdiveninde hiçbir şey yokmuş
gibi oyunlarımıza devam ediyorduk. Ölüm haberini aldığımızda pek şaşırmadık.
Çünkü hastalığı ağırlaşmıştı, büyükler etrafında ölümünü bekliyorlardı. O
karnının tedavi sonucu su toplamasından şikayet ederek cenazesinin pek ağır
olacağından yakınıyor, bunun olmaması için Allah’a dua ediyordu.
Belli
aralıklarla doktorlar tarafından tahliye ediliyordu. Böyle zamanlarda
zayıflıyor, bu da onu sevindiriyordu. Ama bu pek kısa sürüyordu, çünkü tahliye
edilen su tekrar toplanıyordu. O zaman onu tekrar bir üzüntü alıyor ve hiçbir
şeyden şikayet etmeyen kadın bu olaydan sırf tabunu taşıyanlar zorlanacaklar
diye yakınıyordu.
Dediği gibi de oldu. Tabutunu taşıyanlar onu düşürdü. Birkaç yıl sonra o güzeli
yakışıklı oğlu bir trafik kazası sonucu ölüp yanına gömüldü. 10 ar 15er yıl
aralıkla iki kızı da aynı hastalıktan uzun zaman çekerek hayata veda etmişler,
onun yanına gömülmüşlerdi.
Kocası kendisinden 20 yaş küçük biriyle kaynanası tarafından evlendirilmiş
ondan bir sürü çocuk edinmişti.
O şimdi bir oğlu iki kızı ve depremde ölen bir
kız torunuyla yan yana yatmaktadır. Ruhu şad olsun.
Ahmet Kemal
(
Emine Halam başlıklı yazı
EDİP GÜL tarafından
5.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.