Hulasası renklerin, mirim bir de aşkın doğası.

İçime çağladığım günde yittiğim

Hayallerim ve yarınların duası

Bir bitim ise gece

Güne meylettiğim şafak vakti

Atan şafağımın akan irininde saklı gizi

Yalnızlığın

Oysaki meylettiğim dünde kalan coşkum ve kalabalıklığım

 

Ruhumdur nükte dolu

Yalnızlığım nutku tutulu

Mevsim sözsüz

Aşk bensiz

İnsanlarsa hacimsiz ve hadsiz.

Duygu kalabalığı addedilen bazı bazı

Gel gör ki insan olmanın doğası

 

Rükû ettiğim bilinmez

Hicreti aşkın tanınmaz

Makul olan neyse uzağındayım ve alabildiğine pervasız

Düşler semadan firar etti edecek

Düşmemse an meselesi, mirim

Kat ettiğim yolun yokuşun da yok haddi hesabı

 

Şifresi içimdeki Samanyolunun,

Varsın olsun Kutup Yıldızı beni çağıran

Zühre’si olsam ne ki kubbenin

Zıt kutuplar birbirini çeken

 

Ve içimde seken iklimler

Ekilesi dilekler

Bağladığım çaputlar

Hazan ve hezeyan ve heyelan bir arada

Tutuklu olduğum ömrün hapishanesi

Ne zamanki solacak yüzümdeki nur?

 

Biteviye emeklediğim yolun düztaban ruhu

Açığa alındığım makam

Meylettiğim son mekân

Mal olan ömre bitimsiz heyecan

Hali hazırda bir çocuk

Saksıdaki bitki misali

Toprağına hasret hangi kulsa

Geldiğim yer toprak

Gideceğim yer de haraç mezat

Yaşamanın kaidesi

Bir bilinmez kilitli çekmecemde

Bilindik tek duygu iman gücünün hikmetinde

 

Ve şerh düşülesi

Ve şah mat

Şah damarımdan yakına tav olduğum

Aşkın hazzında sadece Huda’ya koştuğum

Zanların tekelinden sıyrılıp zamlı tarifesinde acının

Hüznü tavaf ettiğim kadar yakın durduğum

Rahmetin tevekkül yüklü yağışı ve sesi

İzini sürdüğüm yine bende saklı

Beni bana sunduğu kadar ırak olası bir çöl gibi

Çorak topraklardan firar eden bir çöl çiçeği

 

Hali hazırda kuruyan dilim damağım

Bir susku ise bardağa doldurduğum

Varsa yoksa yalnızlığın manifestosu

Ve ne ara ölmüşüm ben?

Reşit bir iklimde sus pus ruhum ve sandukam

Bir çeyiz sandığından firar eden baht gibi

Tahtımı yapanlara aslında isyanım

 

Yarına biat

Başaklar gibi dolu ve vakur ve kanat açtığım

Malum sonun sadece beni çağırdığı yetmezmiş gibi

Benim çağırdığım kimse

Ruhumu derdest eden o tok sesinde kaderin

Sektiğim hece hece kederin esef dolu sesi…


( Aşkın Hazzında Hudaya Koştuğum başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 23.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.