SADRA ŞİFA
SÖZLER
Muhabbetten Muhammed oldu hasıl!
Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl.
İslam; geniş bir
yelpazedir, Uluslararası bir sistemdir. İslam’da; Irk, renk, ülke, dil,
coğrafya, sınır farklılığı yoktur. Bu açıdan, İslam’a inanan herkes kardeştir.
Buna dini litertürde; ümmet denir.
Bir Müslüman, yanlış
yaptığı zaman, el birliğiyle düzeltmek hepimizin görevidir. “Yanlış yaptı”
diyerek, cemiyetten, toplumdan uzaklaştırmak yoktur. Eğer işin içinde, terör,
ülkelere ve insanlara katliam gibi eylemler yoksa ufak tefek kusurlar
affedilir.
Mevlana Celaleddin-i
Rumi’ye isnat edilen ama aslında ona ait olmayıp İranlı şair Ebu Said Ebu’l
Hayr’a ait olan;
“Gel ne olursan ol
yine gel…” sözü hepimizi en kısa zamanda dönüştürmeye yönelten, etkin bir
ifadedir. Gel ama geldiğin gibi kalma, çamur geldiysen, hamur olarak; kamış
geldiysen ney olarak; yamuk geldiysen, elif olarak… git demektir. Çünkü eğri
cetvelden doğru çizgi çıkmaz.
Sevgiyi içine yerleştiren insan; ailesine,
yakın çevreye ve her tarafa bunu yayar. Dolayısıyla bu insanda; hoşgörü, sabır,
güler yüz, samimiyet ve empati duyguları gelişir.
Kainat, sevgiyle cennet olur. Sevgi; insanın
gönlünü, evini, çevresini, işini, aşını, bakışını gülistan yapar.
Sevgi; beş harften ibaret bir kelime. Dil ile
söyleyivermek, “seviyorum”, “Aşkım” demek, “canımsın”, “ciğerimsin”…
ifadelerini kullanmak gerçek sevgi midir?
Sevginin; vatanı, ırkı, rengi,
cinsiyeti, dili, yaşı, zamanı…yoktur. O, gönülde parıldayan bir ışık gibidir.
Işık, nasıl karanlıkları aydınlatırsa, sevgi de içimizdeki; nefret, kin ve
düşmanlık…karanlıklarını aydınlatır. Sevgiyi tarif edemezsiniz. Onu bir kalıba
da koyamazsınız.
Gönüller Sultanı Mevlana diyor ki:
“Huzur arıyorsan dost ol, çabuk
pişmanlık getir, işe güce koyul.”
“Umutsuzluk semtine gitme ne umutlar
var. Karanlığa gitme ne güneşler var”
“Her ağlamanın sonunda gülme vardır.”
“Mesnevideki ter ü taze mercan
dallarını gör, can suyundan bitmiş meyveleri seyret.”
“Toprakta biten güller mahvolur gider. Gönülde biten güller
ise kalıcıdır ve ne hoştur”
“Ey can; kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü
kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.
“Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci,
mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten
sonra”
Can konağını aramadaysan,
cansın; bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin, bir damla su arıyorsan susun,
zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşıksın, Gönlün neye kapılmışsa
O'sun sen.
Can ararsan can olursun.
Av için yemek ararsan yemek olursun. Neyi ararsan o olursun.
Dostluk illa yan yana, diz
dize olmak değildir. Asıl can cana, kalp kalbe olmaktır.
Yunus Emre şöyle terennüm eder:
“Gelün soralım canlara suretinden n’oldı gider,
Dün-gün senünem der iken sebep neyi buldu
gider”
Tokatlı Nuri:
Sevgi yazılmaz derinde saklı,
Hayatın özü aşk anlatılmaz,
Canlarda gizli kalplerde ekli,
Gönüller yakan meşk anlatılmaz!
Beş harfli yalın tek bir kelime,
Bundan âlâsı geçmez elime,
Ruhumu okşar uygun dilime,
Gözlerden akan eşk anlatılmaz!
Ayrı ayrıdır toplumu ferdi,
Hepsinin farklı acısı derdi,
Muhabbetsizlik cananı gerdi,
Manadan bakan ışk anlatılmaz!
Birliğimize açılan kapı,
Huzura amber saçılan kapı,
Cennete doğru geçilen kapı,