Maneviyat mevsimi, geldi mübarek aylar
Rahmet
sağanağından mümine düşer paylar
Her
biri nurdan halka: Recep, Şaban, Ramazan…
Gönüllerde
basiret, ihlas, feraset, mizan…
Hizaya
gelir kulun gözü, kulağı, dili…
Geceyi
aydınlatır ruhumuzun kandili
Soluklanır
müminler cennetin kokusunu
İman
nuruyla bezer ruhunun dokusunu
Recep’te
tohum eker, Şaban gelince sular
Ayların
hasat vakti, Ramazan’ı muştular
Bu
zaman diliminde saadete erilir
Nübüvvet
bahçesinden iri güller derilir
İmtihan
âleminde kul belâyla sınanır
Belâya
isyan eden Hakk katında kınanır
Regaib, Miraç, Berat; Kadir af gecesidir
Kelime-i
şehadet, kurtuluş hecesidir
Her
bir kandil gecesi, karanlığa nur saçar
Yaradan,
kullarına rahmet kapısı açar
Ruhumuzu
doyurur maneviyat sofrası
Üç
Ay’ı fırsat bilir mümin kulların hası
Muhasebe
yapar kul, nefsiyle hesaplaşır
Selamet
sahiline amellerini taşır
Kul
duymazlıktan gelmez ilahî azarları
İdrake
nüfuz eyler basiret nazarları
Ne
kötü sığınaktır, nâr-ı cehim, azana…
Recep’le
Şaban ay’ı müjdedir Ramazan’a
Tefekkür
ikliminde ruhlar kıyama durur
Kalpler
arınır kirden; silinir kibir, gurur…
Tövbe
istiğfar ile cilalanır özümüz
Rahman’ın
huzuruna akça çıkar yüzümüz…
M. NİHAT MALKOÇ