Hangi renksin sen hangi izbeden firar
eden ölü bir ışıksın ve nazenin yüreğinden dökülen inciler midir sensizliğin
ölüm koktuğu ve aşkın mecali midir yoktan var eden Rabbin dokunduğu…
Hanemde yangın
Haremde aşk ve derya
Nazenin yârin fısıltısı kulağıma küpe
Nazarında gecenin
Eften püften bir yıldız değildir
meali bu aşkın
Hatmeden ve hamt eden kulvarında
ıssızlığın
Sözcüklerin yerle yeksan ettiği
Varlığımdan sızan ışığı küçümseme sen
Ve günbegün eksilsin yürekten dökülen
Her miat her masal
Her milat her fasıl
Öykündüğüm yarınların duvağında asılı
yalnızlığın
Beyhude duvarlarına çakılı
İsminden sökün eden bir yaprak misali
Kaşlarımın çatıldığı hazan rüzgârı
Gündür teftiş eden
Mevsim ve mealim
Kelamın yanık çehresinde gezinen
gölgelere
Meylettim
Mahal ettim
Men ettim kötüyü
Eşref saatinde şehrin şiirler diktim
Nakkaş misali nakşettim günü
Geceden kopan bir feryat
Biat ettim
İnat ettim
Hazmettim acıları
Sökün eden sözcükleri
İdam ettim
Yalnızlığın yüksek duvarlarına şerh
düştüm mısraları
Bir bilinmez ki şevki kalemin
Bilindik ne kaldı dünden, söyle
sevgili?
Hicranın ayak sesi
Hazanın meali
Hüzünlü çehrem ve şecerem
Asla da yok inkârı ve itirafı
Bir günün geceye öykündüğü ne ki?
Şairin ölüyü bile güldürdüğü
Yeri geldi mi acısından öldüğü
Dikitler saklı gökte
Sarkıtlar misali feveran eden heceler
yürekte
Gizin izinde zaman
Zamanın peşinde kalem
Yitik kelam noksan selam
Aşka küsen bir Bedevi
Hızının kesilmediği şairin
Yiten ömre hitap ettiği o gizem
Elbet ömür yettiği kadar
Sözcüklerin nüksettiği
Nice dize nice şiir
Beyazın masum yüzü ve esintisi
Dinmek bilmezken yürekte
Mehtabın ışıttığı karanlığı
Delip geçen neferi iken şairin
kaderi…